İslamcılar nasıl bölündü?
Abone olAhmet Hakan, Hrant Dink cinayetiyle ilgili olarak ortaya çıkan tabloyu çarpıcı bir şekilde analiz etti...
Türk siyasetinde son dönemde ortaya çıkan ve hem sağdan hem
soldan taraftaları bulunan 'Vatan elden gidiyor' anlayışı İslamcı
kesimi böldü. Ahmet Hakan, Hrant Dink cinayetiyle ilgili olarak
ortaya çıkan tabloyu çarpıcı bir şekilde analiz etti...
Saadet Partili Şevket Kazan’ı alın... Yanına BBP Lideri Muhsin
Yazıcıoğlu’nu koyun...
Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan’ı alın... Yanına Bağımsız Türkiye
Partisi Lideri Haydar Baş Hoca’yı koyun...
Son günlerde kışkırtıcı manşetler atan Tercüman Gazetesi’ni alın...
Yanına Milli Gazete’yi koyun...
MHP Lideri Devlet Bahçeli’yi alın... Yanına "Ben Ermeni değilim,
Türk’üm" diyerek belli bir seçmen duyarlılığına selam gönderen
AKP’li Bakan Ali Coşkun’u koyun...
"Dink’in cenaze törenini sol örgütler yönlendirdi" diye yazarak
Türkiye’nin yüzünü ak eden olaya kara çalan Vakit Gazetesi’ni
alın... Yanına en keskin ve en laik ulusalcıları koyun...
Bir yandan "Hrant.. Sevgili Hrant" edebiyatı yapıp, bir yandan
Hrant’ın dostlarını hedef alan Kanaltürk’ü alın... Yanına ART,
BRT’yi falan koyun...
CHP’li Onur Öymen’i alın... Yanına AKP’li Turhan Çömez’i
koyun...
Karşınıza yeni, yepyeni bir "siyaset hattı" çıkacaktır.
Bu "Vatan elden gidiyor" hattıdır.
Bu "Kıbrıs satıldı" hattıdır.
Bu "Hepimiz Ermeniyiz" sloganından "Eyvah
gitti Türklüğümüz" sonucu çıkarma hattıdır.
Bu "Yandık, bittik, perişan olduk! Sevr şartlarındayız!
Milli Kuvvetler görev başına!" hattıdır.
Bu "Kahrolsun Avrupa Birliği" hattıdır.
Şevket Kazan’ın İslamcılığı ile Haydar Baş’ın İslamcılığını
birleştiren...
Tercüman Gazetesi’nin milliyetçiliği ile Ali Coşkun’un
milliyetçiliğini meczeden...
Muhsin Yazıcıoğlu’nun üslubu ile Onur Öymen’in üslubunu
yakınlaştıran...
Değişik, şaşırtıcı ama kesinlikle bugüne özgü yeni bir "siyaset
hattı"yla karşı karşıyayız.
Bundan bir süre öncesine kadar ne yapıyorduk?
AKP’den Saadet Partisi’ne, BBP’den Fethullah Gülen cemaatine, Vakit
Gazetesi’nden Birlik Vakfı’na, Milli Gazete’den Yeni Şafak’a
çeşitli odakları, aralarındaki meşrep farklarına rağmen "İslami
kesim" dediğimiz büyük yapının içinde mütalaa ediyorduk.
Oysa...
Sözünü ettiğimiz "yeni siyaset hattı", bu kategoriyi darmadağın
ediyor.
Artık...
Taraflar belirginleşmiştir.
Ve bu belirginleşmeyi sağlayan ana unsur "İslami kaygılar"
değildir.
Bir taraf "AB karşıtı, millici, içe kapanmacı, ulusalcı"
kamptadır.
Diğer taraf ise "AB yanlısı, özgürlükçü, dışa açık" kamptadır.
Yani demem o ki:
Bundan sonra "İslami kesim" derken, biraz daha dikkatli olmakta
sayısız fayda vardır.
Ahmet Hakan/Hürriyet