İşkencelere sessiz kalan medya
Abone olSarıer, çıkarları için savaşı destekleyen birkısım medyanın, ABD'nin işkencelerine bile sessiz kalmasına dikkat çekiyor.
Savaş taraftarları şimdi aşk yazıyor
Bush çetesinin Irak tablosu bütün dünyanın gözleri önüne serildi.
O dönemde, Türkiye'de de, Amerika ile birlikte Irak'a dalalım diyenler olmuştu.
Şimdi kalkıp, "Bu tavrınızdan dolayı özür dilemelisiniz" dememin bir anlamı yok. Çünkü dilemezler...
Petrol ve benzeri çıkarlar için bir ülkenin egemenliğini çiğnemeyi, bir halkın özgürlüğünü ayaklar altına almayı gazetecilik ve stratejik adına savunmaya kalkışanlar, nasıl özür dileyebilirler ki?
Türkiye kamuoyu bunların kimler olduğunu biliyor, tanıyor.Bunlar, "pompacı" gazetecilerdir!
Şimdi, bugün, Amearikan ve İngiliz kuvvetlerinin Irak'ta ortaya koyduğu insanlıkdışı görütüleri, biraz daha soğukkanlılıkla değerlendirmek lazım.
Yaptıkları, iğrenç mi, iğrenç... Şerefli ve onurlu hiçbir askere yakışmayacak hareketler mi, evet!..
Ama, nihayet bu insanlıkdışı tablo, sonuçtur.
Sebebi ise, Irak'ta şu anda sürdürülen operasyonun klasik bir savaş olmayıp, "haramilik" olmasıdır.
Bir nevi modern eşkıyalıktır bu!..
Paralı askerlerden, bu çeşit lejyonerlerden daha ne beklenebilir ki?
Çoğu alacağı paraya bakıyor. Hiçbiri, ülkesinin namusu, topra- ğı, özgürlüğü veya izzet-i nefsi gibi ulvi inanç ve duygularla orada değiller ki!
Düpedüz bir işgal ordusundan söz ediyoruz.
Aksi halde hangi "gerçek asker", işkenceye maruz bırakılmış insanların başında, ağzında sigara ile poz verir, resim çektirirdi?
Dünya basınına yansıyan işkence fotoğrafları, bu savaşın gerçek yüzünü ortaya çıkarmıştır.
Orada, hem esirlere, hem halka, hem de kadınları ve çocuklara işkence yapılmaktadır. Öte tarafta Bush ve ekibi, büyük Amerikan şirketleri için "avanta sistemleri" kovalamaktadır.
Ama ne mutlu ki daha bir yıl geçmeden temelli deşifre oldular.
Kendi kamuoyları bile savaşçı hükümetlerinin karşısına geçmeye başladı.
Kusura bakmayın ama benim günlerdir, mesleğim adına utandığım başka bir tablo var.
Türkiye medyasında yüksek koltuklara oturmuş olup da, Amerika ile birlikte Irak'a girmemizde büyük menfaatler olduğunu savunanlar, şimdi özellikle Pazar günleri "romantik aşklarını yazmayı" tercih ediyorlar.
Müzik, magazin aşk vesaire döktürüyorlar.
Doğrusunu söyleyim, okurken utanıyorum.
Bir yıl önce, Irak'a girmemiz için kamoyu oluşturmaya çalışıyorlardı, şimdi "aşk yazıları" yazıyorlar.
30 yıldır kimlere aşıkmışlar da, şimdi kimleri görünce eski aşklarını terketmişlermiş!..
Sizin aşkınızdan, sevginizden veya sadakatinizden ne olur ki?
Sizin gibiler sadece paraya ve güce aşık olur!
Tabii ki, savaşı savunacaktınız, tabii ki
Mehmetlerimizin Irak'a girmesini isteyecektiniz.
Cepteki basın kartı ile petrol satışları arasında, pompa bağıntısı bir kere kurulmuşsa, artık onun önüne kimseler geçemez.
Irak'ta çekilmiş işkence resimleri, Amerika ve İngiltere için ne kadar utanç verici ise, bu tür gaze- tecilik de onu yaparlar için utanç vesilesidir.
Bu gibilerin inandırıcılığı tamamen sıfıra inmiştir.
Hem de her konuda, sadece stratejik meselelerde değil...
Onun için lütfen aşk yazılarına devam etsinler...
Bush çetesinin Irak tablosu bütün dünyanın gözleri önüne serildi.
O dönemde, Türkiye'de de, Amerika ile birlikte Irak'a dalalım diyenler olmuştu.
Şimdi kalkıp, "Bu tavrınızdan dolayı özür dilemelisiniz" dememin bir anlamı yok. Çünkü dilemezler...
Petrol ve benzeri çıkarlar için bir ülkenin egemenliğini çiğnemeyi, bir halkın özgürlüğünü ayaklar altına almayı gazetecilik ve stratejik adına savunmaya kalkışanlar, nasıl özür dileyebilirler ki?
Türkiye kamuoyu bunların kimler olduğunu biliyor, tanıyor.Bunlar, "pompacı" gazetecilerdir!
Şimdi, bugün, Amearikan ve İngiliz kuvvetlerinin Irak'ta ortaya koyduğu insanlıkdışı görütüleri, biraz daha soğukkanlılıkla değerlendirmek lazım.
Yaptıkları, iğrenç mi, iğrenç... Şerefli ve onurlu hiçbir askere yakışmayacak hareketler mi, evet!..
Ama, nihayet bu insanlıkdışı tablo, sonuçtur.
Sebebi ise, Irak'ta şu anda sürdürülen operasyonun klasik bir savaş olmayıp, "haramilik" olmasıdır.
Bir nevi modern eşkıyalıktır bu!..
Paralı askerlerden, bu çeşit lejyonerlerden daha ne beklenebilir ki?
Çoğu alacağı paraya bakıyor. Hiçbiri, ülkesinin namusu, topra- ğı, özgürlüğü veya izzet-i nefsi gibi ulvi inanç ve duygularla orada değiller ki!
Düpedüz bir işgal ordusundan söz ediyoruz.
Aksi halde hangi "gerçek asker", işkenceye maruz bırakılmış insanların başında, ağzında sigara ile poz verir, resim çektirirdi?
Dünya basınına yansıyan işkence fotoğrafları, bu savaşın gerçek yüzünü ortaya çıkarmıştır.
Orada, hem esirlere, hem halka, hem de kadınları ve çocuklara işkence yapılmaktadır. Öte tarafta Bush ve ekibi, büyük Amerikan şirketleri için "avanta sistemleri" kovalamaktadır.
Ama ne mutlu ki daha bir yıl geçmeden temelli deşifre oldular.
Kendi kamuoyları bile savaşçı hükümetlerinin karşısına geçmeye başladı.
Kusura bakmayın ama benim günlerdir, mesleğim adına utandığım başka bir tablo var.
Türkiye medyasında yüksek koltuklara oturmuş olup da, Amerika ile birlikte Irak'a girmemizde büyük menfaatler olduğunu savunanlar, şimdi özellikle Pazar günleri "romantik aşklarını yazmayı" tercih ediyorlar.
Müzik, magazin aşk vesaire döktürüyorlar.
Doğrusunu söyleyim, okurken utanıyorum.
Bir yıl önce, Irak'a girmemiz için kamoyu oluşturmaya çalışıyorlardı, şimdi "aşk yazıları" yazıyorlar.
30 yıldır kimlere aşıkmışlar da, şimdi kimleri görünce eski aşklarını terketmişlermiş!..
Sizin aşkınızdan, sevginizden veya sadakatinizden ne olur ki?
Sizin gibiler sadece paraya ve güce aşık olur!
Tabii ki, savaşı savunacaktınız, tabii ki
Mehmetlerimizin Irak'a girmesini isteyecektiniz.
Cepteki basın kartı ile petrol satışları arasında, pompa bağıntısı bir kere kurulmuşsa, artık onun önüne kimseler geçemez.
Irak'ta çekilmiş işkence resimleri, Amerika ve İngiltere için ne kadar utanç verici ise, bu tür gaze- tecilik de onu yaparlar için utanç vesilesidir.
Bu gibilerin inandırıcılığı tamamen sıfıra inmiştir.
Hem de her konuda, sadece stratejik meselelerde değil...
Onun için lütfen aşk yazılarına devam etsinler...