İslami televolenin vakti geldi
Abone olAhmet Hakan yine tartışılacak bir yazıya imza attı. Hakan, Türkiye'de İslami bir televole programının yapılabileceğini söyledi. Hakan, programın adını bile şimdiden koymuş
Ahmet Hakan, Gıybet Forever başlıklı yine çok tartışılacak bir
yazıya imza atmış.
Yazı: Ahmet Hakan
Kaynak:
MUHAFAZAKÁR televizyonlar, malum, ‘kalan son ilkeler’ nedeniyle
‘Televole’ tarzı magazin programları yapamıyorlar.
Durum böyle olunca da, ‘kimin şık kimin rüküş olduğu’ndan tutun da
‘kimlerin hangi mekánlarda nasıl da pişti oldukları’na dair birçok
‘mühim mevzu’, maalesef bu televizyonlarımızın yayıncılık
ilkelerinin kurbanı oluyor.
Salt bu televizyonları seyredenler, ne ‘Bodrum’da açılan turizm
sezonunun uçurduğu etekler’den haberdar olabiliyorlar, ne de ‘Hülya
ile Kaya boşanacak mı?’ türünden sorunsallarla
ilgilenebiliyorlar.
Kaçan reytingler de işin cabası!
Yani ‘sorun’ büyük...
Belki de sorunu çözecek irade ve kararlılık bizimkilerde var ama
işte ‘ah kalan o son ilkeler’...
* * *
Üç dört yıl önceydi...
AKP doğum sancıları çekiyor ve 28 Şubat’ın zorlamasıyla İslami
kesimde büyük değişimler yaşanıyordu.
İşte böyle bir ortamda, ‘camia’dan matrak bir dostumuz, biraz da
durumla kafa bulmak amacıyla boşluğu dolduracak çarpıcı bir öneride
bulunmuştu...
‘İslami magazin programı yapalım’ diyordu...
Adını da bulmuştu.
O sıralarda ekranlarda fırtına gibi esen ‘Magazin Forever’ adlı
programdan ilham alınarak bulunan isim ‘Gıybet Forever’ idi.
Hatırlıyorum:
Bu adı çok tutmuştuk ve bir süre bu adla epey eğlenmiştik.
‘Gıybet Forever’ denilince tabii ki aklımıza, ‘Hacı Mustafa Efendi,
bu hafta cuma namazını Üsküdar’daki Pervane Camii’nde eda etti...
Çarpıcı görüntüler geliyor’ ya da ‘Hafızlık yarışmasında ilk üçe
kimler girdi? Az sonra’ türünden ‘zararsız’ başlıklar
gelmiyordu...
Değil mi ki muhafazakárlar değişmişti, o halde ‘Gıybet Forever’,
yeni yükselmekte olan ve tuhaf alışkanlıklar edinen yeni
‘muhafazakár elit’in gündelik hayatına ayna tutmalıydı.
‘İslami defile’nin bile en koyu dindar yazarlar tarafından
alkışlandığı bir ortamda bence küçümsenmemesi ve dudak bükülmemesi
gereken bir öneriydi bu...
Ama olmadı...
Bu ‘program önerisi’, gülümsenip geçilen fırlamaca bir şaka olarak
kaldı ve unutulup gitti.
Belki de şartlar henüz olgunlaşmamıştı.
* * *
Dikkat! Dikkat! Bence bugün şartlar olgunlaşmıştır.
İki nedenden dolayı:
BİR: Geçen gün Nişantaşı Beymen’den elinde alışveriş çantalarıyla
çıkan ‘türbanlı kadın’, makyajı, kıyafetindeki şatafatı ve
dudaklarına kondurduğu ironik kıvrımla, bir ‘Televole’ kamerası
arar gibiydi.
İKİ: İslami camiadakilerin yaptıkları genel gözlem şudur:
‘Dedikodu’ anlamına gelen ve İslam’da büyük günah sayılan ‘gıybet’,
son zamanlarda camiada ‘milli spor’ haline gelmiş. Gözlemcilerin
aktardığına göre iş o kadar büyümüş ki, Ankara’da en yakın
dostlarını karalayarak mevki elde edenlerin sayıca ne kadar çok
olduğundan söz ediliyor.
Bu koşullar altında biz de ‘Gıybet Forever’ın ne zaman start
alacağını merak ediyoruz...