İşin kolayına kaçmayacağız
Abone olBilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, “Bilim ve teknolojide öncü bireyler çıkarma meselesini tesadüfler üzerinden açıklamak işin ko...
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, “Bilim ve
teknolojide öncü bireyler çıkarma meselesini tesadüfler üzerinden
açıklamak işin kolayına kaçmaktır. İşin kolayına kaçmayacağız,
gereken ortamı hazırlayacağız” dedi.
TÜBİTAK’ın düzenlediği “Yurtdışındaki Türk Bilim İnsanları
Kurultayı” İstanbul Cevahir Otel’de gerçekleştirildi. Kurultaya
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Milli Eğitim Bakanı
Nabi Avcı, bilim adamları, akademisyenler ve davetliler katıldı.
Burada kürsüye davet edilen Bakan Nihat Ergün bir konuşma yaptı.
Ergün, “Sağlık alanında aşı teknolojileri ilaç, bio malzemeler
gibi, enerji alanında ise depolama, verimlilik, yenilenebilir
enerji ve temiz kömür teknolojileri gibi alt konular belirlenmiş
bulunuyor. Teknoloji transferi ve eğitim alanında yapacağımız
tartışmalar da bilim ve teknoloji politikalarımız için son derece
önemli makro çerçeve çizmemizi sağlayacaktır. Özellikle bilim ve
teknoloji bir kültür ve bir eko sistem olarak görülmesi gerekir.
Özgür ve demokratik bir ortamda ne kadar çok farklı zihnin,
düşüncenin fikrin birbiriyle temasını sağlayabilirsek o kadar
başarılı oluruz” dedi.
ERGÜN: “İŞİN KOLAYINA KAÇMAYACAĞIZ, GEREKEN ORTAMI
HAZIRLAYACAĞIZ”
İşin kolayına kaçmayacaklarını ifade eden Bakan Ergün, “Bilim ve
teknolojide öncü bireyler çıkarma meselesini tesadüfler üzerinden
açıklamak işin kolayına kaçmaktır. İşin kolayına kaçmayacağız,
gereken ortamı hazırlayacağız. Dehaların aslında kendi
toplumlarının, kendi zamanlarının bir ürünü olduklarını da es
geçemeyiz. Bunu es geçmek bir bilim ortamı hazırlama konusundaki
sorumlulukları ihmal etmek anlamına gelir. Bu sorumluluğumuzu ihmal
edemeyiz. Bilimsel bulguları birden bire aklımıza gelen bir fikir
kıvılcımından ziyade sayısız denemenin ortak düşünmenin bir
birikimi olarak görmeliyiz. Bu nedenle öncelikle Türkiye’deki bilim
ve teknoloji atmosferini gelişmiş ülke standartlarına taşımak
gerektiğine inanıyoruz. Bu elbette bir yönüyle bütçeyle mali
durumla ilgili bir şey ama bundan daha önemlisi zihniyet ile ilgili
bir şeydir. Böyle bir zihniyetiniz var ise parayı da buluyorsunuz.
Mali tablonuzu da ona göre oluşturabiliyorsunuz. Dünyanın en iyi
laboratuarlarını en iyi malzemelerini sağlasanız bilim insanlarına
en yüksek maaşları da verseniz, onun için gerekli olan ortamı,
özgürlüğü paylaşımı bilime olan saygıyı sağlayamadığımız zaman bir
yerde tıkanır kalırız” diye konuştu.
Bakan Ergün, “Türkiye’nin son 10 yılda ekonomiden eğitime,
demokratikleşmeden hak ve özgürlüklere kadar hemen hemen her alanda
yakaladığı ivme, bu açıdan sonra derece önemlidir. Türkiye’de
gençlerin bilime ve teknolojiye daha fazla yönelmelerinin
üniversitelerde uygun bilimsel ortamları oluşturmanın yolu artık
açılmıştır. Kesinlikle mükemmel olduğumuzu yaptığımız bütün işlerin
mutlak doğru olduğunu iddia edemeyiz. Zaten böyle bir iddia bilim
ve teknoloji alanında yapılabilecek bir iddia değildir. Bilimsellik
kendi içerisinde mutlak doğru olmadığını yapmadığımızın peşinen
kabul etmeyi, yanlış da olabileceğini peşinen kabul etmeyi
gerektirir” dedi.
Türkiye’nin bilim ve teknoloji alanında hızla ilerleyen bir ülke
olduğuna dikkat eçeken Bakan Ergün, “Türkiye çok önemli şeyler
yaptı ama bunlar yeterli değil. Bunların eksikleri olabilir,
yanlışları olabilir. O yanlışlar yaptığımız işlerin önemini
azaltmaz. Bizim daha iyisini yapmamız için sadece bizi motive eder.
Artık Türkiye bugün bilim ve teknoloji alanında hızla ilerleyen
ülkelerden bir tanesidir. Dünyada bilim haritasının değiştiği
gelişmekte olan ülkelerin bilimsel faaliyetlerindeki
etkinliklerinin son derece arttığı bir süreç yaşanıyor.
2011 yılıyla 10 yıl öncesini değerlendirdiğimiz zaman Türkiye
kaynaklı bilim sayısının 3 katına çıkmış olması bunun net bir
göstergesidir. Son zamanlarda ekonomide yükselen ülkeler kavramının
yanında bir de bilimde yükselen ülkeleri kavramı gelişti” dedi.
Ergün, “Türkiye’de akademisyen araştırmacı, bilimsel yayın sayıları
ve araştırma geliştirme yatırımlarının hızla arttığı ifade
edilmektedir. Zaten 2002 yılında milli gelir içerisindeki payı
binde 5 olan ARGE harcamalarının 2011 yılında yüzde 1’e yaklaşmış
olması bu gerçeği teyit etmektedir. 2002 yılında Türkiye’nin milli
gelirin 230 milyar dolardı. 10 yıl içerisinde gösterdiğimiz
başarılar bizi düşük standartlardan orta standartlara getirdi.
Geldiğimiz yer orta gelir düzeyidir, orta demokrasidir, orta
teknoloji düzeyidir. Ama yapmamız gereken daha çok şey var. Burada
bir metre ilerlemek başka alanlarda bin metre ilerlememizi
sağlayacak özelliklere sahiptir” diye konuştu.
İhracatın 152 milyarı geçtiğine dikkat çeken Bakan Ergün,
“İhracatımız 152 milyar doları geçmiş, milli gelir seviyemiz 800
milyar dolara ulaşmış ve ARGE yoğunluğumuz ise yüzde bir seviyesine
ulaşmıştır. Türkiye ile ilgili son zamanlarda dünyanın değişik
yerlerinde değişik yorumlara vesile olan yazılar yayınlar
yapılıyor. Bir söylenen şeyin bilimsel olabilmesi için ölçülebilir,
gözlenebilir olması lazım. Benim söylediklerim ölçülebilir şeyler.
Bu dönemde Türkiye gibi sıçrama yapan milli gelirini 3-4 kat
arttıran ihracatını arttıran ARGE harcamasını arttıran başka ülke
neredeyse yoktur. Bunlar demokrasinin olmadığı insan hakları ve
özgürlüklerinin alanının genişlemediği bilimsel çalışmaların
olmadığı bir ülkede yapılabilecek işler değildir” dedi.
“TÜRKİYE KAÇ METRE, KAÇ KİLO İLERLEDİ DERSENİZ ÖLÇERİZ”
‘Türkiye kaç metre, kaç kilo ilerledi derseniz ölçeriz’ şeklinde
ifade kullanan Bakan Ergün, Türkiye’nin demokrasisi ne kadar
ilerledi? Türkiye’nin bilimsel gelişmeleri teknolojisi ne kadar
ilerledi dediğiniz zaman bunların ölçülmesi mümkündür. Bundan sonra
daha zor olan bir sürecin bizi beklediğinin de farkındayız” diyerek
sözlerini tamamladı.
Ardından kürsüye çıkan Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ise, “Türk
Bilim İnsanları Kurultayı bize iki önemli mesaj veriyor. Bu
mesajlardan birincisi 2000’li yıllardan başlayarak bilim,
teknoloji, eğitim araştırma geliştirme yatırımlarının günümüzde
artan önemi, ikincisi ise bilim insanlarına duyduğumuz ihtiyaç ve
onların değerine ilişkin toplumsal ve siyasal farkındalık”
dedi.
Bakan Avcı, “Yıllar yılı en değerli insanlarını çok farklı
nedenlerle beyin göçüne feda eden Türkiye bugün bu akışı tersine
çevirmek için altyapısını güçlendirmenin imkanlarını çoğaltmanın
gayreti içerisindedir. Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki baş
döndürücü gelişmelerle tanımlanan küreselleşme süreci de bizlere
birbirimize iletişime geçmek yeni işbirlikleri geliştirmek için
olağanüstü fırsatlar sunmaktadır. Dolayısıyla bir yandan
teknolojinin bize sunduğu fırsatları kullanırken, bir yandan da
bilgiyi ve teknolojiyi sadece kullanmakla kalmayıp üreten
geliştiren ülkeler içerisine çıkmamız ve bu amaç için yapmamız
gerekenler var. Ülkemizin de eğitime ileri teknolojiye
yatırımlarına hız vermesi çok önemli bir ivme kazandırmıştır” diye
konuştu.
(İHA)