İşkenceyi bilen ülkücü 'hayır' demez
Abone ol"Bu Kalp Seni Unutur Mu?" dizisinde hayatı canlandırılan ülkücü Muammer Cindilli referanduma evet deme nedenini anlattı.
12 Eylül'de gerçekleştirilecek olan referanduma MHP'nin
tavrı kesin "hayır"ken eski ülkücülerden Anayasa paketine destek
geliyor. Bunlardan birisi de 'Bu Kalp Seni Unutur mu?'
dizisinde Muammer Doğu karakteriyle canlandırılan Muammer Cindilli.
Zaman gazetesine konuşan Cindilli,
"Evet' demek AK Partili olmak değildir" dedi.
Anayasa değişikliği referandumu için, '30 yıl sonra
karşımıza çıkan tarihi fırsat' diyor. "Mamak'ta
ülkücülere yapılan işkenceleri unutmadık." sözleriyle bu
'tarihi fırsat'ın ne anlama geldiğini ortaya koyuyor. Referandumda
'evet' oyu vermenin ülkücüler için bir görev olduğunu vurgularken,
Hüseyin Kurumahmutoğlu'nun Mamak'ta, Aydın Demirkol ve Mehmet
Kazan'ın Malatya'da işkenceden öldüğünü hatırlatıyor.
"Erzurumlu Yılma Durak'a yapılan işkenceleri unutmak ne
mümkün? Kireçleri toplar, yutar ölümü arardı." diyen
Cindilli, bu işkenceleri bilenlerin referandumda 'hayır' oyu
veremeyeceğini ifade ediyor.
Cindilli'nin, halka da önemli bir uyarısı var. Siyasi partilerin,
tabanlarının iradesine ipotek koymaya çalıştığına işaret ederek,
"İnsanlar hürriyetlerini, iradelerini hiçbir siyasi ve
ideolojik harekete emanet etmemelidir. İnsan olmanın, şahsiyetli
olmanın ön şartı hür tefekkür sahibi olmaktır." diyor.
Herkesi vicdan muhasebesi yaparak hür iradesiyle oy kullanmaya
davet ediyor.
"REFERANDUMDA EVET OYU KULLANACAĞIM"
Hikâyesi dizilere bile konu olan Cindilli, 12 Eylül
zindanlarında sadece solcuların ve Kürtlerin değil ülkücülerin de
işkenceden geçtiğinin altını çiziyor. Ülkücü isimlerden Hüseyin
Kurumahmutoğlu'nun Mamak Cezaevi'nde, Aydın Demirkol ve Mehmet
Kazan isimli ülkücülerin de Malatya'da işkenceden öldüğünü de
özellikle hatırlatıyor. "Erzurumlu Yılma Durak'a yapılan
işkenceleri unutmak ne mümkün? Kireçleri toplar, yutar ölümü
arardı." sözleriyle acı günleri anan Cindilli, referandumda neden
'evet' diyeceğini şu sözlerle özetliyor: "Bunları görüp
yaşayan birisi olarak, hakkımda kim ne düşünürse düşünsün, hele bir
de yüksek yargıdan referans almış olan yeni anayasa değişikliği
için referandumda tabiî ki 'evet' oyu
kullanacağım."
"Evet' demek AK Partili olmak değildir."
Cindilli, BDP'nin boykot çağrısını 'hürriyetlere vurulmuş
en büyük darbe' olarak değerlendiriyor. "Evet'
demek AK Partili olmak değildir." ifadesini kullanan
Cindilli, pakete destek vermenin iktidarı kabullenme anlamı da
taşımayacağını savunuyor. "Burada yapılması gereken,
partiler üstü bir yaklaşımla meseleye bakabilmektir. Halkın
iradesiyle karar vermediği 1982 Anayasası'nın, yani 'kırk satır mı,
kırk katır mı?' yahut da 'kanser mi, ölüm mü?' şeklinde
ortaya konulmuş bir oylamanın sonucunun bütün siyasi partiler
tarafından 30 yıldır sorgulandığı bir dönemden bugüne geldik.
Anayasa değişikliği yeterli midir? Anayasa değişikliği mükemmel
midir? Bunlar tartışılır. Ama bugün önümüze gelen bu değişikliğin
gerekli olduğunu söyleyebilirim." değerlendirmelerini yapıyor.
Bir dönem Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası başkanlığı da yapan
Muammer Cindilli, anayasa değişikliğinin içeriği konusunda halkın
yeterli bilgiye sahip olmamasından şikayet ederken medyanın 'evet'
ya da 'hayır' cephesi oluşturmak yerine paketin içeriği hakkında
bilgilendirici yayınlar yapmasını istiyor.
Nitekim Anayasa Mahkemesi gibi cumhuriyetin kazanımlarını çok
öncülleyen bir kurumun bile paketi tümden reddetmediğine dikkati
çekiyor. "Yani, cumhuriyetin değerleri açısından anayasa
değişikliği bir yüksek yargıdan referans almıştır. Bundan sonrası
halkın iradesiyle ortaya çıkacak bir neticedir. Ne olursa olsun
ister 'evet' olsun, ister 'hayır' olsun Türkiye'de herkes buna
saygı duymalıdır." yaklaşımını sergiliyor. Cindilli, "Eğer
hürriyetleri genişleten, hukuku egemen kılan, bir değişiklik söz
konusuysa; hukuku çok önemseyen fertlerin 'evet' demek mecburiyeti
vardır." vurgusunu yapıyor.