İsmailağa cemaatinin filtresi yok
Abone olİsmailağa cemaati hakkında çok şey söylendi. Mahmut Övür bir dönem ilgilendiği cemaati yazdı.
Sabah yazarı Mahmut Övür, Bayram Ali Öztürk cinayetinin ardından
bu camaatin yapısını anlattı. Birçoklarınca dile getirilen
cinayetin nedeni ' yoksa bir mecvup işi mi? Yazara göre kesin olan
bir şey var ki cinayetlerin ilk olmadığı...
Yazı: Mahmut Övür
Kaynak: www.sabah.com.tr
-İsmailağa Cemaati, diğer tarikatlarla kıyaslandığında tam bir
kapalı kutu. Bu nedenle yapılan analizlerin büyük çoğunluğu
kulaktan dolma bilgilerden oluşuyor.
Cemaatle 1980'li yıllarda Nokta dergisinde çalıştığım dönemde de
bir hayli ilgilenmiştim. O kapalı yapı nedeniyle bilgi sahibi olmak
gerçekten zordu. Şimdi Bayram Ali Öztürk'ün öldürülmesi nedeniyle
cemaat yeniden gündemde. Yine bir çok şey yazılıp söylendi. Ama son
duyduklarım karşısında tam anlamıyla şoke oldum.
Cemaatin işleyişini iyi bilen biri şöyle diyordu:
"Bütün kavga hilafet kavgasıdır."
Eminim siz de şaşırdınız.
İstanbul Fatih Çarşamba'da kendilerine özgü bir yaşam kuran cemaat,
aynı zamanda farklı bir yönetim anlayışına da sahip. Dışarıdan
bakanların tarikat lideri diye adlandırdığı Mahmut Ustaosmanoğlu,
aslında tarikat mensuplarına göre "halife" olarak kabul ediliyor.
Bu yüzden de kavgaya "hilafet kavgası" deniyor. Bu kavganın sürdüğü
cemaatin yakın tarihinde gerçekten de sayısız soru işareti var.
Bu soru işaretleri, 12 Eylül'de gözaltına alınan Mahmut
Ustaosmanoğlu'nun kısa sürede tahliye edilmesiyle başladı.
Ardından, Üsküdar Müftüsü'nün öldürülmesiyle devam etti.
Onu 1998 yılında bu kez "Halife"nin yerine geçeceğine kesin gözüyle
bakılan damadı Hızır Ali Muratoğlu'nun öldürülmesi izledi.
Şimdi de Bayram Ali Öztürk.
Bunlar olurken, yerine geçmek için "kavga" edilen şahıs, yaşlı da
olsa hala ayakta.
Peki tüm bunlar bir tesadüf mü?
Cemaati yakından izleyen biri şöyle diyor: "Bu cemaatin en önemli
özelliği toplumun her kesimine açık olması. Psikolojik sorunu olan,
toplumda tutunamayan insan, şalvarını, cüppesini giyip buraya
geliyor. Yani filtresi yok bu cemaatin. Düşünsenize birkaç yıl önce
kurmay düzeyinde bir adamı cinayete kurban gidiyor. Ama hala
camiinin girişinde bir X-RAY cihazı yok." Acaba binlerce müridi
olan, etki alanı denilenlerin aksine siyasetten bürokrasiye kadar
uzanan bir tarikatın "kurmay" isimlerinin öldürülmeleri, basit bir
"filtresi yok" yaklaşımıyla açıklanabilir mi?
Bu sorulara cemaatin etkili isimlerinin cevap vermesi
gerekiyor.
Aksi halde cemaat hakkında oluşan soru işaretleri kafaları
karıştırmaya devam edecek.