İşkenceyle mücadelede ilerleme
Abone olİşkence ve kötü muamelede karnesi hayli bozuk olan Türkiye'ye hem övgü hem de uyarı var. İşte İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün 2005 yılı Türkiye raporundan başlıklar..
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), Türkiye'de
geçen yılın en büyük başarısının, polis karakollarında kötü
muameleyle ilgili bildirimlerde düşüş olması ve işkenceyle mücadele
alanında ilerleme sağlanması olduğunu belirtti. Merkezi New York'ta
bulunan örgütün yayınladığı 2005 yılı raporunda, buna karşın dil ve
ifade özgürlüklerinin garanti altına alınması konusunda çok az
ilerleme olduğu, ayrıca polisin sokak eylemleri sırasında gereksiz
yere şiddete başvurduğu görüşü dile getirildi. Terör örgütü PKK
tarafından alevlendirilen şiddetin Türkiye'de gerilimi artırdığı
kaydedilen raporda, bu şiddetin, güvenlik güçlerinin insan hakları
ihlallerini de içeren ağır müdahalelerini tahrik ettiği savunuldu.
Raporun ifade ve inanç özgürlüğüyle ilgili bölümünde, ''İnsan
Hakları İzleme Örgütü, 2005 Kasım ayı itibariyle, şiddet yanlısı
olmayan görüşleri nedeniyle hapis cezası çeken hiçkimseyle ilgili
bilgiye sahip değildi'' denildi. Bununla birlikte raporda, çok
sayıda kişinin konuşmalarından dolayı suçlandığı, bu suçlamaların
çoğunun cumhurbaşkanına, bayrağa ve devlet kurumlarına saldırıyı
suç sayan maddelerle ilgili olduğu belirtildi. Raporda, yazar Cemal
Tokpınar ve Orhan Pamuk örneklerine yer verildi. Örgütün raporunda,
dini sebeplerden dolayı başörtüsü takan kadınların yüksek öğrenim,
kamu hizmeti ve siyasi hayattan yasaklanmaya devam edildikleri
kaydedildi. Azınlık haklarına saygıyla ilgili olarak da raporda,
mahkemelerin ve devlet görevlilerinin dil özgürlüklerini
kısıtlamayı sürdürdükleri öne sürüldü ve bazı örneklere yer
verildi. Raporun ''Yasadışı İnfaz'' bölümünde, Şemdinli'deki
kitapçı dükkanına bomba atılması olayı anlatıldı. Toplanma
özgürlüğüyle ilgili olarak da, polisin 2005 yılında barışçıl
gösterileri dağıtmak için sürekli olarak gereksiz yere güç
kullandığı iddia edildi. Karakollarda muameleyle ilgili olarak
raporda, ''gözaltının ilk anlarından itibaren bir avukatla görüşme
hakkı da dahil olmak üzere, alınan önlemler sayesinde, kötü
muameleye ilişkin bildirimlerin azalmaya devam ettiği'' kaydedildi.
''Zorunlu İç Göç'' başlıklı bölümde, Güneydoğu Anadolu'da göçe
zorlanan köylülerin büyük bölümünün hala köylerine dönemedikleri,
köy korucularının şiddet tehditlerinin dönüşün önünde önemli bir
engel oluşturduğu görüşü dile getirildi.