İşçiler özelleştirmeye direniyor
Abone olÖzelleştirme kapsamına alınan Seydişehir Aliminyum İşletmesi'nde çalışan işçiler direniyor. Peki niçin fabrikalarını sattırmak istemiyorlar? Bu direnişin sebebi ne?
Uzmanlar, özelleştirme kapsamına alınan Seydişehir Alüminyum
İşletmesi'nin teknolojisinin güncel olduğunu, devamlı kar ettiğini,
şehrin sosyal yaşamının fabrika üzerine kurulduğunu söyledi.
Seydişehir Postası Gazetesi'nin sahibi Zeki Erman, "Halk işçilerle
birlikte özelleştirmeye karşı direniyor" dedi. Hükümet, SEKA İzmit
İşletmesi'nin kapatılması sırasında yaşanan direnişin bir
benzeriyle Seydişehir'de karşı karşıya.
İşletmenin kamuya yük olduğu iddiasının "büyük bir kandırmaca"
olduğunu belirten Metalurji Mühendisleri Odası Başkanı Cemalettin
Küçük, tek olan işletmenin talip olan uluslararası tekellere
satılması durumunda Türkiye'nin tamamen dışa bağımlı hale
geleceğine dikkat çekti.
Dün fabrikaya talip olan şirket temsilcileri inceleme yapmak için
kente gelmiş; fabrikaya girmelerine engel olan işçilere ve halka
polis sert şekilde müdahale etmişti.
Küçük, "halkın üzerine polisi saldırtan İçişleri Bakanının istifa
etmesi gerektiğini"söyledi.
Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu'na (Hak-İş) bağlı Çelik-İş
Sendikası Seydişehir Şube Başkanı Muharrem Oğuz, her türlü zorluğa
ve "faşist önlemlere" karşın direndiklerini ve gelen firma
yetkililerini içeri sokmadıkları belirterek, "Almaya gelenlerle
mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Burada direniş üç-beş günlük
bir şey değil bu bizim normal yaşantımız olacak. Özelleştirme
kararı geri çekilene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.
Oğuz, hükümetin özelleştirme politikaları doğrultusunda bilinçli
olarak yatırım yapmaması ve yaşanan tüm olumsuzluklara karşın
fabrikanın geçen yılki karının 26.5 milyon dolar olduğuna dikkat
çekti.
Seydişehir tarihinde ilk kez böylesi bir direniş yaşandığını
söyleyen Oğuz, "Esnaf kepenk indirdi, insanlar çocuklarını okula
göndermedi ve bu kendiliğinden oldu. Seydişehir halkı, esnafıyla,
işçisiyle, yaşlısı, kadını ve çocuğuyla tek vücut oldu.
Fabrikamızın satılmasına izin vermeyeceğiz" diye konuştu.
"Başka yönlere çekmeye çalışanlar yanılıyorlar, bu bir hak arama
mücadelesidir" diyen Oğuz şöyle devam etti:
"Dünkü yaşanılanların ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın
bugün grup toplantısında olayları provakasyon ve siyasi yönlendirme
olarak değerlendirmesi bizi üzdü. Biz işimize sahip çıkıyoruz bizim
kimseyle siyasi bir göbek bağımız".
Seydişehir Postası Gazetesi'nin sahibi Zeki Erman, Seydişehir
halkının kaderinin fabrikanın kapatılıp kapatılmamasına bağlı
olduğunu; fabrikanın çalıştırılmaması durumunda ilçenin büyük bir
sosyal kriz yaşayacağını belirtti.
Sosyal ve ekonomik yaşantısı tamamıyla Alüminyum İşletmesine bağlı
olan halkın gergin bekleyişinin sürdüğünü söyleyen Erman, "Halk
işçilerin haklı mücadelesinde onlarla birlikte. Halk özelleştirme
kararının geri çekilmesini istiyor" diye konuştu.
Türkiye Mimar Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Metalurji
Mühendisleri Odası Başkanı Cemalettin Küçük, Seydişehir'in
cevherden folyoya üretim yapan dünyadaki tek tesis olduğunu
belirterek, "Başbakanın teknoloji konusundaki bilgiler yanlıştır ve
kendisi halkı yanlış yönlendirmeye çalışıyor" dedi.
Dünyada kullanılan teknoloji ile Seydişehir'deki teknolojinin aynı
olduğunu ifade eden Küçük, "Seydişehir'deki teknoloji geçerliliği
koruyor. Eskimeler söz konusu ancak dokunmazlarsa tesis kendisi
yenileyebilecek ve geliştirebilecek potansiyele sahip" diye
konuştu.
Seydişehir Alüminyum İşletmesinin borcu bulunmadığını kurulduğu
günden beri dünyanın en karlı tesislerinden biri olduğunu savunan
Küçük şöyle devam etti:
"Seydişehir Alüminyum İşletmesinin kurulduğu günden buyana 2 milyar
dolar katma değeri sözkonusu. Özelleştirme kapsamından çıkarılırsa
kendi potansiyeliyle karını ikiye katlayabilir. Uluslararası
tekeller, bu özelleştirmeyle Türkiye'yi alüminyumda bağımlı hale
getirmeyi amaçlanıyor".
Küçük, "Kendi halkının üzerine polisi saldırtan İçişleri Bakanı'nı
istifaya çağırıyoruz" diye konuştu.
Uçak ve savaş sanayiinden, mutfağa kadar 400 ayrı alanda kullanılan
alüminyumda, Seydişehir'deki rezerv 45 milyon ton. 2005 yılı
ihtiyacına göre, Türkiye'nin 120 yıllık ihtiyacını karşılayacak
kadar maden var.
Alüminyum hafif ve paslanmaz metal özelliği, geri dönüşüm
olanağının kolaylığı yüzünden kullanım alanı giderek genişleyen
çevreci bir maden.
Mevcut haddehanelerde profil, levha, rulo, şerit ve folyo
üretiminin yapıldığı fabrika, ayrıca, yedek parça alet ve
ekipmanlarının üretildiği makine ve teçhizat fabrikası, buhar
ünitesi, laboratuar ve elektrik enerjisi yönetim birimi gibi ana
birimlerin dışında, 21 yardımcı üniteye sahip ve 64.5 bin ton
kapasite ile çalışıyor.
Türkiye'nin madenden birincil alüminyum ve katma değeri yüksek uç
ürün üreten tek "entegre" alüminyum tesisi olan Seydişehir
Alüminyum Tesisleri 18 Ağustos 2003 tarihli kararla Özelleştirme
Kapsam ve Programına alındı.
Birlikte projelendirilmesine karşın yıllarca Seydişehir Alüminyum
Fabrikasına verilmeyen Oymapınar Barajı da fabrikanın özelleştirme
kapsamına alınmasından sonra devredildi.
Alüminyum Seydişehir'i var ediyor
Seydişehir'in nüfusu Alüminyum Tesisleri'nin inşaatının
başlamasıyla birlikte arttı ve ikiye katlandı. 1927'de yapılan ilk
nüfus sayımına göre ilçenin toplam nüfusu29 bin 399'du. 1935-40
arasında dışarıya göç veren ilçede son nüfus sayımına göre 87 bin
321 kişi yaşıyor.
Cumhuriyetin ilk yıllarında bire 10 oranında olan kent-köy nüfus
oranı da Alüminyum Tesisleri'nin de etkisiyle kent lehine döndü.
Bugün ilçe merkezinin nüfusu köy nüfusunun yaklaşık iki katına
ulaştı.
Seydişehir Alüminyum Tesisleri'nde 2002 yılı verilerine göre fiili
olarak 3 bin 211 kişi çalışıyor.
İlçede üçü alüminyum soğuk döküm olmak üzere, un, yem, tuğla,
plastik üretimi yapan 14 fabrika var. Alüminyum Tesisleri'nin
ihtiyacı ile güçlenen nakliye sektörüne kayıtlı bin 750 üye
bulunuyor. Sanayiinin yanı sıra en önemli iki ekonomik etkinlik
alanı tarım ve hayvancılık.
2002 Genel seçimlerinde Seydişehir'de toplam oyun yüzde 55'ini alan
Adalet ve Kalkınma Partisi'ni (AKP) oyların yüzde 14'ünü alan
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) takip etti.
Yüzde 10 oy alan Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve yüzde 6.7 oy
alan Doğru Yol Partisi (DYP) üçüncü ve dördüncü partilerdi.
1999 genel seçimlerindeyse MHP oyların yüzde 26'sını alarak birinci
parti olmuş; daha sonra kapatılan Fazilet Partisi de (FP) yüzde 24
oranında oy almıştı.
Her iki seçimde de Seydişehir'de katılım Türkiye genelinin üzerine
çıktı. 2002'de 45 bin 616 seçmenin bulunduğu ilçede katılım oranı
Türkiye ortalamasının üzerine çıkarak yüzde 88 oldu. 1999'da da
katılım oranı yüzde 92'ydi.
Haber: Kemal Özmen
Kaynak: www.bianet.org