İslam dünyasında reform zamanı
Abone olHalk ayaklanması Mısır’ın bu yıl ev sahipliği yapacağı İslam Konferansı Örgütü’nün (İKÖ) devlet başkanları zirvesini de zora soktu
İslam Kalkınma Örgütü (İKÖ) Genel Sekreteri Ekmeleddin
İhsanoğlu Tunusta başlayıp Arap dünyasına tusinami gibi yayılan hak
hareketlerinin bölgede değişimi zorunlu hale getirdiğini söyledi.
Halk hareketi, Mısır’ın bu yıl ev sahipliği yapacağı en önemli
organizasyonlardan biri olan İslam Konferansı Örgütü’nün (İKÖ)
devlet başkanları zirvesi de zora soktu.
İKO ZİRVESİ ERTELENEBİLİR
Mart tarihlerinde Şarm El Şeyh’de düzenlemesi
öngörülen zirvenin ertelenmesine olası gözüyle bakılıyor. İKÖ Genel
Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu, hafta başında Ankara’ya gelerek son
durumu istişare etti. Kahire doğumlu olan ve eğitimin önemli
bölümünü de burada alan İhsanoğlu, Mısır’daki halkın taleplerine
destek verdi. Hürriyet’in sorularını yanıtlayan
İhsanoğlu, Ortadoğu’daki bütün ülkeleri bekleyen yeni sürecin
kodlarını yorumladı, şu mesajları verdi:
ŞİMDİ DEĞİŞİM ZAMANI
“Yaşanan gelişmeler artık Ortadoğu’da köklü bir değişim
zamanı geldiğinin altını çiziyor. Artık hiçbir
Ortadoğu ülkesi bir önceki durumu devam ettirme lüksüne sahip
değil. 2005 yılında Mekke’de düzenlenen İKÖ
zirvesinde bütün üye ülkeler oybirliği ile 10 yıllık aksiyon
planını kabul etmişti. Orada demokratikleşme ve iyi yönetişim için
insan haklarına saygılı, kadının haklarına saygılı bir düzen
vurgusu vardı. Bugün toplumların ortaya koyduğu da zaten o
çağdaş hedefe ulaşma arzusu. O hedefe ulaşmanın önünde ne kadar
direnirseniz, o kadar çok kayıp oluyor, o kadar kan dökülüyor.
Bugün Mısır’da hayat felç oldu. Ekonomide ve borsada önemli
kayıplar var.
GEÇİŞ İÇİN 4 KOŞUL
Geçiş döneminin nasıl olması gerektiğini Genel Sekreter olarak değil, şahsım adına şöyle yorumlayabilirim:
Demokratik bir yeni anayasa hazırlanarak iktidar, barışçıl
yöntemlerle el değiştirmeli.
Biran önce parlamento seçimi yapılmalı. Muhalefetin, son seçimin
şaibeli olduğu yönündeki eleştirisi dikkate
alınmalı.
Yargı bağımsızlığı sağlanmalı ve seçimler bu bağımsız yargının
gözetiminde olmalı.
Yeni hükümette muhalefet temsil edilmeli.
RADİKAL REJİM ÇIKMAZ
Anayasalardaki değişiklikler tayin edilirken, rejimlerin şekli de tayin edilir. Bu süreçte bütün kesimlerin katılımıyla konsensüs sağlanırsa, rejimler radikal unsurların ideolojik istikametinde olmaz. Uzlaşma söz konusu olduğunda radikal unsurlar (Müslüman Kardeşler’i kastediyor) egemen güç olamazlar. Tam tersi, radikal gruplar iktidara ortak edilmedikleri takdirde toplumdaki kışkırtıcı etkileri daha fazla olacaktır. Meclis şemsiyesi altına soktuğunuz zaman, ideolojik sloganların yersiz olduğu ortaya çıkacak. HAMAS gerçek manada bir iktidar partisi olabilseydi, muhtemelen ideolojik çıkışlardan kaçınacaktı, dış dünyayla müşterek bir dilde konuşmak zorunda kalacaktı. Keza, Cezayir’de FİS öyle.”
TÜRKİYE DEMOKRASİDE GIPTAYLA BAKILAN ÜLKE
İhsanoğlu, son olayların ışığında Türkiye’nin konumunu da değerlendirdi ve şöyle dedi: “Gannuşi de söyledi, Türkiye, Müslüman bir ülke olarak bugün demokraside geldiği noktayla gıptayla bakılan bir örnek. Ancak Türkiye, bu noktaya bir günde gelmedi, büyük sancılarla geldi. Bugün diğer toplumlar da Türkiye örneğini bir model olarak düşündüğü için, endişeye mahal yok. Sloganlar test edilmedikleri sürece sihrini korur, günlük hayata uygulandığında sihrini kaybeder.
Böyle radikal şeyler olacağını tahmin etmiyorum. Hem Tunus hem Mısır’da atılan sloganlara bakın. Kendi elleriyle küçük kâğıt parçalarına yazdıkları mesajların hiçbiri bu tür bir şey söylemiyor. Ekmek, hürriyet, haysiyet ve demokrasi istiyorlar. Halk bunu istiyorsa, kurulacak yeni düzen, dış politika maceralarına girmeyecektir. Yeni yönetimler halka her şeyden önce çocuklarını doyurmakla yükümlü bir baba gibi yaklaşmalıdır. Kimse artık savaş istemiyor, bunu görmeleri lazım.