İşkencecilerin belgeleri kayboldu!
Abone olBazı kurumların, 12 Eylül'e ait belgeleri isteyen mahkemeye 'Bulamadık' demesi, uzmanların tepkisini çekti...
12 Eylül darbesini yargılayan Ankara 12. Ağır Ceza
Mahkemesi'ne bazı kurumların 'işkence kaydına rastlamadık' şeklinde
cevap göndermesi mağdurların ve uzmanların tepkisini
çekti.
12 Eylül dönemine ilişkin belgelerin her on yılda bir SEKA'da imha
edildiği iddiası ortaya atılırken müdahiller darbecilerin
sicillerini temizlemek için bu yola başvurduğunu savundu. Avukat
Fikret Babaoğlu ise ilginç bir ifade kullandı: "12 Eylül
dönemindeki siyasi mürtecilerin 32 yıllık dosyasını Kara
Kuvvetleri'nden alıp yargılama dosyasına koyabiliyorum. Ama muhtıra
ve işkencecilerin dosyası yok." Babaoğlu, bunun büyük bir çelişki
olduğunun altını çizdi.
Konuyla ilgili görüşler şöyle:
ALEYHTEKİLER YOK EDİLİYOR
BBP Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır: Türkiye'de devlet aleyhine olacak birtakım unsurlar devlet arşivinde yok ediliyor. İşkenceyle ilgili olan mahkeme zabıtlarında bulunması gereken unsurlar sıkıyönetim adli müşavirliklerinde bulunmuyor. Jandarma Genel Komutanlığı ve İçişleri Bakanlığına bağlı birimlerin belgelerinde ölümler ve sakat kalmaların izleri bile yok. Mahkemeye gönderilen cevaplarda da bu duruma şahit olduk. Kimi kurumların belge varsa bile yok ettikleri anlaşılıyor. Halbuki demokratik ve sosyal devlet kendisiyle barışık olan vatandaşla ilgisi açık olan devlettir. Ama geçmişte insanlık dışı muameleler çok olduğu için o döneme ilişkin belgeler SEKA'ya gönderilerek yakılmıştır.
HUKUKA AYKIRI
Türk Arşivciler Derneği (ARŞİVDER) Başkanı Mustafa Çakıcı: 1989'da çıkan kanuna göre muhafazasına gerek kalmayan belgeler 10 yılda bir imha ediliyor. 12 Eylül belgeleri imha edilmişse bu hukuka aykırıdır. Böyle önemli belgelerin imha edilmemesi gerekir. Günümüzde belgelerin 1 tane nüsha kalmak üzere fazla nüshaları imha ediliyor. Hâlâ bir arşiv kanunumuzun olmaması kötü niyetli insanları cesaretlendiriyor. Arşiv imha etmenin hâlâ cezai bir yaptırımı yok.
İZ BIRAKMAK İSTEMİYORLAR
Avukat Fikret Babaoğlu: Darbeciler işkence ve fişlemelere ilişkin çok sakıncalı belgelere ilişkin geriye dönük iz bırakmak istemez. Ama 12 Eylül dönemine ilişkin milyonlarca belge var. Balyoz davasında olduğu gibi birçoğu ortaya çıkacaktır. Bizim geleneğimizde belge tutma geleneği vardır. Çadır devlet değiliz ki, zira birçok kişinin 12 Eylül'de işkence gördüğü Adli Tıp tarafından kanıtlanmıştır. Ben 12 Eylül dönemindeki siyasi mürtecilerin 32 yıllık dosyasını Kara Kuvvetleri'nden alıp yargılama dosyasına koyabiliyorum. Ama onların Köşk'e verdikleri muhtırayı bulamaması çelişki oluşturuyor. Herkesin samimi olduğu bir ortamda darbecilerin devletin gizliliğinin arkasına saklanmadan mahkeme yetkisini kullanarak 12 Eylül planlarının yapıldığı Özel Harp Dairesi ve arşivlere girmelidir.
HAFIZA YİTİRİLİYOR
12 Eylül müdahili İsmail Duygulu: 13 yaşında yetiştirme yurdunda işkence gördüm. Mahkeme bizi sadece mağdur değil tanık sıfatı kapsamında da değerlendirsin. Türkiye Cumhuriyeti yargısı bu dava örneğinde olduğu gibi hafızasını korumalıdır çünkü her on yılda bir SEKA'ya gönderilen evraklarda adliye hafızasını yitirmektedir. Esaslı işkencelerin tanığı oldum. Ortaokul 3'üncü sınıfta sanıkların eylemlerinin mağduru olmaya başladım.