İş adamına silahlı saldırının sanığı ilk ifadesinde pes dedirtti! 'Şişe' örneğiyle kendini savundu
Abone olESKİŞEHİR'den bir iş adamına yönelik gerçekleştirilen silahlı saldırıyla ilgili 4’ü tutuklu 7 sanığın yargılanmasına başlandı. Sanıklardan Sedat K., "50 metreden şişeyi vuran adamım, öldürmek istesem öldürürdüm. Ben sadece kendimi korumak amaçlı ateş ettim. Müştekiyi tanımam. Ben hasımlıyım, cezaevinden çıkmıştım. Müştekiyi hasmım sanıp vurdum" dedi.
27 Ocak’ta Odunpazarı İlçesi Yeni Mahalle Porsuk Bulvarı
üzerinde meydana gelen olayda iş adamı Tufan C., uğradığı silahlı
saldırı neticesinde kolundan ve bacağından yaralandı. Olayın iş
adamı Tufan C. tedavi altına alınırken, kaçan şüpheli İl Emniyet
Müdürlüğü’ne bağlı Cinayet Büro Amirliği ekiplerince yakalandı.
Olayla ilgili yapılan çalışmalar neticesinde, silahlı saldırgan Sedat K. ile kendisine yardım ettiği tespit edilen Caner M., Şahin T., Murat K., Soner T. ve Serdar D. yakalandı. Olaydan 5 ay sonra ise azmettirici olduğu iddia edilen Şahin K., Ankara’da düzenlenen operasyonla yakalandı. Olayla ilgili toplam 4 kişi tutuklandı.
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmanın ardından olayla ilgili hazırlanan iddianame tamamlandı. Eskişehir 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede, 7 sanık hakkında ‘Tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs, azmettiricilik ve suça yardım etme’ suçlarından dava açıldı. İddianamede, silahlı saldırı olayının faili Sedat K. hakkında ‘Ruhsatsız silah taşıma’ suçundan 1 yıldan 3 yıla, ‘Tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs’ suçundan 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası, saldırıya uğrayan iş adamı Tufan C.’nin eski ortağı olan ve saldırının azmettiricisi olduğu gerekçesiyle tutuklanan Şahin K. hakkında ‘Azmettirme’ suçundan 13 yıldan 20 yıla kadar hapis cezası, diğer tutuklu sanıklar Murat K, Caner M. ile tutuksuz sanıklar Serdar D, Soner T. ve Şahin T.’nin ‘Suçun işlenmesine yardım etme’ suçundan cezalandırılmaları talep edildi.
Eskişehir 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ilk celsesinde tutuklu ve tutuksuz sanıklar hazır bulundu. Duruşmaya taraf avukatları katıldı.
“50 metreden şişeyi vuran adamım, öldürmek istesem öldürürdüm”
Cezaevinden çıktıktan kısa bir süre sonra Tufan C.’ye silahlı
saldırı gerçekleştiren Sedat K., 50 metreden şişeyi vurabildiğini
ve öldürme amacıyla ateş etmediğini belirterek, “Olay zamanı Porsuk
boyunda alkol alıyordum. Müştekiye denk geldim. Tam arabaya
binerken elini beline atınca ben de silahımı çıkardım ve ayağını
hedef alarak 2 el ateş ettim. Olayda kullandığım silahı da İstanbul
Tarlabaşı'ndan aldım. Orada çok satan var. 50 metreden şişeyi vuran
adamım, öldürmek istesem öldürürdüm. Ben sadece kendimi korumak
amaçlı ateş ettim. Müştekiyi tanımam. Ben hasımlıyım, cezaevinden
çıkmıştım. Müştekiyi hasmım sanıp vurdum. Sonrasında sanık Caner’i
aradım ve nerede olduğunu sordum. Sonra gidip aracına bindim. O gün
araçta Serdar D. de vardı. Şahin T’yi, ben müştekiyi vurduktan
sonra araca aldık. Öncesinde birini vurduğumu bilmiyorlardı. Araca
bindiğimde olayı anlattım. Caner ve Serdar benim çocukluk
arkadaşlarım. Daha sonra araçtan inip Serdar ile taksiye binip
Sivrihisar’daki dinlenme tesislerine gittik. Orada taksinin
parasını bizi almaya gelen sanık Murat K. ödedi. Sanık Murat’ı daha
önceden tanımam. Caner’in arkadaşı olduğunu ve o yüzden beni almaya
geldiğini biliyorum. Tesisin kamera görüntülerinde sarılıyormuşuz
gibi görünebilir. Ben tesislerdeyken üzerim ıslanmıştı. Murat’ın da
bize doğru geldiğini görünce sarıldım. Hatta montunu da bana verdi.
Murat bizi Sincan’da bıraktı. Bizi oradan adını söylemek
istemediğim 1 arkadaşım aldı ve Keçiören’e götürdü” dedi.
“Ortak yaptığımız iş bozulunca aramızda sıkıntılar çıktı”
Olaydan 5 ay sonra Ankara’da yakalanan ve azmettirici olduğu gerekçesiyle tutuklanan Şahin K. ise ilk ifadesinde “Müşteki Tufan ile aramızda 2014’ten beri devam eden ticaret vardı. Restoran, çiftçilik ve kuyumculuk üzerine ortak işlerimiz vardı. Ortak olarak yaklaşık 1 yıl önce yeni çiftlik kurduk. Tufan ve abisiyle 3 ortaktık. Çiftliği Ankara’daki bir firmaya borçla yaptırdık. Anlaşmamıza göre Tufan kredi çekip borcu ödeyecekti fakat çiftlik bittikten sonra kredi çekip ödemeyi kabul etmedi. Bunun üzerine çiftliğin zarar ettiğini ve satıp tasfiye etmemiz gerektiğini söyledim. Ben hayvanları sattım. Finansmanı benim kuyumcudan gelen gelirle sağlardık. Çiftlikteki hayvanları da bu paradan almıştık. Dolayısıyla sattıktan sonra gelen parayı da ben aldım. Bunun üzerine aramızda sıkıntılar başladı. Ortaklıktan ayrıldıktan yaklaşık 1 buçuk ay sonra elemanım, iş yerimize haciz geldiğini söyledi. Borç evrakının fotoğrafını gördüğümde sözde benim imzalamış olduğum senet evrakı vardı. Ben imzalayıp imzalamadığımı bilmiyorum. Ortaklarıma kolay para çekebilsinler diye boş imzalı kağıtlar bırakırdım. O kağıtlar kullanılmış olabilir. Hacizden sonra Tufan, beni sattığım koyunları da çalmakla suçladı. Senedin bana ait olmadığına dair suç duyurusunda bulundum. Bu olayda Murat K.’yi tanımam dışında hiçbir ilgim yok. Çocukluk arkadaşım olur. Varsayım üzerine bana suç atılıyor. Bu olayın olduğu tarih de dahil 6 ay hiç Ankara'nın dışına çıkmadım. Murat'ın Eskişehir'e gittiğinden haberim yoktu” dedi.
Mahkeme heyeti, sanıkların mevcut tutukluluk durumlarının devamına karar vererek duruşmayı 28 Şubat’a erteledi.