İslami camianın Spartacus'ü şok etti!
Abone olİslami camianın yakın dönemde en çok konuşulan isimlerinden İhsan Eliaçık, gazeteci Hulki Cevizoğlu'nun programında çok tartışılacak açıklamalara imza attı.
Dini konulara getirdiği farklı yorum ve
açıklamalarıyla dikkat çeken İlahiyatçı-Yazar İhsan Eliaçık,
Türkiye'de yeni bir din icat edildiğini
söyledi.
Aldığı olumsuz tepkilere rağmen kendisinin gerçek İslam'ı anlattığını savunan İhsan Eliaçık, "Ben yeni bir din ortaya koymuyorum, dinin aslını anlatıyorum. Benim yaptığım olsa olsa sosyal İslâm'dır, sosyal İslâm'ı anlatmaktır" dedi.
Usta gazeteci Hulki Cevizoğlu'nun KRT'de canlı yayınlanan programı Ceviz Kabuğu'nda konuşan İhsan Eliaçık, "Namaz, dinin direğidir" sözünün doğru olmadığını, melek-cin-şeytan gibi kavramların bizim algıladığımız gibi insanımsı varlıklar olmadığını söyledi. Eliaçık; kader, cennet-cehennem, haram-helal, Türkçe ibadet gibi tartışılan dini konularda farklı görüşlerini aktardı.
"DİNDE DEĞİL, DİNİ DÜŞÜNCEDE REFORM GEREKLİ"
İlahiyatçı Yazar İhsan Eliaçık, insanları "dini düşüncede
reforma" çağırdığını söyledi. Bunun dini değiştirmek olmadığını
ifade eden Eliaçık, "Dinde reformu ne ben ne başkaları
yapmaya yetkilidir. Dinde reformu peygamberler yapar. Allah
peygamber yollar, yeni bir din, yeni ritüeller gönderir. Ben din
düşüncesinin değiştirilmesi gerektiğini, bu konuda bir reform
olması gerektiğini söylüyorum" dedi.
Talebinin geleceğe yönelik olumlu sonuçlar doğuracağına inandığını
belirten Eliaçık, şöyle konuştu:
"İslâm'da dini düşüncenin yeniden inşasını düşünüyoruz. Şu
maksatla yapıyoruz... Bizim gibi bir ülkede dini düşüncede bir
yenilenme olmazsa diğer alanlardaki dönüşümler güdük kalacaktır.
Dinden değil, dini düşünceden, dini düşüncenin yenilenmesinden
bahsediyorum. Bu daha geleceğe yönelik bir dönüşüm olacaktır. Bana
'yeni bir din icat ediyor' diyenlere diyorum ki zaten yeni bir din
icat edilmiş. Oturun dininizi öğrenin. Siz samimiyseniz Allah size
doğru yolu gösterecektir. Söylediklerimiz tehdit değil tekliftir.
Bizim söylediklerimiz mutlak doğru demiyoruz. İnsanlar değişik bir
pencereden baksınlar diye yazıyoruz."
"İKTİDARDA OTURANLAR MAL BİRİKTİREMEZ! FAZLASI HARAMDIR!"
İhsan Eliaçık devleti yönetenlerin, iktidarda oturanların
ihtiyaçtan fazla mal-mülk sahibi olmalarının da yanlış olduğunu
söyledi.
"Kamu adamının bir evi ve mütevazı bir arabası olması
yeterlidir. Fazlasını biriktirmesi haramdır" şeklinde
açıklama yapan Eliaçık, "Peygamberimizin 23 yıllık devlet
başkanlığında bir evi ve bir devesi vardı. Mülkiyetsiz öldü.
İhtiyaçtan fazla birikim yapmanın anlamı nedir? İhtiyacın kadarını
alıp gerisini ihtiyacı olana dağıtacaksın. Zekâtta da 40'da 39'unu
dağıtacaksın. Bunu tersine çevirdiler, 40'ta 1 yaptılar. Zekâtı da
yanlış uyguluyorlar..." dedi.
"ZENGİNLİK PEŞİNDEKİ İKTİDARA KARŞIYIM"
Lüks peşinde olmaya karşı durduğunu ifade eden Eliaçık,
"Namazlı niyazlı olsalar da, inşallah maşallah diye
konuşsalar da, mevcut iktidarın icraatlarına, zenginlik peşinde
koşmalarına karşıyım... Sultan sofrasına oturan âlim fetva
veremez" dedi ve şöyle devam etti:
"Bana ne işin var ulusalcıların, solcuların arasında
diyorlar. O zamanın mağdurları şimdinin muktedirleri oldu. Ama ben
değil, onlar yer değiştirdi. Ben ezilenlerin, mazlumların
yanındayım. Ben muktedirlerin yanında değilim. Ben, bu yağma ve
çapulda yokum. Hâlâ kenarda duruyorum. Muhalefet ediyorum. Bizim
yaptığımız siyasi bir muhalefet değil tabi..."
"İKTİDAR HÜKMETMEK DEĞİL, KİŞİLER ARASINDA ADALET SAĞLAMAKTIR"
İktidarların insanları yönetirken onlara hükmedemeyeceğini
vurgulayan Eliaçık, bu konuya Kuran'dan bir ayetle açıklık
getirdi:
"Kuran'da bir ayet var... 'Onlar arasında adaletle hükmet'
der. 'Onlara hükmet' demez... 'Aralarında adaletle hükmet' der.
Peygamber efendimiz bir kez atadığı makama aynı kişiyi bir daha
atamamış mesela. Ebedi makamlar oluşturmayacağız. Hükmü Allah
yapar" dedi.
Bu nedenle din adamlığına da karşı olduğunu belirten Eliaçık, "Dünyada iki türlü din vardır. Bir dinin vicdan yüzü, bir de halkı afyon olarak uyuşturan, zalimlerin yanında yer alan din. Dinler ve ideolojiler bir devrim olana kadar mazlumun isyan çığlığıdır. Devrim olup devlet ortaya çıkınca da zalimin gücünü ortaya koymasını sağlamıştır... Ben din adamlığına karşıyım. İslam'da din adamı yoktur. Peygamberimiz din adamı değildir. Sizin din adamı diye gördükleriniz dini hurafelere bulamıştır" dedi.
İSLAMİ SPARTACUS MÜ?
Sürekli olarak ezilenlerin ve mağdurların yanında olduğunu
vurgulayan İhsan Eliaçık'a Hulki Cevizoğlu, "Siz bir anlamda
İslamiyet'in Spartacus'ü müsünüz?" diye sordu.
Eliaçık bu soruya, "Değilim ama hep ezilenlerin yanındayım.
Ben zaten evsizlerle beraber yaşıyorum. Şu anda ofisime gitseniz
7-8 tane evsiz vardır. Onlarla beraberim hep" diye yanıt
verdi.
İhsan Eliaçık, düşünce ve açıklamalarıyla "Marksist- Sosyalist İlahiyatçı" olarak tanımlanmasına karşı çıkarak, hiçbir gruba ya da görüşe bağlı olmadığını belirtti ve "Solcu ve Marksist değilim. Sosyalist değilim, sadece sosyal İslam'ı anlatıyorum" dedi.
"12 EYLÜL BENİ İŞSİZ GÜÇSÜZ BIRAKTI"
12 Eylül 1980 döneminde İslamcı Gençlik Derneği olan Akıncılar
grubu içinde yer aldığını belirten araştırmacı-yazar,
"İslamcı bir geçmişim var, böyle tanımlanabilirim" dedi ve
şöyle devam etti:
"İrtica getirmek, anayasayı yıkmak, şeriat devleti kurmakla
yargılandım. İlk mahkemede beraat ettim. 19 yaşındaydım o zaman. 28
Şubat'ta ise, 30 ayrı davadan yargılanıyorduk. 28'inden beraat
ettim. Şimdiki BDP'lilerin yaşadığını yaşıyorduk o zaman. Evlerimiz
aranıyordu. Baştakilerin değişmesi sopanın birinin elinden diğerine
geçmesi demek bence.
Bir yazı yazıyorum, radyoda bir program yapıyorum hemen
dava açılıyor. Çevik Bir imzalı yazılar geliyordu 'bunlara dava
açın' diye. Bütün yayınlar takip ediliyordu. Bu ince ayar bir
takipti. Fiziki bir mücadele değildi ama hayatın ortasında işsiz
güçsüz bırakarak terbiye etmeye çalıştı devlet bizi.
Davaya bakan hâkim, 'bırak bu işleri, git patlıcan sat'
diyordu.
Ben bunların hepsinin yargılanmasını istiyorum. Siz tek
başına kişiyi yargılasanız da dönemin tamamıyla hesaplaşmış
olmuyorsunuz."
"DARBEYİ YAPANA DEĞİL, DARBENİN KİME YARADIĞINA BAK"
Hulki Cevizoğlu, Eliaçık'ın bu sözleri üzerine şu
değerlendirmeyi yaptı:
"Darbe fotoğrafının tamamını görmek gerekir. Tamam, darbe yapıldı
da bundan kim yararlandı? 'Biz onun devamıyız' diyen yararlandı.
Turgut Özal yararlandı... Amerika yararlandı... 'Our boys (bizim
çocuklar) yaptı' dediler.
Darbeciye de karşı çıkacaksınız. darbeciyle kol kola girene de
hesap soracaksınız. Kenan Evren'e 'darbe yaptı' diyerek yargılamaya
kalkıp, ondan sonra onunla birlikte fotoğraf çektirmeyeceksiniz.
Darbe yaptı deyip sonra Çankaya Köşkü'nde kol kola
girmeyeceksiniz."
İhsan Eliaçık da, "Demek ki Amerika isteyince darbe oluyor,
istemeyince olmuyor" dedi.
MELEK "ALLAHIN GÜCÜ";
CİN "YABANCI";
ŞEYTAN İSE "İÇİMİZDEKİ ATEŞ" DEMEKTİR!
İhsan Eliaçık, melek, cin ve şeytan kavramlarını reddetmediğini,
bunların Kuran'da geçtiğini söyledi. Bu varlıklar konusundaki
algısının farklı olduğunu ifade eden Eliaçık düşüncelerini şu
sözlerle açıkladı.
"Kuran'da melek, cin, şeytan hepsi geçiyor. Kuranda
geçiyorsa 'yok' diyemezsiniz. Ama nedir onlar?
Melek güç demektir. Melaike melekler demektir. Allah'ın
güçleri demektir yani. Deprem, rüzgâr... Doğada ne varsa Allah'ın
gücüdür. Melektir yani... Azrail Tanrının durduran gücü demektir.
Mikail Tanrının övülüşü demektir. Cebrail Tanrının insanla
konuşmasıdır. Normal insan anlayamayacağı için böyle temsil
edilmiştir.
Cin de göze görünmeyen şeyler demektir. Duyu organlarının
algılamadığı bize kapalı şeylerdir. Vakıf olamadığımız perdenin
gerisindeki olaylar durumlar ve nesnelerdir. 17 farklı anlamda
kullanılır Kuran'da, ama ortak vurgusu aynıdır. Bize yabancı olan
şeydir. Araplar, Arapların dışında olanlara diyordu. Bizim ecnebi
dediğimiz gibi... Hastalıklara cin diyorlardı mesela.
Şeytan insanın içindeki kötülüktür. İnsanın içindeki
şehvet, haset, ihtiras gibi, insanı özünden uzaklaştıran
ümitsizliğe sevk eden şeydir. İmgesel bir söylemdir. Görünmez
şeyler, sembollerle metaforlarla anlatılır. Basite
indirgenir."
"KADER VAR, KADERE İMAN YOK!"
İhsan Eliaçık kader konusunda gelen sorular üzerine çok
tartışılacak şu açıklamayı yaptı:
"Kader veya takdir kavramı bir Kuran kavramıdır. Ancak
'kadere iman' bir Kuran kavramı değildir. Amentü duası da
yoktur.
Kader eşyada var olan kapasite demektir. Mesela bizim
kaderimizde uçmak yoktur. Eski Osmanlıca istiap gücü,
kaldırabileceği şeydir. Bu kapasite içinde özgür iradeye sahibiz.
Bunu da iyi ya da kötü yönde kullanıyoruz."
Bu açıklamanın "biyolojik kader" olabileceğini belirten Hulki
Cevizoğlu'nun "Sosyal, toplumsal kader ne demek?" sorusuna İhsan
Eliaçık "Burada biz yetki sahibiyiz. Sen nasıl karar
verirsen öyle olur" dedi.
"MİRAÇ YOKTUR"
İhsan Eliaçık "Hz. Muhammed'in miraca çıkmasının ruhani
bir olay olduğunu, bedeninin hiçbir yere yükselmediğini"
söyledi.
"Miraç ruhani vizyondur" diyen Eliaçık, aksini söylemenin Allah'a
yön tayin etmek olacağını savundu:
"Göğe çıkmak derseniz Allah'a mekân ve yön biçmiş olursunuz. Nerede
olduğu ile ilgili yer göstermiş olursunuz ki bu çok yanlış. Bedeni
ile bilfiil bir yere çıkmamıştır. Hz. Peygamber Mekke'den hiçbir
yere gitmemiştir. Gönül, vicdan dünyasında gerçekleşmiş, o vizyonu
görmüştür sadece."
"NAMAZ DİNİN DİREĞİ DEĞİL, GEREĞİDİR"
Namaz konusundaki açıklamalarıyla da tartışma yaratan Eliaçık
"Namaz dinin direğidir" sözünün yanlış olduğunu, doğrusunun
"Namaz dinin direği değil, gereğidir" olduğunu
söyledi. Böyle bir itikat olmadığını belirten İlahiyatçı yazar
"Dinin direği doğruluk dürüstlük adalet ve
paylaşımdır" dedi.
İhsan Eliaçık namaz konusunda ayrıca şöyle bir eleştiri yaptı:
"Şu anki var olan duruma göre İslâm'ın şartı ikiye
indirilmiş gibi. Namaz kılmak ve örtünmek. Örtünüp namaz kıldığın
zaman dört dörtlük Müslüman'mış gibi algılanıyor. Ben bunun doğru
olduğunu düşünmüyorum. Ben bir adam doğru mu dürüst mü ona bakarım.
Bunu yapan adam dinin direğini dikmiştir. Hac, cenaze hatta kurban
nusukdur. Nusuk tekrar edilen hareketler demektir. İbadet hayatın
içinde bir faaliyettir. İş ve değer üretmek demektir."
Ceviz Kabuğu'nda pek çok dini konuya farklı yorumlar getiren Eliaçık, izleyicilerin büyük ilgisini çekti.
Benimseyenler kadar karşı çıkanların da bulunduğu İhsan Eliaçık'ın dini konulardaki diğer açıklamaları şöyle:
KIBLE!
"Kâbe Allah'ın sembolik evidir. Kâbe'de Allah oturuyor değil zaten. Kâbe'nin insanlık tarihi, sosyoloji ve ritüel olarak birkaç anlamı var. Herhangi bir yerde bu yönü tayin edemiyorsanız istediğiniz yöne dönerek namaz kılabilirsiniz."
"HZ. MUHAMMED ÜMMİ DEĞİLDİR!"
"Ümmi peygamber değildir Hz. peygamber. Ümmi sınıfsal bir kavramdır. Yahudiler kendi sınıfları dışındakine ümmi derlerdi. Peygamberin okuması vardır. Hesap kitap yapardı. Kitap yazan anlamında yazar değildi ama yazmayı da biliyordu."
"İKRÂNIN ANLAMI 'OKU' DEĞİLDİR!"
"İkrâ oku demek değildir. Çağır manasındadır. Bizim ayetlerimizi insanlara ilet oku, çağır demektir. Ezan okumak, meydan okumak anlamındadır."
"CENNETTE HURİLER YOK!"
"Huri ayn, göz aydınlığı demektir. 'Orada göz aydınlığı eşler vardır' diyor. Erkek için de kadın için de böyledir. Erkek bakış açısıyla yorumlayıp huriler var deniyor."
"HZ. İSA GELMEYECEK!.. "
"Hz. İsa'nın gelmesi diye bir şey yok. İslâm'da beklenmesi
gereken sadece üç şey var. Ölüm, afet, kıyamet. 'Bunlar gelince
tövbe etme imkânınız olmaz, dolayısıyla bunlar gelmeden tövbe edin'
der.
Bunların dışında Kur'an'da beklenecek bir şey yok. Böyle bir söz
konusu itikat yok. Hadis, kelâm, tefsir yoluyla İslâm dinine
sokulmuş düşüncelerdir bunlar. İsa'nın savunduğu düşünceler geri
gelecektir manasına gelebilir. En fazla böyle yorumlanabilir. İsa
beden olarak gelmeyecektir. Bu, Hıristiyani bir inanıştır."