Tarihçilere göre İslamofobi anlayışı, Avrupa’da Güney Akdeniz
ülkesi olan İspanya’nın Endülüs tarafından fethedilmesine kadar
gitmektedir.
İslam korkusu anlamına gelen, batılıların ekseriyetle Hristiyan
olan toplumların İslam Din’ine karşı önyargılı düşüncelerinden
kaynaklanmaktadır.
İslam düşmanlığını tetikleyen 11 Eylül 2001 New York Dünya Ticaret
Merkezi saldırılarından hemen sonra yoğun bir şekilde hissetirilen
ve batılıların gündemde tutmaya devam ettikleri bu algı operasyonu,
özellikle batılı aşırı sağcıları islama karşı bir araya getirip
birleştiren bir durum halini almıştır.
Son yıllarda zaman zaman da olsa batılı ve aşırı sağ’a meyilli
devlet yönetimlerinin İslamiyet inancına sahip kişilere ve islam
ülkelerine karşı ırkçı söylemler hatta zarar verici hareketlerde
bulunmakta ve sergilemektedirler.
Bunun en somut örneklerinden biri batılıların Suriye asıllı
mültecilere olan tutumu ve ABD başkan adayı Donald Trump’ın ‘eğer
başkan olursam ilk işim müslümanları ülkeye sokmamak’ dediğini,
Amerikan Ana Yasasına görede suç olduğu bilinen bu söylemin de
kendi kamuoyunda destek gördüğünü bilmekteyiz.
AA’nın haberine göre geçtiğimiz haftalarda Amerika Birleşik
Devletlerinde düzenlenen ve ilk defa 250’ye yakın müslüman toplum
liderlerinin bir araya gelip tüm müslüman aleminin rahatsızlığı
olan islamofobi gerçeği tartışıldı.
Kısa adı TACS olan Türk Amerikan Kültür Toplumu yönetim kurulu
üyelerinden uzun yıllardır ABD’de yaşayan, dünya devleri JP Morgan,
Morgan Stanley, Lehman Brothers, New York Şehir Belediyesi gibi
ülkeyi ve dünyayı yöneten özellikle finans sirketlerine teknoloji
danışmanlığı yapmış olan Türk kökenli Amerikan vatandaşı Çetin
Güzel’in ve ABD Müslüman Organizasyonları Konseyi’nin öncülüğünde
organize edilen ve 3 gün süren toplantıya, Türkiye başta olmak
üzere dünyanın bir çok farklı ülkesinden gelen siyasetçi,
akademisyen ve sivil toplum örgütü liderleri İslamofobiye karşı
mücadelede nasıl bir yol izlenebileceğine dair görüşlerini
paylaştılar.
İslam dininin ana felsefelerinden biride Kur’an’daki ayetlerden
de anlaşılacağı gibi, bir insanı öldürmek, tüm insanlığı öldürmek
gibidir derken diğer bir yandan da ,bir insana sahip çıkıp destek
olmak, yaşamasına katkı da bulunmak tüm insanlığa yardım etmek
gibidir açıklamasını yapar. Barış ve sakinliğe inanan insanlar
sadece ve sadece bu dünyaya huzur barış ve sakinlik getirir.
Şimdi size soruyorum, bu felsefeyi kendine rehber edinmiş
inançlı bir müslüman dan korkulur mu.?
https://twitter.com/iastoriaa