İSKİ deniz temizliğinden emin

İSKİ'den yapılan yazılı açıklama şöyle; 19 Mayıs 2010 tarihinde Deniz Temiz Derneği/Turnepa Başkanı Tezcan Yaramancı tarafından yapılan ve basın yayın organlarına yansıyan açıklamada; İstanbul’da günlük 3.9 milyon m3/gün atıksuyun %10’luk kısmının biyolojik arıtmaya tabi tutulduğu, büyükşehir belediyesinin deniz temizliği konusundaki çalışmalarının yetersiz olduğu ifade edilmiştir.

Çevre konusundaki duyarlılığı ve deniz temizliği konusundaki hassasiyeti takdirle karşılıyoruz. Ancak kamuoyuna yapılan açıklamalarda doğru bilgilerin kullanılması, çevre konusundaki yatırımların değerlendirilmesi büyük önem arz etmektedir.

İstanbul’da günlük ortalama 2 milyon m3/gün su kullanılmaktadır. Dolayısıyla 3.9 milyon m3/gün’lük atıksuyun denizlere verilmesi ifadesi doğru bir ifade değildir. 1994 yılında atıksuların sadece %9’u arıtmaya tabi tutuluyor iken bugün itibari ile atıksuların %85’i arıtmaya tabi tutulmaktadır. Atıksu yatırımları neticesinde İstanbul Sahilleri’nin 421 km’si yüzülebilir kriterlerdedir. Hal böyleyken 40 yıldır İstanbul’un giderek artan bir şekilde kirlendiğini iddia etmek doğru bir yaklaşım değildir.

Paşaköy ve Tuzla Biyolojik - İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesislerimiz’in toplam kapasiteleri 500 Bin m3/gündür. Bunlara ek olarak Ataköy İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nin inşaatı da sona ermiştir. Toplam 400 Bin m3/gün kapasiteye sahip bu tesisle birlikte Biyolojik ve İleri Biyolojik arıtma kapasitesi 900 bin m3/güne ulaşmıştır. İstanbul’da günlük tüketilen su miktarını dikkate aldığımızda biyolojik ve ileri biyolojik özellikteki atıksu arıtma tesisi kapasitesinin, şehre verilen suyun % 47’sine tekabül ettiği görülecektir. Ayrıca 400.000 Bin m3/gün kapasiteli Ambarlı İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nin inşaatı devam etmektedir. 100 Bin m3/gün kapasiteli Selimpaşa İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nin projesi de hazırlanmıştır. Bu tesislerle birlikte önümüzdeki 4 yılın sonunda İstanbul’da atıksuların % 99’unu arıtma işlemine tabi tutularak uzaklaştırılması sağlanacaktır.

1990’lı yıllardan itibaren yapılan çevre yatırımlarıyla içmesuyu kaynakları atıksu tehdidinden kurtulmuştur. İstanbul Sahilleri adım adım yüzülebilir kriterlere ulaşmaktadır. Dolayısıyla iddia edildiği gibi çevre açısından kirlilik artışı yaşanmamakta, bilakis İstanbul daha sağlıklı bir çevreye kavuşmaktadır.