Islak imzada son gelişme!
Abone olBedrettin Dalan ile Albay Dursun Çiçek'in de aralarında bulunduğu 7 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması başladı.
Sanıkları arasında Yeditepe Üniversitesi kurucusu Bedrettin Dalan ile Albay Dursun Çiçek'in de yer aldığı "Islak imzalı belge" davasında iddianamenin okunmasına başlandı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen davaya firari sanık Bedrettin Dalan ile tutuksuz sanık Özel Yılmaz katılmadı. Tutuklu sanıklar Albay Dursun Çiçek, avukat Serdar Öztürk, gazeteciler Ufuk Akaya ve Deniz Yıldırım ile Bedrettin Dalan'ın özel kalemi olan tutuksuz sanık ilhami Ümit Handan duruşmada hazır bulundu. Mahkeme heyetinde üye hakim Hasan Hüseyin Özese'nin yerine hakim Hüsnü Çalmuk duruşmaya çıktı.
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, 28 Haziran 2010 tarihinde görülen ilk duruşmada üç üye hakim hakkında Redd-i Hakim talebinde bulunulduğunu, bu talebin ise diğer mahkemenin diğer heyeti tarafından reddedildiğini hatırlattı. Şengün'ün, duruşmaya iddianamenin okunmasıyla devam edileceğini açıklamasının ardından tutuklu sanık Dursun Çiçek'in avukatı Celal Ülgen, iddianamenin tüm sanıklar ile avukatlarına tebliği edildiğini belirterek duruşma sırasında da özetlenerek okunmasını talep etti. Başkan Şengün, zaten özetlenerek okunduğunu söyledi. Daha sonra da Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, 184 sayfalık iddianameyi okumaya başladı.
Hakkında yakalama kararı bulunan Bedrettin Dalan'ın, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor. Dalan hakkında ayrıca, "silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek" suçundan da 15 ile 22,5 yıl arasında hapis cezası talep ediliyor.
Tutuklu sanık Albay Dursun Çiçek'in de "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 ile 15 yıl arasında hapis cezasına mahkum edilmesi isteniyor.
Avukat Serdar Öztürk'ün ise "silahlı terör örgütüne üye olmak", "yasaklanan gizli bilgileri temin etmek", "devletin güvenliği, iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken belgeleri temin etmek", "devletin savaş imkanlarının tehlikeye sokulması", "devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme, amacı dışında kullanma, hile ile alma, çalma" ve "ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın almak, taşımak veya bulundurmak" suçlarından 27 ile 54 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
İddianamede, tutuklu sanık Ufuk Akkaya'nın, "silahlı terör örgütüne üye olmak", "devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek", "özel hayatın gizliliğini ihlal etmek", "hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek", "devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme, amacı dışında kullanma, hile ile alma, çalma" ve "kayda alınan konuşmaların basın yayın yoluyla yayımlanması" suçlarından 26 ile 55,5 yıl arasında hapisle cezalandırılması isteniyor.
Tutuklu sanık Mehmet Deniz Yıldırım hakkında da "silahlı terör örgütüne üye olmak", "kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek", "özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek", "devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek", "kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak", "devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme,amacı dışında kullanma, hile ile alma, çalma" suçlarından 27 ile 57 yıl arasında hapis cezası talep ediliyor.
Tutuksuz sanıklar İlhami Ümit Handan ile Özel Yılmaz'ın da "bilerek ve isteyerek silahlı terör örgütüne yardım etmek" suçundan 7,5 ile 15'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörülüyor.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabulünün ardından dosya üzerinde yaptığı incelemede, oy çokluğuyla Albay Dursun Çiçek hakkında yakalama emri çıkarılmasına karar vermiş, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün karşı oy kullanmıştı. Başkan Şengün, davanın tutuklu sanıkları Serdar Öztürk, Ufuk Akaya ve Mehmet Deniz Yıldırım'ın tahliye istemlerinin reddi konusundaki karara da muhalif kalmıştı. Mahkemenin kararı üzerine, 30 Nisan 2010 tarihinde Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne gelen Albay Dursun Çiçek, tutuklanarak cezaevine konulmuştu.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda görülen davaya firari sanık Bedrettin Dalan ile tutuksuz sanık Özel Yılmaz katılmadı. Tutuklu sanıklar Albay Dursun Çiçek, avukat Serdar Öztürk, gazeteciler Ufuk Akaya ve Deniz Yıldırım ile Bedrettin Dalan'ın özel kalemi olan tutuksuz sanık ilhami Ümit Handan duruşmada hazır bulundu. Mahkeme heyetinde üye hakim Hasan Hüseyin Özese'nin yerine hakim Hüsnü Çalmuk duruşmaya çıktı.
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, 28 Haziran 2010 tarihinde görülen ilk duruşmada üç üye hakim hakkında Redd-i Hakim talebinde bulunulduğunu, bu talebin ise diğer mahkemenin diğer heyeti tarafından reddedildiğini hatırlattı. Şengün'ün, duruşmaya iddianamenin okunmasıyla devam edileceğini açıklamasının ardından tutuklu sanık Dursun Çiçek'in avukatı Celal Ülgen, iddianamenin tüm sanıklar ile avukatlarına tebliği edildiğini belirterek duruşma sırasında da özetlenerek okunmasını talep etti. Başkan Şengün, zaten özetlenerek okunduğunu söyledi. Daha sonra da Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, 184 sayfalık iddianameyi okumaya başladı.
Hakkında yakalama kararı bulunan Bedrettin Dalan'ın, "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması isteniyor. Dalan hakkında ayrıca, "silahlı terör örgütü kurmak veya yönetmek" suçundan da 15 ile 22,5 yıl arasında hapis cezası talep ediliyor.
Tutuklu sanık Albay Dursun Çiçek'in de "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 ile 15 yıl arasında hapis cezasına mahkum edilmesi isteniyor.
Avukat Serdar Öztürk'ün ise "silahlı terör örgütüne üye olmak", "yasaklanan gizli bilgileri temin etmek", "devletin güvenliği, iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken belgeleri temin etmek", "devletin savaş imkanlarının tehlikeye sokulması", "devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme, amacı dışında kullanma, hile ile alma, çalma" ve "ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın almak, taşımak veya bulundurmak" suçlarından 27 ile 54 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep ediliyor.
İddianamede, tutuklu sanık Ufuk Akkaya'nın, "silahlı terör örgütüne üye olmak", "devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek", "özel hayatın gizliliğini ihlal etmek", "hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek", "devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme, amacı dışında kullanma, hile ile alma, çalma" ve "kayda alınan konuşmaların basın yayın yoluyla yayımlanması" suçlarından 26 ile 55,5 yıl arasında hapisle cezalandırılması isteniyor.
Tutuklu sanık Mehmet Deniz Yıldırım hakkında da "silahlı terör örgütüne üye olmak", "kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kayıt etmek", "özel hayata ilişkin görüntü ve sesleri ifşa etmek", "devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek", "kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak", "devletin güvenliğine ilişkin belgeleri tahrip etme,amacı dışında kullanma, hile ile alma, çalma" suçlarından 27 ile 57 yıl arasında hapis cezası talep ediliyor.
Tutuksuz sanıklar İlhami Ümit Handan ile Özel Yılmaz'ın da "bilerek ve isteyerek silahlı terör örgütüne yardım etmek" suçundan 7,5 ile 15'er yıl arasında hapis cezasına çarptırılması öngörülüyor.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianameyi kabulünün ardından dosya üzerinde yaptığı incelemede, oy çokluğuyla Albay Dursun Çiçek hakkında yakalama emri çıkarılmasına karar vermiş, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün karşı oy kullanmıştı. Başkan Şengün, davanın tutuklu sanıkları Serdar Öztürk, Ufuk Akaya ve Mehmet Deniz Yıldırım'ın tahliye istemlerinin reddi konusundaki karara da muhalif kalmıştı. Mahkemenin kararı üzerine, 30 Nisan 2010 tarihinde Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne gelen Albay Dursun Çiçek, tutuklanarak cezaevine konulmuştu.