IŞİD'in rehin aldığı Türk konuştu!
Abone olIŞİD'in rehin aldığı özel harekatçı Veysel Can esaret günlerini anlattı.
IŞİD'in rehin aldığı özel harekatçı Veysel Can konuştu.
Can, "Başkonsolosumuz, o zaman Dışişleri Bakanı olan Ahmet
Davutoğlu ile görüştü. Onun talimatıyla çatışmadık ve teslim olmak
durumunda kaldık. IŞİD militanlar bizi Türkiye'ye teslim
edeceklerini söyleyip sınıra getirdi. 4 saat bekledikten sonra MİT
görevlileri geldi" dedi.
YARIN SİZİ TÜRKİYE'YE
GÖNDERECEĞİZ
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan IŞİD'in rehin aldığı konsolosluk
görevlileri ile ilgili tüm tahliye operasyonunu MİT'in
gerçekleştirdiğini söylemişti. Ayrıca rehinelerin Türkiye
gelmelerindin ardından MİT'in tahliyeyi anbean kaydettiği iddia
edilmişti. Rehin alınan ve serbest bırakılan polis ise o gece
yaşananlara ilişkin farklı şeyler söylüyor. Irak'ın Musul
kentindeki Türkiye Başkonsolosluğu'nda IŞİD militanları tarafından
rehin alındıktan sonra 101 gün sonra serbest bırakılan 49 kişiden
Gaziantepli özel harekat polisi Veysel Can, esareti ve teslim
sürecini anlattı.
IŞİD komutanlarının, serbest bırakılmalarından bir gün önce
yanlarına gelerek, "Yarın sizi Türkiye'ye göndereceğiz" dediğini
söyleyen Veysel Can şunları söyledi: "Biz buna inanmadık çünkü daha
önce de bırakacağız dediler, fakat bırakmadılar. Ama Sonra serbest
bırakılacağımız gün gelerek bize hazırlanmamızı söylediler. Biz
hazırlandık otobüse bindik.
Yine başka bir yere transfer ediliyoruz diye düşünüyorduk. Sonra
yanımıza onların Musul Valisi dediği kişi geldi. Anlaşmanın
sağlandığını ve Türkiye'ye gönderileceğimiz söyledi. Biz yine
inanamamıştık. Otobüslerle Suriye'nin içinden geçerek Rakka'ya,
sonra Telabyad'a geldik. Biz burada kalacağız diye düşünüyorduk.
Sonra Akçakale sınırına geldik. Burada Türkiye'ye gireceğimize
inandık.
MİT'E HABER VERMEDİLER
MİT'e haber vermedikleri için 4 saat sınırda bekledik. Geçen
süreden sonra Türk görevliler geldi, Geçen süreden sonra Türk
görevliler geldi, "Belgeleri imzalayıp sizi sayarak teslim
alacağız" dedi. Sonra biz teslim aldılar sınırı geçerken bazı
arkadaşlarımız Türk bayrağının yanından geçerken çığlıklarla
ağlamaya başladı. Bizi MİT Bölge Müdürlüğü'ne götürdüler. Burada
ailelerimizle ilk defa telefon görüşmesi yaptık."
IRAK ASKERLERİ ŞEHRİ TERK
ETTİ
Gaziantep'teki evinde ailesine kavuşmanın mutluluğunu yaşadığını
belirten Veysel Can, IŞİD baskını öncesinde başkonsolosluk
binasının karşısında bulunan Irak askeri birliğinin şehri terk
ettiğini söyledi. Olayın olduğu gün yaklaşık bin IŞİD militanının
başkonsolosluk binasını sardığını anlatan Veysel Can, şöle devam
etti:
500 KİLODAN FAZLA PATLAYICIYI KAPIMIZIN
ÖNÜNE KOYDULAR
"Daha önceden bulunduğumuz yerde bir IŞİD komutanı öldürülmüş. IŞİD
de bildiriler dağıtarak, sesli anonslarla insanların şehri terk
etmesini, bunun intikamının kanlı bir şekilde alınacağını söylemiş.
Bizim binamızın karşısındaki operasyon birliği de kentten ayrıldı.
Sonra baskın günü kapıya geldiler. IŞİD militanları içindeki bir
Türkmen kapıyı açmamızı söyledi. Biz de bunun mümkün olmadığını
söyledik. Sonra tahminime göre içinde 500 kilodan fazla patlayıcı
bulanan 3 kamyoneti bizim kapılarımızın önüne koydular.
Kapılarımızı havaya uçuracaklardı.
DAVUTOĞLU TALİMAT
VERDİ
Yaklaşık bin kişi çevremizi sarmıştı. Çoğu ağır silahlıydı. Evlerin
çatılarında roketatarlı militanlar vardı. Sonra Başkonsolosumuz, o
zaman Dışişleri Bakanı olan Ahmet Davutoğlu ile görüştü. Onun
talimatıyla çatışmadık ve teslim olmak durumunda kaldık."
'FIRTINA' ADLI KÖPEK, HAVA SALDIRISINDA
TELEF OLMUŞ
Teslim olduktan sonra Azerbaycan uyruklu bir IŞİD komutanının
yanlarına gelerek, "Sizi Türkiye'ye hemen göndermeyeceğiz, önce
Türkiye ile bazı konularda anlaşmamız gerekiyor" dediğini anlatan
Veysel Can, geçen süre içinde 8 farklı noktaya transfer
edildiklerini kaydetti. Veysel Can, götürüldükleri bazı noktalarda
hava bombardımanına maruz kaldıklarını ve Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan'ın, "Üzüldüm" dediği Fırtına adlı bomba arama
köpeğinin bu hava saldırılarının birisinde telef olduğunu ifade
ederek, şöyle devam etti:
"Bizi aldıktan sonra bir eve götürdüler. Burada 8-10 gün kadar
kaldık. Daha sonra 'Sizi daha emniyetli bir yere götüreceğiz'
diyerek, bizi araçlara bindirip tatil köyü dedikleri bir yere
götürdüler. Burası uzun koridorlara sahip bir binaydı. Sonra 10
dakika arayla buraya iki büyük bomba düştü. Camlar kırıldı, bir
arkadaşımızın ayağında kesik oluştu, bir arkadaşımızın kulak zarı
patladı. Köpek de bu saldırıda yaralanmış. O gün hiçbir şeyi yoktu,
bir gün sonra telef oldu. Arkadaşlarım köpeğin göğüs kısmında derin
bir yara olduğunu söyledi. IŞİD, köpeği arabaya koyarak bir yere
attı. Sonra buradan da ayrıldık bizi geniş bir yere götürdüler.
Burada şartlar daha iyiydi."
EŞİ: ÇOK MUTLUYUM
Veysel Can'ın eşi Melek Can ise mutlu haberi alınca gözyaşlarını
tutamadığını kaydederek, "Eşim rehinken Özel Harekat Daire Başkanı,
şube müdürü, Şahinbey Belediye Başkanımız bizi hiç yalnız
bırakmadı. Sürekli telefonla aradılar. Ziyaretimize geldiler. Hep
eşimin sağ salim döneceğini söyleyerek manevi destek oldular.
Onlara çok teşekkür ediyorum. Eşimin kurtarıldığı haberini alınca
apartmanda bağırarak eşimin döndüğünü haykırdım, çok mutluyuz" diye
konuştu.