'IŞİD bahane hedef Büyük Kürdistan!'
Abone olGümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, Suriye ve Irak’taki duruma ilişkin açıklamasında “IŞİD bir araç; amaç, ‘Büyük Kürdistan” dedi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin
Canikli, Ortadoğu'daki hareketliliği değerlendirmesinde flaş bir
iddia ortaya attı.
Canikli, tüm dünyanın gündeminden düşmeyen Irak ve Suriye'deki IŞİD
gerginliğini işaret ettiği konuşmasında bölgedeki hareketliliği
yorumladı; 'IŞİD'in yalnızca bir bahane ve araç olduğunu asıl
amacın Türkiye'den, Suriye'den ve Irak'tan bir parça kopararak
Büyük Kürdistan kurmak olduğunu" ifade etti.
TGRT Haber'de yaptığı konuşmada, Türkiye’nin Ortadoğu’da sessiz
kalmadığını, bölgede oyun kurucu olarak rol aldığını söyleyen
Canikli, Türkiye'nin Lozan’da kaybedilen haklarının, AK Parti
iktidarı tarafından telafi edildiğini belirtti. Canikli ayrıca
çözüm sürecinin ilerleyişi ve akıbetine yönelik, HDP'yle ilgili
kritik açıklamalarda bulundu.
İşte Canikli'nin o konuşmasından önemli detaylar:
”IŞİD BİR ARAÇ, AMAÇ ‘BÜYÜK KÜRDİSTAN’
DİZAYNI”
Kobani ısrarı ve ‘üst akıl’ üzerine konuşan Nurettin Canikli, “Bölgede IŞİD’in eline geçen kaç yer var; kaç bin insan varken; Kobani diretmesi bilinci bir dizayn ve kendi menfaatlerine Türkiye’nin de hizmet etmesi isteği… Gelecekte bunlar ortaya çıkacak. Türkiye’nin vebalden nasıl uzak durduğu anlaşılacak. 1914’ten sonrası, 1. Dünya Savaşı sonrası bölgeyi şekillendirenler ile, bugün birileri aynı mahiyette o rolü devraldı. Haritalar yeniden çizilmek üzere, kendi amaçları doğrultusunda araç olarak gördükleri PKK’yı hareketlendirerek, destekleyerek, belki sözler vererek, kendi uzun vadeli amaçları için, terörü harekete geçirdiler. 6-7 Ekim hadiseleri, Kobani ısrarı işte tam da bunun ürünü… Üst akıl ülkeleri, Ortadoğu’nun daha yönetilebilir, istedikleri verimlilikte olmasını istiyor. 1914 dizaynına, yeni şekil verilmesi gerekiyor. Buna çalışılıyor, gayret gösteriliyor. Suriye, Irak ve Türkiye’den parçalarla Büyük Kürdistan projesi olabilir, gibi duruyor. Zira barış isteyenlerin, ayaklanması gibi bir durum söz konusu olamaz. Yönlendirilmişler” diye konuştu.
"ÇÖZÜM SÜRECİNİ KİMSE BİTİREMEZ, NE PKK
NE KANDİL, NE ÖCALAN..."
'Çözüm Süreci'ni kimse bitiremez' kesin açıklamasını yapan Canikli,
"PKK da, Kandil de, Abdullah Öcalan da dahil, burada aktör olarak
kim varsa, içeridekiler ve dışarıdakiler hepsi için geçerli;
hiçbirisi bu süreci bitiremez. Bu süreç bitmez! Yani bu süreç
sadece çatışmazlık ortamının oluşturulması değildir. Bir başka
ifade ile; terör örgütünün eylem yapması ya da yapmaması sürecin
belirleyicisi, ana unsuru değildir. Süreç başka bir şey...
Çatışmalar, geçmişteki en yoğun dönemine de dönse; Çözüm
Süreci yine bitmez, devam eder. Çözüm Süreci asla bir terör
örgütünü ve destekçilerini ikna süreci değildir. Çözüm
Süreci, Türkiye'nin bir bölgesinin, diğer bölgeleri ile kaynaşma
sürecidir aslında... Bu zorla, polisiye tedbirler ile olacak iş
değil. Bölgede yaşayan vatandaşlarımızın canı gönülden, kendi
rızaları ile birlikte yaşama iradelerini pekiştirme sürecidir esas
itibariyle... Bu büyük proje hiçbir zaman ortadan kalkmaz,
kaldırılmaz, kaldırılmaması gerekir" ifadelerini kullandı.
”MUHATABIMIZ VATANDAŞ; NE ÖCALAN NE
HDP”
Güney Doğu Bölgesi'ndeki vatandaşlar dışında hiçbir muhatap kabul
etmediklerini kaydeden Canikli, 'ancak' vurgusu ile devam etti:
"Bölgedeki vatandaşlarımız, şu veya bu şekilde kendilerine siyasi
bir temsilci olarak gördükleri bir siyasi parti, bir siyasi
organizasyon varsa, görmezden gelemeyiz ki. O vatandaşlarımızın
böyle bir talebi olduğu için, böyle bir irade ortaya konduğu için,
siyasi parti muhatabımızdır. Aynı şekilde İmralı da böyle... Bölge
vatandaşlarının, temsilci noktasında, o insanlara ilgi olarak bazı
düşünce ve kanaatleri varsa; bu da bir gerçektir. En azından
belirli bir kesim için böyle görülüyor. Hedefimiz, muhatabımız
vatandaşımız ise onların değer verdiği, itibar ettiği, temsilcileri
olarak gördükleri kişiler ile görüşmek zorundayız, bundan
kaçamayız. Zaten o bölge ile bağı olmayan hiç kimse ile muhataplık
söz konusu değil. Çözüm’de esas muhatap vatandaş, ama bu bağ
nedeniyle de dolaylı olarak HDP ve Öcalan’la görüşülüyor” şeklinde
konuştu.
”SÜREÇ, TÜRKİYE’NİN TEK VÜCUT
KALMASININ TEMİNATI”
Canikli, ’Biz bu projeyi hiçbir zaman sona erdiremeyiz’ diyerek
başladığı sözlerini şöyle geliştirdi: “Eğer o bölgenin Türkiye ile
gelecekte birlikte yaşamak noktasında düşüncelerimiz varsa, o zaman
başka adım atmak mümkün değil. AK Parti İktidarları döneminde,
terör ile mücadelenin en yoğun yaşandığı ve bugünkü yöntemlerle en
büyük başarıların gösterildiği yıl 2012’dir. Terör ile mücadelenin
güvenlik araçlarının öne çıkarılarak yapıldığı o yıl 1500’e yakın
terörist imha edildi. Başarı gibi duruyor; ama anketlere göre, o
bölgedeki vatandaşlarımız ile diğer bölgelerdeki insanlarımızın
birlikte yaşama oranı, isteği dip seviyesinde… Terörde başarı var;
ama millette birlikte gelecek kurma iradesi yok olmuş. Çözüm Süreci
ile bu seviye artık yüzde 90’ları aşmıştır. Türkiye’nin birlikte
yaşaması, tek parça olarak geleceğe yürümesi ihtimali çok kuvvetli
duruyor. Süreç, Türkiye’nin tek vücut kalmasının teminatıdır
aslında…”
6-7 EKİM OLAYLARI
6-7 Ekim olaylarını değerlendiren Nurettin Canikli, “Perde
arkasında arkasındaki gizli anlaşmalar üzerine bir güvenlik
zafiyeti söz konusu iddiaları saçmalıktır. ‘Göz yumuldu, bırakıldı
biraz, bölge terör örgütüne ve yandaşlarına teslim edildi alan;
dolayısıyla psikolojik üstünlük ortaya çıktı. Bu da pazarlığın
parçası’ gibi bir algı oluşturuldu. Birkaç yıldır sürekli olarak
bölünme ve parçalanma konuşuluyor her yerde… Bunun böyle olmadığını
ispatı İç Güvenlik Reformu’nun muhteviyatıdır. Bu açıklamaların ne
kadar dayanaksız olduğunun kanıtıdır asayiş önlemleri… Siyasi
ideolojimizin ve inancımızın bir gereği olarak özgürlüklerin
genişletilmesi çerçevesinde, doğal insan fıtratına uygun, evrensel
değerlere yakın seviyede hürriyetin yaygınlaştırılması üzerine
düzenlemeler yapıldı. ‘Güvenlik zafiyeti’ diye konuşulanlar;
insanlarımızın özgürlüklerini genişletmek üzere yaptığımız iyi
niyetli çalışmanın ürünüdür” şeklinde konuştu.
”BARIŞ SÜRECİ, HDP’NİN VARLIK SEBEBİNİ
KALDIRIYOR”
Canikli, ‘barış’ deyince her şeyin yumuşadığını, herkesin
gülümsediğini anlatarak, “Ancak tepki göstermek noktasında dozajı
ayarlamakla ilgili bir sıkıntı yaşandı. Kasıt elbette yok. Şımarık
olarak adledilen bazı hareketler bu bağlamda hoş görüldü. Batı’nın
böyle olaylar karşısında atacağı adım, vereceği tepki başka olurdu;
fakat biz, süreç zarar görmesin, olumsuz etkilemeyelim, vebale
girmeyelim diye bakıyoruz. Yoksa bir telkin söz konusu değil. HDP
tarafından bakılınca ise bir Ortadoğu denklemi gündeme geliyor.
Terör örgütü ve yandaşlarının hiçbir zaman nihai hedefinin barış
olduğu bir süreçten yana olması düşünülemez. Çünkü statüko
kaybedilecek; varlık ve iktidar sebepleri ortadan kalkacak.
Birileri, en alttan en üste bu yapıdan güç alarak, bu yapı ile,
yani terör ve şiddetten beslenerek, hayatlarını idame ettiriyorlar
ve karmaşık, çarpık düzen sürsün istiyorlar. Onların barış gibi bir
hedefi yok. Bu satranç oyunu… Hükümetimiz, Çözüm Süreci üzerine iyi
bir hamle yaptı. Toplumun tümüne kardeşlik eli uzatıldı. İnsanlar
bombaların altından çıkıp, çocukları ile gelecek hayalleri kurma
seviyesine geldi. Bölge insanı süreci sevdi. Terör örgütü de bu
gelişmelerden rahatsız oldu, oluyor; iktidarını kaybediyor”
dedi.
"SEYİRCİ DEĞİLİZ, OYUN KURUCUYUZ..."
‘Biz Ortadoğu’daki dizaynda seyirci değiliz. Biz de ‘oyun kurucu’ olarak dik duruyoruz’ diyen Canikli, “Biz Kuzey Irak Yönetimi ile hem ekonomik hem siyasi olarak iyi ilişkiler içindeyiz. Petrol anlaşması ile her yıl 10 ile 20 milyar Dolar’lık bir kaynak sağlıyoruz. Lozan’da kaybettiğimiz haklarımızı bugün bu anlaşma ile büyük oranda telafi ettik. 60 milyar Dolar enerji ithal eden Türkiye, 20 milyar’lık bölümünü Kuzey Irak’dan alıyor. Biz ülke menfaati olarak Kuzey Irak’la iyi ilişkilerimizin sürmesini istiyoruz. Uluslararası sahada oyun kurucu olarak, küresel anlamda senariz ettiğimiz hamlelerimizden birisi bu” dedi.