İşçi ve işveren ilişkisinin değişen niteliği, nüfus
artışı, iş alanları, işin değişimi, teknoloji, yargının iş yükü,
işçi-işveren uyuşmazlıklarında daha hızlı sonuç alma gibi
sebeplerden yola çıkılarak hazırlanan 7036 Sayılı İş Mahkemeleri
Kanunu Ekim 2017 de resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe
girdi.
Bu kanunla getirilen ve çalışma hayatımızda bundan
sonra çok sık duyacağımız ‘arabuluculuk’ müessesi de 01.01.2018 den
itibaren uygulanmaya başladı.
NEDİR BU ARABULUCULUK SİSTEMİ?
Kanuna veya İş sözleşmesine dayalı olarak
çalışanların işverenlerden talep ettiği kıdem tazminatı, ihbar
tazminatı, sendikal tazminat, mobbing tazminatı, ücret, prim,
ikramiye, fazla mesai ücreti, yıllık izin ücreti, işe iade talebi
gibi iş ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlıkları
dostane bir yöntemle çözmek için getirilmiş bir sistemdir.
İş ilişkisinden kaynaklanıp da arabulucuya
gidilemeyecek durumlar ise; iş kazası-meslek hastalıkları kaynaklı
maddi ve manevi tazminat davaları ile bunlarla ilgili olan tespit,
itiraz ve rücu davalarıdır.
Hemen belirtmekte fayda var uyuşmazlık durumunda
arabulucuya başvurmak ihtiyari değil, ZORUNLU. Yani hem işçi hem de
işveren ben arabulucuya gitmeden direk iş mahkemesine gideceğim
diyemeyecek.
Mahkeme dava dilekçesinin ekinde öncelikle arabulucuya
başvurulduğuna dair evrakı arayacak.
UZLAŞMAK ZORUNLU MU?
Daha önce belirttiğim gibi öncelikle arabulucuya
gitmek zorunlu fakat bu uzlaşmak zorunda olduğunuz anlamına
gelmiyor. Şayet uzlaşılamazsa mahkemeye başvurmanızın önünde hiçbir
engel yok.
Arabulucuya gidip taraflar uzlaşmış ve uzlaşma
tutanağı imzalanmış ise daha sonradan tehdit, hile, güç kullanma
gibi taraf iradesini sakatlayıcı bir durum olmadıkça uzlaşılan konular hakkında dava açılamayacak.
ARABULUCULUK MASRAFLARINI KİM ÖDEYECEK?
Arabuluculuk sisteminde avukat ücreti, noter masrafı,
dava harcı, bilirkişi ücreti gibi masraflar olmadığından mahkemeye
nazaran daha az maliyetlidir.
Taraflar görüşmelere katılıp uzlaşma
sağlayamazsa ilk 2 saatlik arabulucu ücretini devlet
karşılar, iki saati aşan kısmı taraflar eşit olarak öder.
Taraflar arabuluculuk görüşmelerine katılıp
uzlaşırlarsa, ödeme arabuluculuk asgari ücret tarifesi üzerinden
işçi ve işverene eşit olarak paylaştırılır.
Taraflardan herhangi biri hiçbir mazeret
göstermeksizin ilk toplantıya katılmazsa, toplantıya katılmayan
taraf son tutanakta belirtilir ve davadan haklı çıksa bile dava
ücretleri ve karşı tarafa ait avukatlık masraflarını da kendisinin
ödemesine hükmedilir.
Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması
durumunda açılacak davalarda ise taraflar kendi yapmış olduğu
yargılama giderlerini ödeyecektir.
BU KANUNLA TAZMİNATLARDA ZAMANAŞIMI SÜRESİ
DÜŞÜRÜLDÜ MÜ?
Kanunlardan ve İş Sözleşmesinden kaynaklanan işçi
alacakları (Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötü niyet tazminatı,
yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti gibi) için Borçlar kanununa
göre 10 yıl olan zaman aşımı süreleri de bu kanunla birlikte 5
yıla düşürüldü.
SİSTEMİN İSTENEN HEDEFLERE ULAŞABİLMESİ İÇİN ASIL
GÖREV ARABULUCULARIN…
Gerçek şu ki; ülkemizde az sayıda da olsa işçisinin
alın terine, emeğine saygı duymayıp onları bir sömürü aracı olarak
görüp kanundan ve iş sözleşmesinden kaynaklanan haklarını vermekte
imtina eden bazı işverenler bulunmaktadır.
Gene az sayıda da olsa işverenine sadakatle bağlı
olmayan, işlerini aksatıp işverenine zarar veren, uyarı aldığında
veya işten çıkarılmak istendiğinde de aslında olmayan haklarını da
dava konusu yapıp deyim yerindeyse işvereninin ocağına incir ağacı
dikmek gibi düşüncede olan işçiler de bulunmaktadır.
Hal böyle olunca yeni uygulamaya giren arabuluculuk
sisteminin, çalışma hayatının iki asli unsuru olan işçi ve işveren
nezdinde büyük bir şans olabilmesi ve sistemin amaçlanan hedefe
ulaşabilmesi için asıl görev arabuluculara düşmektedir.
Bu sebeple ‘arabulucuların’ empati kurabilen,
nitelikli, adil, objektif kişiler olması çok önemli.
Dikkat ! Yoksa sistemin adı arabuluculuk sistemi
değil ARABOZUCULUK sistemi olabilir…