İş Bankası faizde tutucu
Abone olBankalar Birliği Başkanı, İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, Merkez Bankasının faiz artırma kararını değerlendirdi.
Bankalar Birliği Başkanı, İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince,
Merkez Bankasının faiz artırma kararını değerlendirirken, bankanın
Türkiye'deki ekonomik göstergelerin tümü doğrultusunda hareket
etmek zorunluluğu bulunduğuna işaret etti ve bu nedenle faiz
oranlarıyla ilgili izlediği politikaya söyleyecek bir şeyi
olmadığını belirtti. Özince, ''Bunun, hoş olmasa da durumun gereği
olduğunu düşünüyorum'' dedi.
AA muhabirinin sorularını yanıtlayan Özince, İş Bankası olarak,
faiz oranlarının ve reel faizin artmaması konusunda biraz
''tutucu'' bir tavır gösterdiklerini söyledi. Özince, bu tutuma
örnek olarak, bankanın Ankara'da kredideki pazar payının
mevduattaki pazar payının 2 katı olmasını gösterdi.
Özince, ''Bunun da en önemli nedeni, biz vadeli mevduatta en yüksek
faizi uygulayan bankalardan olmayız. Faiz oranlarının yukarıya
doğru gidişi maalesef Hazinemizin çok borçluluğu, bazı
bankalarımızın yüksek faizli mevduat eğilimi yani... ama birinci
neden daha önemli. Şu anda hoş olmasa da faiz oranlarının
yükselmesi gerekli'' diye konuştu.
MERKEZ BANKASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ MÜESSESESİ
Ersin Özince, zaman zaman Merkez Bankasına yöneltilen eleştirilerle
ilgili olarak da değerlendirmelerin teknisyenler tarafından yani
konunun sahipleri tarafından konuyu irdeleyebilecek akademisyenler
tarafından gelmesi halinde çok anlamlı, hatta katkılı olacağını
düşündüğünü söyledi.
Yapıcı katkıların iş hayatından gelmesinin de doğal olduğuna işaret
eden Özince, ister hükümetten ister hükümet dışından olsun
politikacıların bu tür değerlendirmelerde bulunurken Merkez
Bankasının da bir Türkiye Cumhuriyeti müessesesi olduğunu dikkate
almaları gerektiğini vurguladı.
Özince, şöyle devam etti:
''Merkez Bankası Türk ulusunun kendine ait ilk ulusal merkez
bankası. Bundan önce bir Fransız bankası merkez bankası
fonksiyonunu üstleniyordu. Bunu iyi aklımızda tutmalıyız. Bizim
Merkez Bankamızın ömrü daha Cumhuriyet kadar dahi olmadı.
Ekonomi yönetimi ve koordinasyonu da kolay bir iş değil. Bu konuda
Merkez Bankasına olduğu kadar hükümetlere de bizlere de ciddi
görevler düşüyor. Böyle konularda politikacıların, özellikle genç,
bu tür detayda konuları doğru irdelemekte zorluk çekebilecek yapıda
olan bir toplumda yanlış yoruma sebebiyet verebilecek
değerlendirmede bulunmaları çok hatalı. Bunların, bu tür
yaklaşımların zedelediği Cumhuriyet kurumlarını tekrar kurabilecek
ne güçlerinin ne de öyle bir yetilerinin olduğunu düşünmüyorum.
Kısacası yapıcı olmayan eleştirileri yapanlar, eleştirdikleri
müesseselerin sadece kendilerine ait değil, tüm ulusa ait olduğunu
iyi düşünmelidirler.''
''TÜRKİYE, BÜTÜNLEMELİ ÖĞRENCİLER GİBİ''
Ersin Özince, ekonominin genel görünümüyle ilgili olarak da
kendilerinin genel gidişatı daima olumlu değerlendirdiklerini, uzun
dönemde bakıldığında, Türkiye'nin büyüdüğünü, geliştiğini, ileriye
gittiğini, ancak halen ciddi ekonomik ve sosyal problemleri
bulunduğunu kaydetti.
Dünya rekabetinde ülkelerin artık çok daha hızlı hareket
ettiklerine dikkat çeken Özince, Türkiye'nin ise 30 yılı aşkın bir
süredir gelişen ülkeler liginde ''bütünlemeli öğrenciler'' gibi
sınıf geçemez durumda kaldığını söyledi.
Türkiye'nin gözünü devamlı ileriye dikip, iyi yönetilerek ve
hızlanarak yol kat etmesi gerektiğini ifade eden Özince, şunları
kaydetti:
''BAŞTA ADALET VE EĞİTİM OLMAK ÜZERE BİR ÇOK KURUM REFORM
BEKLİYOR''
''Maalesef iyileşmelere rağmen ekonomimizin halen nekahat
döneminden kurtulamadığı kanaatindeyim. Bundan kurtulunması için
mutlaka öncelikle devletin mali sektördeki kaynakları büyük ölçüde
emen ve fiyatı belirleyen yapısını değiştirmek lazım. Türkiye'yi
serbest piyasa ekonomisinin daha da rahat çalıştığı bir ülke haline
getirmek lazım. Bu konuda istediğimiz kadar (şartlar iyileşti, iyi,
önemli şeyler başarıldı) diyelim hiçbir şekilde aslında iyi
değiliz. Ekonomimizin çok büyük bir bölümü kayıt dışı, vergi
tabanımız son derece yanlış bir zeminde duruyor. Başta adalet ve
eğitim gibi alanlar olmak üzere devlete ait bir çok kurum reform
bekliyor. Yapılacak çok iş var. Herkes, başkasına bakmayı bırakıp
kendi işini iyi yapsa en iyi yol bu olur diye düşünüyorum.''