IŞİD'e asıl saldırı daha başlamadı işte tarihi!
Abone olRadikal yazarı Murat Yetkin, IŞİD'e yönelik asıl operasyonun ABD uçaklarının İncirlik Üssü'ne gelmesinin ardından başlayacağını yazdı.
Radikal yazarı Murat Yetkin, PKK ve IŞİD'e yönelik
operasyonlara ilişkin adını açıklamadığı bir 'üst düzey yetkilinin'
verdiği bilgileri bugünkü köşesinde yazdı.
Yetkin'in aktardığı bilgilere göre, IŞİD operasyonlarının durup PKK
operasyonlarının şiddetlenmesini değerlendiren üst düzey
kaynak, "PKK tehdit önceliğimiz, asıl IŞİD harekâtı ABD
uçakları İncirlik'e gelince başlayacak" dedi. Aynı
kaynağın verdiği bilgilere göre, 30 Amerikan F-15, F-16 uçağı
İngiltere ve Almanya'daki üslerden İncirlik'e gelecek.
Operasyonun tarihini ise yeni Genelkurmay Başkanı'nın görevine
başlaması sonrası olması muhtemel.
"Ne zaman? Tam belli değil, iki hafta içinde olabilir.
(Yani Yüksek Askeri Şura (YAŞ) bitmiş, Necdet Özel’in yerine
gelecek Genelkurmay Başkanı belli olmuş olacak.)"
Operasyonlara ilişkin Murat Yetkin şunları yazdı:
"Türk Hava Kuvvetleri’nin 24 Temmuz şafak saatlerinde
Suriye’deki IŞİD mevzilerini vurması bir ilkti.
Bir gün önce 23 Temmuz’da IŞİD militanlarının Kilis’te sınır
devriyesi gezen Türk askerlerine ateş açıp bir astsubayı şehit
etmelerine misilleme idi. Ama sonradan anlaşıldı ki 22
Temmuz’da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Barack Obama
arasındaki bir telefon görüşmesiyle sözü kesilen İncirlik
ortaklığının bir parçasıydı aynı zamanda.
ABD uzun süredir IŞİD karşıtı operasyonlar için İncirliği
istiyordu.
Türkiye diyordu ki;
1- Bunu Beşar Esad’ın devrilmesiyle aynı pakete alalım,
2- Sınır boyunca uçuşa yasaklı, güvenli bölgeler oluşturalım,
3- “Yeni Suriye” oluşumuna bizimle çalışan gruplar
da alınsın.
Uluslararası ilişkilerde aslında kimsenin istediği tam olarak
olmaz, evdeki hesaplar çarşıya uymaz, bu defa da öyle oldu, bir ara
yol bulundu:
1- Esad zaten çöküyordu, ama IŞİD artık Esad’dan daha büyük tehdide
dönüşmüştü,
2- Uçuşa yasaklı bölge BM’de sıkıntı olacaktı, ama
“IŞİD’den arındırılmış bir bölge” ile işe
başlanabilirdi,
3- ABD kendi dökümünde olmayan bazı silahlı grupların, mesela
Türkiye’nin desteklediği Türkmen Tümenlerinin IŞİD-karşıtı
koalisyon bünyesinde görülmesini kabul etti.
24 Temmuz’da F-16’ların Suriye hava sahasına girmeden füze atıp
hedeflerini vurmasından sonra bir daha IŞİD’e operasyon
yapılmadı. Ama PKK’ya operasyonlar durmadı.
Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde 2012’de başlattığı PKK ile
diyalogdan bu yana görülmemiş ölçüde PKK’nın Irak’taki kampları
PKK’nın polis ve askerlere saldırılarına misilleme olarak hallaç
pamuğu gibi atılmaya başladı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu 25 Temmuz’da basınla toplantısında
“Şimdiye kadarki en etkili harekâtlardan birisi”
dedi; isim vermeyen bir kaynak Irak’a hava akınlarının bu kadar
yıldır yapılan en şiddetli harekâttan “en az dört
kat” daha şiddetli olduğunu söyledi.
Genelkurmay, 190 PKK’lının o akınlarda öldürüldüğünü açıkladı.
Bu durum hem Batı’da, hem Doğu’da endişe kaynağı oldu; PKK
hayranlığından değil, PYD’nın işlevinden dolayı.
PYD’nin PKK’nın Suriye’deki kardeşi olduğunu bilmeyen yok.
Endişe PKK’ya verilen hasarın Suriye’de IŞİD’e kara gücü olarak
direnen en önemli güçlerden olan PYD’yi zayıflatacağı, dolayısıyla
aslında IŞİD’i güçlendirmiş olacağı endişesi bu. İlginç olan,
Batı başkentlerinde dillendirilen bu endişenin mesela İran
Genelkurmay Başkanı Hasan Firuzabadi tarafından da dile getirilmiş
olması.
İşi Amerikan düşünce kuruluşu CSIS analisti Jon Alterman gibi
“Türkler IŞİD’e karşı işbirliği karşılığında Kürtlere karşı
ellerinin rahat bırakılmasını istiyorlar” diyecek noktaya
getiren de var. Ama yine CSIS analistlerinden Bülent Alirıza
gibi bu gelişmelerin Türkiye’nin Suriye politikasında
“gecikmiş de olsa” bir değişikliğin parçası
olabileceğini söyleyen de. Sanki Alirıza haklı çıkacak
gibi.
IŞİD ARTIK RESMİ DÜŞMAN!
Dün bu soruyu önemli bir konumdaki resmi bir kaynağa sordum ve
ismini vermemem sözü karşılığında bazı yanıtlar aldım, sizinle de
paylaşıyorum.
Diyor ki kaynağım: “IŞİD artık resmi düşman olarak
belirlendi, Başbakan Davutoğlu’nun direktifinden bu yana
hazırlıklar başladı. Diğer yandan tehdit önceliklerimiz var. PKK şu
anda tehdit önceliğimiz. Bize saldırdıkça da karşılık verilecek.
IŞİD’e karşı ise (artık resmi söylem DAEŞ, bunu hatırlatalım) ortak
bir mücadeleye katılıyoruz. Burada asıl olarak ABD ve Türk Silahlı
Kuvvetleri olacak, belki diğer IŞİD-karşıtı ülkelerden sembolik
katılım olur.”
Yani? Yani, Türk Hava Kuvvetleri sadece İncirlik ve (muhtemelen)
Diyarbakır, Batman üsleriyle değil, fiilen savaş, nakliye uçakları,
helikopterleri, insansız hava araçlarıyla da IŞİD’e karşı fiilen
savaşmaya başlıyor.
IŞİD OPERASYONU NE ZAMAN?
Ne zaman?
Tam belli değil, iki hafta içinde olabilir. (Yani
Yüksek Askeri Şura (YAŞ) bitmiş, Necdet Özel’in yerine gelecek
Genelkurmay Başkanı belli olmuş olacak.)
Neden bekleniyor?
Çünkü Amerikan F-15 ve F-16 savaş uçaklarıyla (toplam 30 olacağı
bilgisi var) “Reaper” denilen en az iki insansız
hava aracının halen bulundukları İngiltere’nin Suffolk ve
Almanya’nın Spangdahlem üslerinden İncirlik’e gelip yerleşmeleri
bekleniyor. Dışişleri Sözcüsü Tanju Bilgiç’in önceki gün
“her an kullanıma hazır” demesi gibi, bizim
kaynağımız da “Onlar hazır olduğunda, biz hazırız”
diyor.”
İşte bu ortaklığın bir parçası olarak Ankara PYD’yi şu sıra PKK’dan
özenle ayırmaya dikkat ediyor. Buna karşın mesela ABD de bu özeni
gösteriyor; zaten PKK ikisine göre de “terör
örgütü” ama PYD ikisine göre de değil. Davutoğlu’nun
dediği gibi, ancak PYD tarafından Türkiye’ye bir saldırı gelirse,
karşılık verilecek, ama yine de mesela IŞİD, ya da PKK gibi
“düşman” sayılmayacak.
İNCİRLİK ANLAŞMASI
İncirlik anlaşması, sadece Suriye’deki IŞİD hedeflerini vurmayı
kapsamıyor, ondan çok daha geniş.
Suriye sınırında (Kilis ve Gaziantep hizasına düşen) Azez ve
Cerablus şehirleri arasında yaklaşık 100 kilometre eninde, 40
kilometre derinliğinde bir bölgenin “IŞİD’ten
arındırılmasını” da kapsıyor.
Bu bilinen anlamda bir “uçuşa yasaklı” bölge, ya
da “güvenli bölge” olmayacak. Türk Silahlı
Kuvvetleri şu aşamada özellikle bu bölgenin IŞİD’den arındırılması
için operasyon düzenleyecek.
Onlara karadan kim mi yardımcı olacak?
Özgür Suriye Ordusu ve diğer “ılımlılar” dendiğine
pek bakmayın. Asıl kuvvet, az önce sözünü ettiğimiz Türkmen
Tugayları.Geçtiğimiz günlerde MİT koordinasyonunda Ankara’da bir
toplantıda son şekli verildiği ve Amerikalılarla da koordinasyon
içinde IŞİD-karşıtı koalisyonla irtibatlandığı bilgisi var.
Yani, o bölge IŞİD’den temizlendikçe yerini şimdilik 5 bin küsur
olarak ifade edilen Türkmen silahlı gücü alacak, en azından
planlanan bu.
Sizin de aklınıza 2014 Ocak ayında jandarma tarafından durdurulan
MİT kamyonlarından çıkan askeri malzemenin IŞİD ya da El Nusra’ya
değil, Türkmenlere gittiği yolundaki hükümet açıklaması geldi
mi?
Benim geldi, bakalım başka ne gibi ayrıntılar çıkar zaman
içinde? Bu bölgenin ayrıca Suriyeli mültecilerin Türkiye’ye
giriş çıkış ve Türkiye dışında korunarak barındırılmaları için de
bir özel bölge olacağı söyleniyor. Aynı zamanda köprübaşı gibi
düşünüldüğünü de söylemiştik ya, ne için köprübaşı olacağı sorusu
tabii geliyor akla…
O konuda biraz daha olgunlaşması gereken bilgiler de var,
olgunlaşınca hemen paylaşacağım, söz.