İslam, Avrupa'nın yeni gerçeği

Abone ol

Erdoğan, İslam dini, AB ve Türkiye ilişkileri konularında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tarihten gelen karşılıklı güvensizliğin, Akdeniz ve Avrupa'nın geleceğinin oluşturulmasını engellediğini belirtti. İspanya'nın doğusundaki Mallorca adasında düzenlenen Formentor Forumu'na onur konuğu olarak katılan Erdoğan, ''Akdeniz'deki kırılmalar ve bununla mücadelede diyalog'' konulu toplantıda yaptığı konuşmada, ''Akdeniz, bende çok farklı çağrışımlar uyandıran bir kavram. Gücün ve zaafiyetin, refahın ve yoksulluğun, bütünleşme ve çatışmanın, barış ve savaşın bir arada örüldüğü bir yumak'' dedi. Erdoğan, Irak meselesi, Ortadoğu krizi, terörizm, silahlanma, göç ve sosyo-ekonomik sebeplerden dolayı ''Akdeniz'de pembe bir tablo çizilemeyeceğini'' ifade etti. Akdeniz ve Avrupa'nın geçmişteki bütünlüğünün şimdilerde medeniyetler çatışmasına doğru sürüklendiğine dikkat çeken Erdoğan, şunları söyledi: ''Helenizm ile büyük ölçüde etkileşen Frigya uygarlığı, Anadolu'nun tam ortasında vücut buldu. İki uygarlık mitolojileri ve tanrılarını paylaştı. Avrupa ve Paris adlarının Anadolu mitolojisinden geldiği söylenir. Akdeniz kültürünü işte böyle iç içe örebildik. Peki sonra ne oldu? Ortak değerlerimizi daha ileriye götürüp, yaygınlaştırmak yerine, medeniyetler çatışması tezini ortaya attık. Geride kalan 10 yıldır bu tezin etrafında dönüyoruz. 11 Eylül'ün ardından medeniyetler çatışmasının artık kuvveden fiile dönmeye başladığına kendimizi inandırdık. Dini, dili, kültürel ve etnik farklılıkları bölünmüşlük haline getirdik. Akdeniz coğrafyasını Hıristiyan kulübü-Müslüman kulübü olarak ayırmak istedik. Kuzey'in insani kalkınmaya verdiği önemi Güney'de ihmal ettik. Daha fazla güvenlik için silahlanırken, unuttuğumuz sosyo-ekonomik dengesizliklerin kartopu gibi büyüyeceğini hesaplayamadık. Sosyo-ekonomik alanda hayata geçirebileceğimiz işbirliğini bile siyasi kaygılar uğruna feda ettik.'' Tüm bu gelişmelerde sadece gelişmekte olan ülkelerin hata yapmadığını kaydeden Erdoğan, kendi reçetelerini tek çözümmüş gibi öne süren gelişmiş ülkelerin de hatalı olduğunu belirtti. Akdeniz'in geleceği için herkesin isteğinin, siyasi istikrar, güvenli yaşam, ekonomik dayanışma, kültürel mirasın paylaşıldığı bir ortamda din, dil, etnik köken ayrımcılığına maruz kalmayan bir yaşam ve dünya bilim ve teknoloji pazarında söz sahibi olmak olduğunu söyleyen Erdoğan, ''Bu ortak bilinci engelleyen tek şey, tarihten gelen karşılıklı güvensizlik duygusu. Bu güvensizliği, önyargılarla, din ve kültür gibi suni bölünmelerle maalesef hala daha beslemeye devam ediyoruz. Oysa geleceğin Akdeniz'i bizden önce cesur açılımlar bekliyor'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, foruma katılan Akdeniz ve Avrupa ülkelerinin temsilcilerine, ''Kimse bütünüyle masum değil, kimse yaşamakta olduğumuz sorunların tek sorumlusu da değil. Coğrafyamız gibi tarihimizi de paylaşıyoruz. Ama unutmamız gereken bir husus var; artık sorunların üstünü örtme lüksümüz kalmadı. Küreselleşme ile bir ülkede yaşanan istikrarsızlık kilometrelerce uzaktaki bir başka ülkeyi tehdit ediyor'' mesajını verdi. ''İSLAM, AVRUPA'NIN YENİ GERÇEĞİ'' ''Türkiye'nin AB üyeliği gerçekleştiği taktirde bazılarının iddialarının aksine, medeniyetler veya dinler arası bir çatışmanın kaçınılmaz olmadığı da kanıtlanacaktır'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İslam, bugün 10 milyondan fazla Müslümanı barındıran Avrupa'nın artık yeni bir gerçeği haline gelmiştir. Unutmamak gerekir ki, radikal eğilimler İslama mahsus değildir. Avrupa'nın kökten dincilikten uzak tutulabilmesi, onlara İslam ile çağdaşlığın bir arada barınabileceğini gösteren bir modelin, yani Türkiye modelinin sunulmasıyla mümkün olacaktır.''

Günün Önemli Haberleri