İşkenceci askerlere ağırlaştırılmış müebbet
Abone olAldığı disko cezasında işkenceyle öldürüldü er Uğur Kantar... Askeri savcı işkenceci asker için kararını verdi...
Uğur Kantar'ın, Kıbrıs'ta vatani görevini yaparken
komutanın verdiği 7 günlük cezasını çekmek için 'disko' tabir
edilen disiplin koğuşunda iki er gardiyan tarafından 25 Temmuz'da
dövüldüğü iddia edildi. Kaldırıldığı hastanede öldü. Askeri savcı
iki er gardiyan için ağırlaştırılmış müebbet istedi.
21 yaşındaki Uğur Kantar, Kıbrıs'ta 28. Tümen'de uzun dönem er
olarak askerliğini yapıyordu. Kantar, terhis olmasına 2 hafta kala
bölük komutanının kararıyla kendisine verilen bir haftalık disiplin
cezasını çekmek üzere 28. Tümen'e bağlı disiplin koğuşuna
gönderildi. Disiplin koğuşunda 1 hafta kalan ve 25 Temmuz 2011'de
gardiyan olarak askerlik yapan erler Fırat Keser ve Ayhan Aslan
tarafından dövüldüğü ve güneş altında sandalyeye kelepçelenerek
tutulduğu iddia edilen er Uğur Kantar, 12 Ekim'de Gülhane Askeri
Tıp Akademisi'nde hayatını kaybetti.
Bunun üzerine başlatılan soruşturma geçtiğimiz günlerde tamamlandı. Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından hazırlanan iddianame, askeri mahkemede tarafından kabul edildi. 7 şüpheli hakkında yargılama böylelikle başlamış oldu.
ASTEĞMEN ALMAYA GELDİ
Askeri mahkemede er Ayhan Arslan ve Fırat Keser olmak üzere ikisi
tutuklu 7 asker yargılanıyor. Savcı bu iki şüpheli hakkında
"neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış işkence" suçundan
cezalandırılması talebinde bulundu. Olay günü yaşanan ise
iddianemede detaylarıyla anlatıldı. Askeri savcılığın hazırladığı
iddianameye göre Uğur Kantar'ı ölüme götüren olay şöyle yaşandı:
Uğur Kantar, 7 günlük cezasını çekmek üzere 18 Temmuz günü Tümen
Disiplin Ceza ve Tutukevi Müdürlüğü'ne konuldu. 7 günlük cezasının
bittiği son gün kendisini birliğine teslim etmek üzere almaya
Piyade Asteğmen Sağip Kaya Uğur geldi. Ancak Ayhan Arslan ve Fırat
Keser teslimin saat 13.15'te yapılacağını söyledi. Bunun üzerine
Asteğmen Uğur geri döndü. 2 saatlik sürede ise Kantar'ı ölüme
götüren olaylar yaşandı.
SEN DAYAĞI HAKETTİN
İddianame yazan bilgilere göre Kantar, tuvalet ve su ihtiyacını
Arslan ile Keser'e bir kaç defa söylemesi yaşanan olayların
başlangıcını oluşturdu. İddinamede yer alan ifadeler göre Kantar'ın
bu talepleri sonucunda Fırat Keser, Kantar'ı yakasından tutarak,
"Babamın oğlu musun? Senin derdin nedir? Sen dayağı
hakettin" dedi ve Kantar'ı dövmeye başladı. Başına da
vurulan Kantar bu sırada sanık gardiyan Keser'e, "Komunatım
ne olur yapmayın, vurmayın" diye bağırdı.
Daha sonra bina içine alınan Kantar, gardiyan Ayhan Arslan'ın
vurması sonucu yere düştü. Kantar içeride de "komutanım ne
olur vurmayın" diye bağırmaya devam etti. Yerden kalkmayı
başararak banyo bölümüne kaçan Uğur Kantar, burada da gardiyanlar
tarafından bayılıncaya kadar dövüldü.
Sanık gardiyan Ayhan Arslan dışarıya seslenerek banyoda bayılan Kantar'ı üç kişinin getirmesini söyledi. Banyoya ilk girenlerden hükümlü Mehmet Selman Bektaş, Uğur'un üzerinde sadece alt kamuflaj pantolonu olacak şekilde sırt üstü baygın bir şekilde yattığını, üst kısmının çıplak olduğunu, ayağında botu ve çorabı olmadığını gördü. Bu sırada sanık gardiyan Arslan, Kantar'a "Kalk kalk, numara yapma" diye bağırıyordu.
ELLERİ KELEPÇELENDİ
Banyoya giden hükümlüler Hasan Coşkunlar ile Hasan Ergül, Kantar'ın
taşınmasına yardım etti. Gardiyan Arslan, baygın halde olmasına
rağmen Uğur Kantar'ı doktora sevk etmek yerine güneş altında bir
sandalyeye oturttu. Sandalyeden düşen Kantar, bu kez elleri arkadan
kelepçelenerek sandalyede sabitlendi. Uğur Kantar güneşin altında
bekletilirken Fırat Keser bir kez yüzüne hızlıca tokat attı. Bu
tokattan sonra Uğur'dan hırıltı sesi çıktı, ayaklarını yere vurdu.
Durumu gören Ayhan Arslan kepinin içine su koyarak uyanması için
Uğur'un yüzüne döktü. Ancak Uğur uyanamadı. Ona tekrar iki tokat
attı. Uğur bu tokat sonrasında iyice hareketsiz kaldı. Bunu gören
şüpheliler ayılması için Uğur'u aynı sandalye üzerinde gölgeye
götürdüler. Yaklaşık 30 dakika bu şekilde sandalye üzerinde baygın
bir şekilde bekledi. Uğur Kantar'ın durumunu gören şüpheliler Ayhan
Arslan ve Fırat Keser kendilerini sorumluluktan kurtarmak amacıyla
25 Temmuz 2011'de iki adet tutanak hazırladı.
Tutanakların birincisinde Kantar'ın Disiplin Cezaevi'ndeyken "sivil eşya deposunda bulunan demir raflara kafasını vurarak kendine zarar verme girişiminde bulunarak kendini askerliğe elverişsiz hale getirme suçunu işlediği" öne sürüldü. İkinci tutanakta ise "sorumsuz davranışlarda bulunduğu, diğer mahkûmlara adaba uymayan el hareketleri yaptığı, cezaevi bahçesinde bulunan çöp konteynırlarına tekme atarak devlet malına zarar verme girişiminde bulunduğu" iddia edildi. Kantar'ın bilinci yerinde olmadığı için tutanakları imzalayamadığı ancak gardiyanlar tarafından parmak izinin alındığı da anlaşıldı. Uğur'u teslim almak üzere gelen Piyade Asteğmen Sağip Kaya Uğur'un sandalye üzerinde baygın bir halde oturduğunu gördü. İki gardiyan ve iki hükümlü tarafından tekrar Disiplin Cezaevi kapısına kadar getirilen Uğur Kantar askeri aracın arkasına yatırıldı.
DAVA 18 KASIM'DA
18 Kasım'da Girne'deki Kara Kuvvetleri Komutanlığı Kıbrıs Türk
Barış Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde görülecek olan
davada Cezaevi Müdürü Ayhan Şentürk, "ihmal sebebiyle ölüme
sebebiyet vermek" suçlamasıyla, er Ayhan Arslan ve Fırat
Keser ağırlaştırılmış işkence sebebiyle adam öldürmek suçundan
ağırlaştırılmış müebbet hapisle, gardiyanlardan Recep Tekin görevi
kötüye kullanmak, Süleyman Özdoğan, Özkan Belmen, Ahemt Yurdusevdi
ihmal suretiyle görevi kötüye kullanmak suçundan yargılanacak.
İddianamede Uğur Kantar'ın dışında Disiplin Cezaevi'nde tutulan 19
asker de mağdur olarak yer aldı.