İşadamı, PKK'lılarla milli maç izlerse...
Abone olMilli maçların hapishane koğuşlarında nasıl bir heyecanla izlendiği malum... Peki bu koğuşta PKK'lılar ağırlıktaysa ne olur? İşte yanıtı...
Milliyet gazetesi yazarı Güneri Civaoğlu, adını
vermediği, Türkiye'nin ilk 10'a giren büyük iş adamlarından birinin
Diyarbakır'da konulduğu cezaevi koğuşunda, PKK'lı tutuklularla
birlikte yaşadığı, Milli maç heyecanını yazdı.
O işadamı, PKK'lıların çoğunlukta olduğu bir koğuşa düşüyor...
Koğuştaki tüm eksiklikleri gideriyor... Önce koğuşa bir televizyon
aldırıyor... Ardından gözüne hoş görünmeyen duvarlara, komple boya
badana yaptırıyor...
Koğuş arkadaşlarıyla da iyi geçinmeye çabalıyor... Taa ki bir 'Milli Maç' gününe kadar... Milli futbolcularımızın Türkiye'yi temsil ettiği maçı pür dikkat izlemeye koyuluyor... E tabi tüm koğuş da kendisine eşlik ediyor...
Türkiye'nin her gol atağında, hop oturup, hop kalkıyor... Ve
sonunda beklenen oluyor... Milli Takım, rakip takımın filelerini
havalandırıyor...
O sevinç ve heyecanla yerinden fırlayan işadamı, koğuş
arkadaşlarına dönerek 'Çak' yapmaya çalışıyor...
Amacı, heyecanına ortak olduklarını görmek... Ancak elini uzatan
olmuyor...
Zengin işadamının elini havada bırakanlar, rakip takım atağa kalktıkça, seviniyor ve alkışlıyor...
Bu durumu gören işadamı oldukça şaşırıyor, beklemediği tepki
karşısında sessiz kalmayı başaramıyor ve koğuş arkadaşlarına
dönerek, "Arkadaşlar, bunda bir yanlışlık var. Türkiye'nin
kalesiyle, rakip kaleyi karıştırdınız galiba. Rakibe destek
veriyorsunuz" diyor...
Aldığı tepki sonrasında ise koğuş arkadaşlarının PKK'lı olduğunu anlıyor...
CEZAEVİNE NASIL GİRDİ?
Civaoğlu, köşe yazısında yer verdiği bu işadamının cezaevine nasıl girdiğini ise şöyle anlatıyor;
(...) Türkiye'nin ilk 10'a giren büyük işadamlarından biri
sürmekte olan bir "hayali ihracat" davasında "tanık" olarak ifade
vermek üzere Diyarbakır'a uçmuştu.
"Tanık" olarak girdiği davada "sanık" yapılıvermiş,
tutuklanmıştı.
İşadamları çevresinde "saflık" diye anılan dürüstlüğü ile
tanınır.
Neyse...
Bu adalet yolculuğundaki kazadan 10 gün içinde kurtulmuştu.
Civaoğlu'nun yazısının tamamı için TIKLAYIN!..