İşkence iddiası Mecliste
Abone olEngin Ceber'in işkenceden öldüğü iddiası Meclis gündeminde. CHP'li Sevigen soru önergesi verdi.
CHP Genel Sekreter Yardımcısı, İstanbul Milletvekili Mehmet
Sevigen, Engin Ceber'in, İstinye Karakolu ve Metris Cezaevinde
''Kötü muamele ve işkence'' sonucunda öldüğü iddiasını Meclis
gündemine getirdi.
Sevigen, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle
TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesinde, 16 yaşındaki İrfan
Ağdaş ve gazeteci Metin Göktepe'nin ölümlerinde olduğu gibi, 28
Eylül 2008'de gözaltına alınan Engin Ceber'in, gözaltında kaldığı
İstinye Karakolu ve tutuklanarak gönderildiği Metris Cezaevinde
''Kötü muamele ve işkenceye maruz kaldığının'' iddia edildiğini
kaydetti.
Ceber'in cezaevinde iken, 10 Eylül 2008'de öldüğünü ifade eden
Sevigen, Başbakan Erdoğan ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın bu
ölüm karşısında değerlendirme yapmadıklarını bildirdi.
Sevigen, önergesinde, şu soruların yanıtlanmasını istedi:
''Engin Ceber'in ölümüne sebep olanlar hakkında Adalet Bakanı
tarafından müfettiş gönderilmiş olsa bile, infaz savcısının,
soruşturulmaları gereken gardiyan ve cezaevi müdürünün amiri olması
nedeniyle bu soruşturma ne kadar sağlıklı olacaktır? Soruşturma
için yeni bir savcı görevlendirmeyi düşünüyor musunuz?
Tanık beyanlarının sağlıklı alınması için, halen görev başında
bulunan gardiyanlar açığa alınmadan sağlıklı bir ifade alınacağına
inanıyor musunuz?
İşkence sonucu öldüğü iddia edilen Engin Ceber ve onunla birlikte
göz altına alınıp tutuklanan Özgür Karakaya, Cihan Gün, Aysu
Baykal'ın hayatlarının tehlikede olduğunu, avukatları ve basın
yoluyla takip etmekteyiz. Bu konuları inceleyip onların bu
endişelerini giderecek önlemler almayı düşünüyor musunuz?''
Bağımsız Tunceli Milletvekili Kamer Genç de Adalet Bakanı Mehmet
Ali Şahin'in yanıtlaması istemiyle sunduğu soru önergesinde,
Ceber'in gözaltında ölümü iddiasını gündeme getirdi.
BAZI YEREL GAZETELERİN KAPATILMASI
DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk ise Bakan Şahin'e
yönelttiği soru önergesinde, bazı yerel gazetelerin kapatılmasını
gündeme getirdi.
Tuğluk, ''Bu gazete ve yayınlara yönelik yasak ve sansürün, Kürt
sorununa resmi devlet yaklaşımıyla ilgisi nedir? Eğer ilgisi yoksa,
bu gazetelerin Kürt sorununda resmi yaklaşımı ve askeri yöntemleri
eleştiren çizgide yayın yapması nedeniyle yaptırımlarla
karşılaştığı iddiasını nasıl açıklayacaksınız?'' diye sordu.