İsmail Kartal'ın Trabzon tepkisi: En fazla darp edilen oğlumdu
Abone olFenerbahçe Teknik Direktörü İsmail Kartal, gündeme dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Trabzon maçındaki olaylara değinen Kartal, "Oğlum Emre’yi 5-6 kişi araya aldı. 6 sayfalık darp raporu var oğlumun. Kaburgalarında ezilme var. Bir gün hastanede kaldı benim oğlum. En fazla darp edilen oğlumdu. " dedi.
Haber Global'e konuşan Kartal, Süper Kupa'nın ertelenme
taleplerinin reddine değinirken ligden çekilme konusunda da ilk kez
konuştu.
Öte yandan tecrübeli çalıştırıcı ezeli rakipleri Galatasaray'a da sert açıklamalarda bulundu.
"NEDEN ISRAR EDİLİYOR?"
"3 günde bir maç oynayacağız. Süper Kupa’yla ilgili bugüne kadar
birçok sefer maçın ileri bir tarihe kaydırılması için, her takım da
Avrupa’da yer almasından dolayı müracaatlarımız olmuştu. Şu anda
Türkiye’yi tek temsil eden Fenerbahçe olarak bu maçın neden Avrupa
maçı öncesinde oynatılması ısrar ediliyor, anlamış değilim."
"MİLLİ MAÇTAN FARKI YOK"
"Sonuç olarak ülke puanı, milli maç gibidir. Türkiye Ligi’nin
ikincisi olarak biz Konferans Ligi’ne 3 ön eleme oynayarak
katıldık. İkinci takımın Şampiyonlar Ligi’ne katılması gerekirken,
biz bu durumu yaşadık. Şu anda bizim maçların milli maçlardan farkı
yok. 4 günde bize iki tane şiddeti yüksek maç oyna diyorlar. Ülke
puanı önemsiz mi? Galatasaray’la oynadıktan sonra Yunanistan’a
Olympiakos maçına gideceğiz."
"GALATASARAY'IN ERTELENMİŞTİ"
"Galatasaray maçları yüksek stres altında oynanan maçlardır. Bunu
oynayıp Avrupa maçına çıkmak ne kadar doğru olur? Biz bu maça daha
çok dinlenip çıksak ülkemiz adına iyi olmaz mı? Bizim mücadelemiz
bu. Biz bunu defalarca söylememize rağmen hem karşı takımın hem de
TFF’nin bu tutumunu anlamış değilim. Daha önce Galatasaray’ın da
Avrupa kupalarında mücadele ettiği zaman birçok kez maçlarının
ertelendiğini biliyoruz. Neden bu tarihte oynatmaya çalışıyorlar,
anlamış değilim"
"AVRUPA KUPASI KAZANMAK İSTİYORUM"
"İlk günden bu yana Avrupa’da gidebildiğimiz yere kadar gitmek
istiyoruz, demiştim. Bunun ucu açık. "Biz kupayı alacağız" demek
keskin bir konuşmadır. Hayatta keskin konuşmam, yapamama
ihtimalinizin olduğu şeylerin sözünü vermemelisiniz. Ben öyle bir
insan değilim. Doğruyu söylerim hep. Çeyrek finale kaldık. İki
takımı da eledik mi finaldeyiz. Avrupa kupasını kazanarak tarihi
kulübümüzün başarılarını taçlandırmak istiyorum. Camianın bir
evladı olarak bunu çok istiyorum. Hem lig hem Avrupa’da oynamak da
kolay değil. Futbolcular Avrupa maçlarında seyahatlerden de çok
zorlanıyor ama inşallah zor da olsa biz gidebildiğimiz yere kadar
gidip günün sonunda da kupayı ülkemize getirmek istiyoruz"
"TEK SIKINTI SÜPER KUPA"
"Olympiakos köklü bir takım. Yunanistan’da 3-4 büyük kulüpten biri.
Önemli oyuncuları var. Kendilerini izlemeye başladık, analizleri
yapıyoruz. Turu geçmek için elimizden geleni yapıyoruz. Tabii
öncelik şu an için Adana Demirspor ve Süper Kupa. Maç maç
gideceğiz. Tek sıkıntı 7’sinde oynayacağımız Süper Kupa. Hem TFF
hem de rakibimizin ülke puanı için bize destek olmalarını beklerdik
ama maalesef olmadılar."
"TEK SIKINTI SÜPER KUPA"
"Olympiakos köklü bir takım. Yunanistan’da 3-4 büyük kulüpten biri.
Önemli oyuncuları var. Kendilerini izlemeye başladık, analizleri
yapıyoruz. Turu geçmek için elimizden geleni yapıyoruz. Tabii
öncelik şu an için Adana Demirspor ve Süper Kupa. Maç maç
gideceğiz. Tek sıkıntı 7’sinde oynayacağımız Süper Kupa. Hem TFF
hem de rakibimizin ülke puanı için bize destek olmalarını beklerdik
ama maalesef olmadılar."
"100 GOLE ULAŞAN İLK TAKIMIZ"
"Avrupa’nın 5 büyük ligi ve Süper Lig’de 100 gole ulaşan ilk takım
olduk. İkinci Leverkusen 85 gol. İlk defa ligde bir takım 10 maç
üst üste kazanarak başladı. İsmail Kartal Fenerbahçe’nin başında 11
maç kazanan ilk Türk teknik direktör oldu. Süper Lig tarihinde 30.
Maçlar itibariyle en fazla puan topladığımız, galip geldiğimiz
dönemi yaşıyoruz. Üst üste 5 maç deplasmanda kazanma rekorunu egale
etti. Süper Lig’de 64 yıl sonra ilk kez bir takım 6 deplasman
maçında üst üste kalesini gole kapattı. 15 deplasman maçından
14’ünü kazandık. Kulüp tarihinin en fazla deplasman galibiyeti
aldığı dönemi yaşıyoruz. Avrupa’da resmi maçlarda en fazla gol atan
takımız. Liverpool ikinci, Sporting Lizbon üçüncü, Manchester City
dördüncü, Club Brugge beşinci, Leverkusen altıncı, Galatasaray
yedinci sırada. Daha bir sürü başarı daha var"
"YETERLİ DESTEK ALMIYORUZ"
"Burada içeriden ve dışardan yeterli destek alamıyoruz. Biz
ekibimizle çalışıyoruz, en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Sezon
başından bu yana objektif olarak her iki takımın maçlarını da
izlesinler. Acaba kim nerede nasıl puan kaybı yapıyor. Bizim şu an
en aza 8-10 puan önde olmamız gerekirdi. İçeriden derken eskiden bu
kulübe hizmet etmiş insanlar, sadece bir maça bakıyorlar.
Şampiyonluğa devam ediyoruz, Avrupa kupalarına devam ediyoruz.
Sezon başından bu yana yaşananları da kimse konuşmadı. Yok A
planımız, B planımız, C planımız yok diyorlar. Spor spikeri,
yorumcusu Ersin Düzen "Öyle futbol adamları dostlarım var ki her
maç Fenerbahçe puan kaybetsin de diye bekliyorlar. İsmail Kartal’ın
yerinde yabancı bir hoca olsa acaba bunları yapabilecek misiniz?"
diyor. Kendisini de tanımam. FB TV’deki Ahmet arkadaşımız "Zaferin
rengi filmi gibi oldu Fenerbahçe. Bir maç kaybetsin diye linçlesek
diyenler var." diyor. Sonra diyorlar ki biz Fenerbahçeliyiz.
Fenerbahçelilik, başkanını hocanı futbolcunu masörünü linç etmek
değil, destek olmak. Onların hakkını aramak."
"BEL ALTI VURUYORSUNUZ"
"Her beraberlikte, en ufak bir şeyde hepimize bel altı
vuruyorsunuz. Eleştiriler olacak ama biraz da pozitif, yapıcı
olması lazım. Böyle Fenerbahçelilik olmaz. Tarihi rekorlar kırmış
bir takımız. Şampiyon olabiliriz."
"BENİ PARLATIN DEMİYORUM"
"Trabzon’da yaşananları da herkes gördü. Beni parlatın demiyorum,
ihtiyacım yok. Ne yapacağımı biliyorum. İlk geldiğim ve
kurşunlandığımız sene de aldığımız puan da futbol da ortada. İkinci
geldiğimde de her şey ortada. Her geldiğimde ben puan rekorları
kırmışım, istatistikleri paramparça etmişiz. Her şey güzel giderken
içerideki Fenerbahçeli dostlarımızın daha sağ duyulu olması lazım.
Bugün ben varım, yarın siz gelirsiniz. Fenerbahçelilik böyle olmaz.
Başkanına, hocasına, futbolcusuna, armasına sahip çıkmaktır
Fenerbahçelilik. Haksızlıklara uğruyoruz. Bir günde çıkın hakem
şunu yaptı, Fenerbahçe şöyle haksızlığa uğradı, deyin. Bunlar
olmasaydı bizim takımımız 10 puan önde olması gerekirdi, deyin. Bu
algıyı kıramadığımız gibi bir de içerideki insanlar bize vurunca,
sanki Fenerbahçe’de işler kötüymüş gibi algı yapılıyor. Sonra da
camiamız çok kırılgan oluyor, tabii böyle olur."
"SON DAKİKADA ATIYORUZ, NE GÜZEL!"
"Diyorlar ki, "Hep son dakikalarda gol atıyor." Ne güzel işte.
Takım fizik olarak düşmemiş, inancını kaybetmemiş, son dakikaya
kadar saldırıyoruz. Son dakikalarda atılan goller çok değerlidir.
Tabii bir an önce 3-4’ü bulmak isteriz ama futbolda her zaman böyle
bir şey yok."
"GELEN TAKIMLARI GÖRÜYORSUNUZ"
"Kadıköy’e gelen takımları görüyorsunuz. Zaman geçiriyorlar, oyunu
çirkinleştiriyorlar. Biz bunlarla uğraşıyoruz. Her gelen hakeme
‘Hocam lütfen buna müsaade etmeyin’ diyoruz. Maalesef biz gelen
takımların yere yatmaması için hakemleri uyarıyoruz. Oyun hızımız
düşüyor. Son dakikalarda gol gelince de ‘Vay niye böyle oldu’. Ne
güzel atıp kazanıyoruz işte. Bunun için her kulvarda mücadelemizi
sürdürmeye devam edeceğiz. Herkesin bir hesabı var, Allah’ın da
var. Biz kendimize inanıyoruz. Sezon sonunda biz şampiyonluk
olacağız. Hiç kimsenin puan kaybetmesine de ihtiyacımız yok, 8
maçın 8’ini de kazanarak şampiyonluk olacağız."
"HER ŞEYİ YAPIYORLAR!"
"Çok fazla stres olduğumuzu düşünmüyorum. Gelen takımlar oyun
hızımızı kesmek için her şeyi yapıyorlar. Hakemleri de uyarıyoruz
ama rakip sürekli yere yatıyor. Pendik, Samsun, Trabzon, Alanya
maçı… Hakemleri uyarmamıza rağmen en fazla kaleciye sarı kart
gösterebiliyor. Türk futbolu için bir milat olup futbol adamları
bir kural çıkartabilir. İlave olarak hakemlere inisiyatif
verebilirler. Sakatlandıktan sonra 1 saniye sonra oyuna girmeye
çalışan oyuncuları 3-4 dakika oyuna alma. Bir gol yesin bir daha
yapabiliyor mu? Avrupa’da böyle yere yatma yok. Zor Avrupa
maçlarına çıktık 11 galibiyet, 3 yenilgi aldık. Bir tane oyuncumuzu
yere yattığını gördünüz mü? Kadıköy’e gelen yere yatmaya başlıyor.
Gol atmak için oyun ritmini yakalaman lazım. Biz bunu diyemiyoruz
çünkü oyun durduruluyor. Takım içerisinde de doğal olarak stres
başlar."
"OYUNCULARI NASIL İKNA ETTİNİZ?"
"İsmail, İrfan Can, Osayi, Szymanski, Tadic kariyer rekoru rakamlarına ulaşıyor. Dzeko gol krallığına gidiyor. Bunu nasıl planladınız ve bu oyuna oyuncuları nasıl ikna ettiniz?"
"KENDİ OYUN SİSTEMİMİ KURDUM"
"Geçen yıl farklı bir sistem vardı, bu yıl ben kendi oyun sistemimi
kurdum. Yabancı antrenörler bunun için sizden en az 2 sene zaman
ister. Biz 12 oyuncu aldık, eski oyuncularla harmanladık. Bu sezon
başı muhteşem bir giriş yaptık. Sonuçta herkesin takdirini alan,
iyi bir oyun sitemimiz var. Sonrasında sakatlıklarımız oldu. Hep
aynı bölgede sakatlılar yaşadık. 5 stoperimiz birden sakatlandı, 4
orta saha oyuncumuz bir anda sakatlandı. Orada bir zorlandık.
Avrupa maçlarında mağlup olduk. 16 yaşındaki gençlerle gittik.
Elimizde tam kadro varken neler yaptığımız tüm dünya gördü"
"KAFAMA MADDELER GELDİ"
"Trabzonspor maçları her zaman gerilimi yüksek geçer. Nerede
oynansa bu böyledir. Baskı altında oynanır. Trabzon’a gittiğimiz
bizim için sezonun en önemli maçlarından biriydi. Rakibimiz aynı
gün maçı kazanıp farklı 5’e çıkarmış bizim de mutlaka kazanmamız
gerekiyordu. Rakip takım antrenörü Abdullah Avcı’nın planlarını
biliyorduk, o da bizimkini tahmin ediyordu. Satranç savaşı
olacaktı. Planı tutan biz olduk. 2-0 öne geçtik. Bu arada yaşanan
olaylar oldu. Kafama maddeler geldi. Maçın sonuna kadar su şişeleri
yedik. Sahanın içine atılan meşaleler, paralar var. Livakovic’in
yüzüne para geldi."
"HAKEMLERE 'ERTELEYİN' DEDİM"
"Hakemlere maçı durdurmalarını ve ertelemelerini söyledim. Dördüncü
hakem Volkan Bayarslan bana "Maçı tehir edecek bir durum yok" dedi.
İkinci yarı başladı onun öncesinde, Abdullah Avcı merak ediyordur
doğruları bilsin. Devre arası koridorda yanıma geldi, 'İsmail hocam
bazı oyuncuların ısınırken tribünlere bakmasını tahrik ediyorlar.
Uyarırsan sevinirim, ortam gerilmesin’ dedi. Ben de ‘Peki hocam,
teşekkür ederim’ dedim. Takımı topladım, sahadaki yedek oyuncuları
da çağırdım. FB TV de çekti isterlerse görüntüleri de izletiriz.
'Hiç kimse tribünlerle uğraşmasın, işimizi yapalım, 2-0 öndeyiz
maçı kazanıp dönelim. Kimse hakemle tribünlerle uğraşmasın. Biz
buraya kazanmaya, futbol oynamaya geldik' dedim."
"TRİBÜN SALDIRISINA UĞRADIK!"
"İkinci yarı ne hikmetse karşı taraftan tribün saldırısına uğradık.
Su bombardımanı yağdı. Sol tarafta Ferdi, Tadic, Oosterwolde tarafı
bu yüzden felç oldu, durdu. Hiçbir atağa çıkamadı. Kalecimizin
önüne meşaleler atıldı. Konsantrasyonumuz bozuldu. Panik başladı
sürekli uzun oynadık. Sonuçta golden önce atılan meşaleler varken,
sahayı bile temizlettirmedi hakemler ve golü yedik. Golü yiyince
Trabzonspor iştahlandı. Sahadaki oyunlarının yanı sıra tribündeki
saldırı temposu da arttı. Sonuçta kendi hatamızdan penaltı oldu.
Maç 2-2’ye gelince hamle yaptım. Cengiz’le Mert Hakan’ı sakat sakat
kadroya almıştım. Belki oynatabilir diye. Soksam 3-5 hafta
oynayamazlardı. İki değişiklik yaptık ve oyun dengeye geldi. İkinci
hücumda golü bulduk ve kazandık."
"HİÇ ROL YAPMADIM!"
"Maç başından sonuna kadar vücuduma yabancı madde yedim ama hiç rol
yapmadım, maçı provoke etmedim. Kafam yarıldı deyip ayılıp
bayılabilirdim, böyle bir adam değilim. Maç oynansın diyerek
sahanın içinde kalarak, bütün çabamı gösterdim. Yoksa biz farklı
şekillere girsek maçı ertelettirebilirdik. Futbol kazansın diye iki
camia arasında gerginlik olmasın diye oyun içinde kaldım."
"MASKELİ GİRDİ SAHAYA"
"Sahanın içine girip su şişeleri topladım maç tamamlanması diye.
Şampiyonluk kaybedebiliriz ama dostluk kazansın tarafındaydık. Maç
bitti iki yabancı oyuncuyla tokalaştık. Eren Elmalı’yla güzel
sohbet ettik. Kaleci Livakovic bana doğru koştu ve sarıldı. Hatalı
gol yedi, kaybetsek yıkılacaktı çocuk. Bana sarılırken titriyordu.
'Sana mahcubum ama kazandık' der gibi sarılıyordu. Ondan ayrıldım
sahanın ortasına doğru gelirken, Trabzonspor’un menajeri var.
Beyefendi birisi. 'Hocam maçı kazandınız, tebrik ederim, takımı
içeri alır mısınız?' dedi. Ben de tamam dedim. Arkamı döndüm
bizimkiler sahanın ortasında sevinmeye başladı. O sırada maskeli
biri atladı sahaya."
"BÜYÜK BİR ZAFİYET VAR"
"Arbede yaşanırken takıma içeri girin dedim. O yaşanan arbede de
bir tanesi bizim futbolcuya saldırıyor, elinde de büyük bir şiş
çıkıyor. Oyuncum şişlense, futbol hayatı bitse kim hesap verecek.
Bu şiş benim oyuncumdan mı düştü? Bir tanesinde korner direğinin
sivri tarafıyla futbolcumu kovalıyor. Vursa, sakat kalsa kim
hesabını verecek? Statta çok büyük bir güvenlik zafiyeti vardı.
Taraftarlar bu kadar kolay nasıl girdiler. Yüzü maskeli biri sahaya
atlıyor. Trabzonlu mert insandır, Karadenizliler delikanlı
insanlardır. Ben de Karadenizliyim. Rizeliyim. Sen sahaya
atlıyorsun, niye yüzün kapalı, sen kimsin? Seni biri mi oraya
gönderdi? Sahaya atlayacak kadar cesaretin var, yüzünü niye
saklıyorsun? Büyük bir güvenlik zafiyeti vardı."
"DURDURULMASI GEREKİYORDU"
"Maçında durdurulması gerekiyordu. Maç başından sonuna kadar
çeşitli maddeler yedik, maçın tehir edilmesi gerekiyordu. Kaleci
Yasin Hocamız çok fena darp edildi. Yasin hocamız da Trabzonlu.
Maçtan sonra dedesini görmeye gitti, Trabzon’da kaldı."
"6 SAYFALIK DARP RAPORU VAR"
"Oğlum Emre’yi 5-6 kişi araya aldı. 6 sayfalık darp raporu var
oğlumun. Kaburgalarında ezilme var. Bir gün hastanede kaldı benim
oğlum. En fazla darp edilen oğlumdu. Bir baba olarak düştüğümüz
durumu düşünebiliyor musunuz? Yıllar önce şampiyonluğa gidiyorum,
kurşunlanıyorum ve şampiyonluğumuz gidiyor elimizden. Bu sene aynı
şekilde Trabzon’da yaşananlara hayret ediyorum. Daha birkaç hafta
önce kendi sahanızda farklı yeniliyorsunuz tribünlerde tepki
olmuyor. Neden iki camia karşı karşıya geliyor, neden bizim
maçlarda bunlar oluyor?"
"FARKLI NİYETLİ İNSANLAR VAR"
"Trabzon taraftarlarının içine giren bence başka bir farklı niyetli
insanlarında olduğunu düşünüyorum. Kolluk güçleri takip edecek. Bu
kadar olaylar oluyor, şiş düşüyor üzerinden, bıçak var. 200-300
kişi sahaya atlıyor. Oyuncularım kendilerini savunmayacak mıydı?
Birinin dayak yiyip, şişlenip, bıçaklanmasını mı bekleyecektik?
Herhangi biri, siz bir yere giderken size saldırsa, kendinizi
ailenizi korumak için müdafaa bulunamaz mısınız?"
"CEZA VEREBİLECEĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM"
"Ceza meza kimsenin verebileceğini düşünmüyorum. Ne yapsın oyuncum
kendini müdafaa etmesin mi? Bir iki kişi olsa münferit bir olay
deriz. 200-300 kişi sahaya giriyor. Tabii ki kendilerini müdafaa
edecek oyuncular. Asıl işin koridor kısmı var, o konuşulmalı.
Koridorun köşesinde oyuncuları bekliyordum. Osayi, Fred geldi en
son. Osayi geldi ve birisi ona vurdu. Kafasını duvara vurarak
baygınlık geçirdi. Osayi’yi almaya gidiyorum. Onların antrenörü var
Mustafa Sarp. Beni tuttu, çocuk kötü niyetli değil. Bir şeyler
diyor ama duymuyorum. Elim şişmiş neden oldu bilmiyorum. 3 metre
önümde yatan Osayi’nin yanına gidemedim. Abdullah hoca geldi beni
almaya. Bir anlık oldu her şey. Orada büyük saldırıya maruz
kaldık."
"CEZA VEREBİLECEĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM"
"Ceza meza kimsenin verebileceğini düşünmüyorum. Ne yapsın oyuncum
kendini müdafaa etmesin mi? Bir iki kişi olsa münferit bir olay
deriz. 200-300 kişi sahaya giriyor. Tabii ki kendilerini müdafaa
edecek oyuncular. Asıl işin koridor kısmı var, o konuşulmalı.
Koridorun köşesinde oyuncuları bekliyordum. Osayi, Fred geldi en
son. Osayi geldi ve birisi ona vurdu. Kafasını duvara vurarak
baygınlık geçirdi. Osayi’yi almaya gidiyorum. Onların antrenörü var
Mustafa Sarp. Beni tuttu, çocuk kötü niyetli değil. Bir şeyler
diyor ama duymuyorum. Elim şişmiş neden oldu bilmiyorum. 3 metre
önümde yatan Osayi’nin yanına gidemedim. Abdullah hoca geldi beni
almaya. Bir anlık oldu her şey. Orada büyük saldırıya maruz
kaldık."
"SUÇLUYMUŞUZ GİBİ ALGI VAR"
"Maçı kazandığımız içinde mutluydular. Mahsun bir mutluluk vardı
takımda. Bütün bu yaşananlarda sonra sanki günün sonunda biz
suçluymuşuz gibi, oyuncular ceza alacakmış gibi bir algı var.
Anlayamıyorum. Bu nasıl olur, inanamıyorum. Su şişelerini biz mi
attık, kendi kendimize mi saldırdık, şişle adam benim adamıma
saldırdılar, korner direğiyle saldırdılar. Oyuncularım kendini
müdafaa ettiği için mi suçlu durumuna düştü? Sezon başından bugüne
kadar birçok haksızlıklara uğradık. Büyük taraftarımıza
sesleniyorum, buna rağmen şampiyonluk mücadelesi veriyoruz. Artık
birlik beraberlik içinde takıma daha fazla destek olun.
Yaşadıklarımız ortada. Neyle mücadele ettiğimizi, nelere karşı
durduğumuzu görün. Sizden rica ediyorum. Önümüzdeki 8 maçı da
kazanıp şampiyon olacağız. Saha içinde ve dışında yaşadıklarımız
orada. Gözünüzü açın."
"GELİNCE KONUŞACAĞIZ"
"Livakovic, çok duygusal bir çocuk. İçine kapanık bir çocuk. Çok
etkilendi. Şu an milli takımda, gelince ruh halini konuşacağız.
Babası, ailesi Hırvatistan’da ayağa kalkmış durumda. 14 oyuncu
veriyoruz milli takımlara, kim bu kadar oyuncu veriyor bu ülkede?
Buna rağmen biz Avrupa’da, ligde mücadele ediyoruz. Sakatlarımıza
rağmen, sezon başından bu yana uğradığımız haksızlıklara rağmen
yolumuza devam ediyoruz. Oyuncular üzgün. Yaşananları tasvip
etmiyorlar, inanamıyorlar. 'Niye diğer takımlar bize böyle
davranıyor?' diyorlar. Saha içinde yaşananlarla ilgili
oyuncularımdan birçok şey geliyor bana. Burada açmak istemiyorum
bunları. Gecemizi gündüzümüze katıyoruz başarı için. Artık bu
maçtan sonra net her şey ortaya çıkmıştı."
LİGDEN ÇEKİLME KONUSU
"Başkanımızla yöneticilerimizle daha net konuşma yapmadık. 2 Nisan’dan önce görüşmemiz olacak. Nasıl bir değerlendirme olur, kongrede ne olur, ona göre biz de başkanımızla kararımızı veririz."