İnsanın bazı zamanlarda iş gücü bırakıp bir yere kıvrılıp ya uyuyası ya da dinlenesi gelmiyor mu? Bazen hayatı çok ciddiye alıyoruz. Kendimizi gereksiz bir çok şey için kasıyoruz. Arada bir rahat olmak, kimseyi umursamamak gerek. Bazen yaşlılığın beraberinde getirdiği bu vurdumduymazlık, bazen de bezginlikle beraber geliyor. İşte olağanın aksine vurdumduymazlıkta sınır tanımayan o insanlar. İnsanın bazı zamanlarda iş gücü bırakıp bir yere kıvrılıp ya uyuyası ya da dinlenesi gelmiyor mu? Bazen hayatı çok ciddiye alıyoruz. Kendimizi gereksiz bir çok şey için kasıyoruz. Arada bir rahat olmak, kimseyi umursamamak gerek. Bazen yaşlılığın beraberinde getirdiği bu vurdumduymazlık, bazen de bezginlikle beraber geliyor. İşte olağanın aksine vurdumduymazlıkta sınır tanımayan o insanlar. İnsanın bazı zamanlarda iş gücü bırakıp bir yere kıvrılıp ya uyuyası ya da dinlenesi gelmiyor mu? Bazen hayatı çok ciddiye alıyoruz. Kendimizi gereksiz bir çok şey için kasıyoruz. Arada bir rahat olmak, kimseyi umursamamak gerek. Bazen yaşlılığın beraberinde getirdiği bu vurdumduymazlık, bazen de bezginlikle beraber geliyor. İşte olağanın aksine vurdumduymazlıkta sınır tanımayan o insanlar. İnsanın bazı zamanlarda iş gücü bırakıp bir yere kıvrılıp ya uyuyası ya da dinlenesi gelmiyor mu? Bazen hayatı çok ciddiye alıyoruz. Kendimizi gereksiz bir çok şey için kasıyoruz. Arada bir rahat olmak, kimseyi umursamamak gerek. Bazen yaşlılığın beraberinde getirdiği bu vurdumduymazlık, bazen de bezginlikle beraber geliyor. İşte olağanın aksine vurdumduymazlıkta sınır tanımayan o insanlar.