IŞİD'den kaçan kadınlar neden bıçak taşıyor?
Abone olDiyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, IŞİD’den kaçan kadınların yakalandıklarında intihar etmek için bıçak taşıdığını söyledi.
IRAK Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün
saldırıları sonrası Şengal’den (Sincar) göç edenlerin durumunu
incelemek için Kuzey Irak’a giden sivil toplum örgütlerinden oluşan
heyet adına Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi açıklama yaptı.
Elçi, IŞİD’den kaçan kadınların yakalandıklarında intihar etmek
için bıçak taşıdığını söyledi.
Diyarbakır’da bulunan meslek örgütleri, insan hakları örgütleri ve sivil toplum örgütlerinden oluşan bir heyet IŞİD saldırıları sonrasında göç edenlerin durumunu incelemek üzere Irak’ın Zaho, Duhok, Peşhabur ve Semelka bölgesine gitti. İncelemelerin ardından Diyarbakır’a dönen heyet adına konuşan Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, Kürt toplumunun tarihin en büyük felaketlerinden birini bir kez daha yaşadığını belirtti. Şengal’de yaşanan vahşet ve trajedinin neredeyse Halepçe soykırımı boyutlarına vardığını belirten Elçi, "Hatta bazı yönleriyle bunu aşan bir nitelik arz etmeye başlamıştır. IŞİD adlı barbar grubun saldırılarından Şengal ve bölgesinde 600-700 bin insanın etkilendiği anlaşılmaktadır. Gerçek tablo henüz tam ortaya çıkmamıştır ve göç devam etmektedir" dedi.
Bölgesel Kürt Hükümeti’nin olağanüstü bir insani felaketle karşı
karşıya kaldığını ifade eden Elçi, şöyle dedi:
"Dünyanın en gelişmiş ülkesinde bile bu kadar kısa sürede, bu kadar
çok sayıda insanın göçüne hazırlıklı olmak, öngörmek ve tedbirleri
zamanında almak mümkün değildir. İnsanlar buldukları araçlarla
canlarını kurtarmaya çalışmaktadır. 10 binlerce insan sanki aylarca
bir mezarda kalmış ve çıkıp gelmişler. Buna hiçbir vicdan
dayanamaz. Yaşanan insanı trajediyi hak edecek şekilde dünya
kamuoyunda bir ilgi olduğunu tespit edemedik. Son yüz yılın belki
en büyük vahşetlerinden biri yaşanmakta, ama buna uygun biçimde
insanı bir duyarlılık ortaya çıkmamıştır. Bölgesel hükümet
yetkilileri kendi imkanları ölçüsünde sorunla baş etmeye
çalışmaktadır. Çocuklar, kadınlar buldukları her gölgeye sığınıp
yaşamaya çalışıyorlar.
En büyük sorun ilaç ve tıbbi yardım ihtiyacıdır. İnsanlar günlerce
dağlarda yürümüş, aç ve susuz kalmış, yakınlarını kaybetmiş ve çok
büyük bir vahşet yaşanmış. Kürt kadınları dağlarda yaşama
mücadelesi vermektedir. Bu vahşi grubun saldırılarından sakınmak
için üzerlerine bıçak almışlar. Bu vahşi sürünün tecavüzlerine
maruz kalmamak adına kendi yaşamına son vermek için yanlarında
bıçak taşıyorlar. Babanın gözlerinin önünde çocuklarının
öldürüldüğü, eşinin cariye olarak alındığına ilişkin gerçek insan
hikayeleri anlatıldı. Yaşanan bu vahşete ilişkin tablo henüz tam
netleşmiş değil. Hala bu vahşetten kaçış devam
etmektedir."dedi.
10 BİNLERCE İNSAN ÖLMÜŞ OLABİLİR
Kürt toplumundan olabilecek en yüksek duyarlılık çağrısında
bulunduklarını belirten Elçi, "Dünyada tüm Kürtler ilgilerini
buraya yöneltmeli. Daha çok Ezidi Kürt toplumu bu vahşetten
etkilendi ve bu toplum yok olmakla karşı karşıya. Kürt toplumundan
yaşanan bu felaketin farkına varmasını bekliyoruz. Öncelikle ilaç
ve tıbbi yardım kampanyası başlatacağız. Ardından gıda, barınma
araçları, çadır gibi yardımlar gerekiyor. Türkiye hükümetinin de
aslında yardım etmesi gerektiğini düşünüyoruz. Heyetimiz yarın
Ankara’da temaslarda bulunacak. Yardım talebimizi Ankara’ya
sunacağız. Uluslararası kuruluşlara çağrıda bulunuyoruz. Çok önemli
insani trajedi yaşanmakta. Uluslararası insan hakları, yardım
kuruluşları, sağlık örgütlerini bu topluma yardıma
çağırıyoruz. Kürtler adına tarihin tekerrür ettiği bir tabloyla
karşı karşıya geldik. 10 binlerce insan ölmüş olabilir. Henüz tam
bir sonuç ortaya çıkmamıştır. Uluslararası toplum bugün itibariyle
Kürt toplumunun maruz kaldığı bu suçlara karşı sorumluluğunu yerine
getirmemiştir"dedi.
ÜLKEMİZE SIÇRAYACAK KOLERA RİSKİ VAR
Irak’a giden heyette bulunan Türk Tabipler Birliği Merkez Konsey
üyesi Şeyhmus Gökalp ise insanların ölmemek için bir alana göç
ettiklerini belirterek, "Göç ettikleri alanda onları bekleyen iyi
niyetli bir yönetim var. Beklenmeyen bir durum olduğu için 750 bin
insandan oluşan hareketli bir durum var. Bu terörist örgütün her an
hangi yerleşim alanına saldıracağını öngöremediğimiz için bu
nüfusun 1 milyonu bile aşabileceği durumu var. Sahra hastanesi
hazırlanması gerekmektedir. Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık
Örgütü, Dünya Tabipler Birliği bu soykırıma sessiz
kalmamalıdır.
Bir an önce acil eylem çağrısı yapılmalıdır. Ulusal kurumlar da
barınma ve sağlık ekiplerinin yönlendirilmesi konusunda bir an önce
harekete geçmelidir. Aksi halde IŞİD çetelerinin öldüremediği
insanları enfeksiyon hastalıklarından kaybedeceğiz. Bu terörist
yapının katlettiği insanların onlarca katını enfeksiyon
hastalıkları öldürebilir. Olası bir kolera riskinin olduğunu
gözlemledik. Bu koleranın ülkemize hatta Ortadoğu’ya yayılması
tehlikesi ile karşı karşıyayız. Bizler bir an önce çalışmalarımızı
başlatıp kardeşlerimize yönelik sağlık hizmetini sunmak üzere
organize olacağız" diye konuştu