İşkencenin şahidi 12 Eylül'ü anlattı
Abone ol12 Eylül askeri darbe dönemini anlatırken gözleri dolan Torun, çocuk yaşta düştüğü cezaevinde hiç acımadan işkencelere maruz kaldığını söyledi.
Yozgat'ta yaşayan Mehmet Torun (50), 12 Eylül askeri darbesinin
kendisinde ve o dönemi yaşayan kişilerde derin izler, derin yaralar
bıraktığını belirtti.
Torun, "O dönemde daha lise öğrencisiydim. Lise 3.
sınıftayken bir olay yüzünden beni önce Yozgat, daha sonra Ankara
Mamak Askeri Cezaevi'ne aldılar. Orada sağcısı, solcusu bir arada
yatıyorduk. Koğuşta en ufak bir olayda 24 asker koğuşa girip 12
asker bir tarafa 12 asker de bir tarafa geçip bizleri coplayarak
döverlerdi. Bir yıl kaldığım Mamak Askeri Cezaevi'nde çok acı
günler yaşadık. Çok işkenceler gördük. Cezaevinden çıktıktan sonra
Yozgat'ta yasal olarak Ülkü Ocağı İkinci Başkanlığı yapıyordum ve
beni tekrar içeri aldılar ve 20 gün boyunca askeri kışlada
işkenceye maruz kaldım. Üstelik kışlada PKK üyesi olduğu belirtilen
bir üsteğmen tarafından sürekli işkence gördüm. Çok acı günler
yaşadık. Askerler bizi falakaya yatırarak yumruklu, tekmeli tokatlı
dayak atıyorlardı." dedi.
O dönemde böyle acıları yaşatan kişilerin şimdi yargılanmalarının kendilerini mutlu ettiğini ifade eden Torun, "Tabi o dönemde kardeş kavgası çıkaran ve bu olayların yaşanmasına zemin hazırlayan kişilerin şimdi yargılanması beni son derece mutlu ediyor ve huzur veriyor. Çünkü bizlerde derin izler bıraktı. O günler bir daha geri gelmesin. Bartın Cezaevi'nde iki yıl, Mamak Askeri Cezaevi'nde 1 yıl, Yozgat Cezaevi'nde bir ay, ikişer ay gibi sürelerle kaldım. O dönemde Ülkü Ocağı'nda görev alan arkadaşlarımızın tamamı yargılandı. Kimi beraat etti, kimi ceza aldı. Şimdi herkes bir yerde ama o acıyı hep beraber yaşadık." diye konuştu.
Ankara Mamak Cezaevi'nde rahmetli Muhsin Yazcıoğlu'yla da sık sık görüştüklerini kaydeden Torun sözlerini şöyle tamamladı: "Mamak Cezaevi'nde çok ağır şartlarda kaldık. Çünkü çocuk yaştaydık. Daha yüzümüzde tüy bile yoktu. Ömrümüzün en acı günleri o günlerdi. Bize çocuk büyük demeden sürekli işkence yapıyorlardı. O yaşta orada kalmamız bile büyük işkenceydi. Fiziki işkence dayanılmaz vaziyetteydi. Bunu o dönemde yatanlar iyi bilirler. Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu da hücrede yanımızda yatıyordu ve sık sık görüşüyorduk. Allah bir daha o acıları yaşatmasın."