'İş cinayeti bir zincirdir'
Abone olCHP Manisa Milletvekili Sakine Öz, Meclis’teki gensoru görüşmelerinde Soma faciasının asıl sorumlusu saydığı Bakanlar Taner Yıldız ve Faruk Çelik’le, hükümetin ihmallerini, madencilerin ve ailelerin taleplerini sıraladı.
Milletvekili Sakine Öz’ün konuşmasında öne çıkan noktalar
şöyle:
“Soma’da, “kaza” aldatmacasına, “fıtrat” duyarsızlığına sığmayacak,
2014 Türkiyesinde 1800’lerin maden kayıplarıyla kıyaslanmayacak bu
kapkara utanç ve yürek yakan iş cinayeti, 2012’den beri hükümeti
her yolla uyarmamıza rağmen göz göre göre gelmiştir. Bugün
karşımızdaki Bakanlar, Soma tehlikesini sürekli duyurmamıza rağmen
yeterli önlemi almamıştır.
Devlet Neye Yarar?
“Devlette yandaşların kesesi için yuvarlanan rakamlar, ruhsatlar,
maliyetler konuşulur; ama “madencinin hakkı nerde” dediğimizde
suskunluk hakim olur. Ne yazık ki, madencimiz hasta olup, izin
isterse, o günkü maaşından kesilir. Günlüğü 40 Liraya kömür
paketleyen işçimiz yaralanır, ambulans yerine dolmuşla, kamyonla
hastaneye giderken; çalışmadığı gün için ne mesaisi, ne de
sigortası yatar. Madenin kalbi olan Soma’nın Devlet Hastanesinde
İleri Yanık Tedavi Merkezi yoktur, işçimiz başka şehre sevk edilir.
3 Lira yemek parasıyla, karnını ekmek arası peynirle, elinde
kazmasıyla doyurmaya çalışır.
Bir araba fazla kömür uğruna, madencinin molası sürekli
ertelenirken susarlar, ama facia günlerinde, bugün hesap vermesi
beklenen Bakanın 2 gündür giydiği gömleği, yediği “çay-simit”i,
haberlere manşet yaparlar.
Ne var ki; haberli gelinen denetimlerde ana yollar şöyle bir göz
ucuyla gezilir, sonra derhal teftiş ekibiyle yemeğe geçilir. Sizi
uyaran meslek odalarının yetkisi elinden alınır, ihmalin sorumlusu
Bakanlıklar, hiç utanmadan, meslek odalarını mali sorguya çekmeye
başlar.
Madencimiz, küflü gaz maskesini denedi diye 400 Lira ceza yer!
Zulme sesini yükselten, “bu maden bu üretimi taşıyamaz” diyen
emekçi, çavuşundan amirine, oradan parti teşkilatına kadar hizaya
çekilir.
Bakanlar, Sadece Baktı.
Tüm uğraş, varsa yoksa, prim kapmak için yarışmak, bir araba daha
kömür çıkarmak içindir! Madencimiz, hergün “bir sabah işten
çıkarılacağım” korkusuyla, çekilmiş banka kredisinin hesabıyla,
gece gündüz mesaiye devam etmiştir. Sorumlu “bakanlar” ise, tüm bu
sömürüye,adı üstünde, sadece “bakmıştır” ..!
Soma’da “felaket yaklaşıyor” diyerek uyarmıştık… Araştırma
önergesiyle Soma’daki madencilik sorununa, denetim ve çalışma
şartlarına dikkat çektik, çoğunuz sustunuz!
“İşçilerin ek mesaileri açıkça sömürüye vardı”, dedik. İnsanı yok
sayan rekabeti körü körüne sürdürmek uğruna durdunuz! Madenlerde
“hak edişleri”, kıdemi ödenmeyen, toplu sözleşmeden usulsüzce
çıkarılan, başka madenlere sigortasız, günübirlik sürülen
madenciler var,” dedik ama ilgilenmediniz.
Sömürüyü katlayan, denetimi sıfırlayan, işçi sağlığını, güvenliğini “eften püften” sayanların, tüm sorumluluğu şirkete yükleme mesaisinin toplumumuzda hiçbir karşılığı olmayacaktır, olmamalıdır!
“İş cinayeti bir zincirdir”
Kazayı öngöremezsiniz, birden gerçekleşir, ama cinayetler,
güvenlik tedbirleri alınmadan, ahbap çavuş ticari ilişkilerine
yaslanarak “ben geliyorum” der… Madenlerde ruhsat işlerini kendine
bağlayan Başbakan’ın tercihlerinden başlar; ihalelerin,
sözleşmelerin içeriğine, kimlerin kayırıldığına uzanır.
Denetimlerin kimler tarafından, nasıl yapıldığına, sendika
duruşuna, eski taşeron ağlarına, iş güvenliğine bağlanır.
İş cinayetlerine sınırsız özelleştirmeyle, emek sömüren
taşeronlaşmayla ve eksik denetimlerin yarattığı büyük yıkımlarla
ortam hazırlayan devlet yöneticileri, acımızın asıl sorumlusudur.
Sizin, bu yükü medya eliyle hükümet üstünden atmaya, tek başına
şirketin üzerine yıkmaya gücünüz yetmeyecek!
“Çok açık bir gerçek var…”
Biz, işçi hakları, güvenceli çalışmaya çözüm getirdikçe hükümet
susmakta, hatta ölüm geliri ve aylığı, cenaze yardımı gibi kanunda
zaten olan ödemeleri, işçi ailesinin haklarını bir lütuf gibi
aktarmaktadır.
Oysa bizim, prim gün sayısı yetmeyen, sigorta sorunları yaşayan,
2008 öncesine göre yaşlılık ve ölüm aylıkları oldukça düşen
ailelerimizin sorununu çözecek tüm tekliflerimiz hazırdır…
Biz, “adalet” istiyoruz…
Biz, bir hiç uğruna yetim ve eşsiz bırakılan, evlatsız konan ana
babaların, ekmeksiz bırakılan emekçilerin, yarınını kara kara
düşünen tertemiz yüzlü gelinlerin hakkını arıyoruz!
Sorumsuzluğuyla faciaya göz yuman bu Bakanların hala koltuğunda
oturması, Meclisin utancıdır.