İrticanın kaynağı Moskova çıktı (!)
Abone ol1980 öncesi İslamcılar'a yapılan 'Siz karpuz gibisiniz içiniz kırmızı dışınız yeşil' esprisinin meğerse dayanağı varmış...
İNTERNETHABER
1970 yıllarda milliyetçi ve sağ çevrelerin İslami kesimin
'örtülü komünist' olduğunu ima eden 'Siz karpuz
gibisiniz içiniz kırmızı dışınız yeşil'
şeklindeki ünlü esprinin kaynağı gerçek çıktı.
Sadık Güleç'in Taraf Gazetesi'nde bugün yayınlanan
haberinde konu edilenler Aziz Nesin hikayelerine taş
çıkartacak cinsten...
Cumhuriyet tarihi boyunca “irtica tehdidi” adıyla farklı kurumlar
tarafından bir çok rapor hazırlandı. Ellili yıllarda ise esas
tehlike olarak “komünizm” görüldü. Anti komünist duyguların devlet
katında güçlü olduğu bu yıllarda “irticai” olarak görülen bir çok
kişi ve kurumda da “komünist parmağı” arandığı başbakanlık
arşivlerinden çıkan bir belgede yer aldı. Bu rapora göre 1950’li
yıllarda irticanın arkasında da komünistler varmış. Başbakanlık
arşivlerinde yer alan 1952 tarihli rapora göre devlet “irticai ve
gerici “ olarak gördüğü kişi ve grupların arkasında komünistleri ve
Sovyetler Birliği’ni aramış.
ÜZMEZ’İN YALMANI VURMASININ
ARDINDAN HAZIRLANMIŞ
Başbakanlık arşivlerinde bulunan yazarı bilinmeyen raporu dini
akımlar konusunda uzman sosyolog Müfit Yüksel ortaya çıkardı. Rapor
son dönemde adı Bursa’da bir kız çocuğuna taciz olayı ile tekrar
gündeme gelen yazar Hüseyin Üzmez’in 1952 yılında Malatya’yı
ziyaret eden Vatan gazetesi sahibi Ahmet Emin Yalman’ı tabanca ile
vurmasından sonra kaleme alınmış. Üzmez tarafından ağır yaralanan
Ahmet Emin Yalman iktidarda bulunan Demokrat Parti’sini irticai
faaliyetlere göz yummakla eleştiriyordu. Bu nedende Necip Fazıl
Kısakürek’in çıkardığı Büyük Doğu dergisi gibi İslamcı yayınlar
tarafından eleştirilen Yalman o dönem lise öğrencisi olan Hüseyin
Üzmez tarafından vurulmuştu.Ahmet Emin Yalman’ın vurulması ile
ilgili raporda çok ayrıntılı anlatımlar yer alıyor.
Rapor o dönem çok tartışılan bu suikastten sonra hazırlanmış.
Nedeni bilinmeyen bir şekilde arap harfleriyle hazırlanan raporda
Said-Nursi ve Necip Fazık Kısakürek ve bazı demokrat parti
milletvekillerinin ismi geçiyor. Rapor “Büyük Doğu ve İslam
Demokrat Partisi kurucularının, Milliyetçiler Derneği ve Nurcuların
Faaliyetlerinden Meydana gelen Hadiseler” başlığı ile kaleme
alınmış.
İRTİCAYI KOMİNFORM DESTEKLİYOR
Raporun en ilgi çekici özelliği ise İslamcı olarak bilinen bu
kişilerin arkasında komünistlerin ve Sovyetler birliğinin olduğu
şeklinde yapılan yorumlar. Ele geçen bazı mektuplar, yazılar ve
bildirilerin yorumlanması ile son derece zorlama bir şekilde
İslamcı hareketlerin arkasında Sovyetler Birliğine yakın komünist
örgütlerin altında toplandığı “Kominform” un olduğu iddia
ediliyor.
Ellili yılların bu istihbarat raporuna göre İslamcılar, komünist
ilişkilerini gizlemeye de çalışıyorlar. Kapatılan İslam Demokrat
Partisi adlı örgütün üyelerinin bazı mektuplarını ele geçiren
istihbarat bir mektuptaki şu cümleyi komünist bağlantısını gizlemek
için yapılan bir operasyon olarak görüyor;
“ Maraş vilayetinden Bakırcı Mustafa Oruç tarafından yazılmış elde
edilen mektupta ‘cemiyetin resmi ve hususi muhaberesinde Rus
tabirlerini kullanmazsak iyi olur.’ Biliyorsunuz ki Ruslarda Bey,
ağa, efendi tabirleri yoktur. Bunlar umumiyetle birbirlerine Yoldaş
tabirini kullanırlar. Yoldaş’a benzer “Gönüldaş” kelimesini
kullanma tavsiye ediliyor. “
KENDİ PARTİLERİNİ KURMAK İSTİYORLAR
Rapor’da İslamcı kimliği ile bilinen dernek, parti ve kişilerin
faaliyetleri anlatılarak bu kesimlerin Demokrat Partiyi destekler
gibi görünmekle birlikte asıl hedeflerinin "Hakk Partisi" adı
altında birleşmek olduğu belirtiliyor. Raporun içeriğine
bakıldığında devletin o günlerde irticai faaliyetler içerisinde
olduğunu söylediği bu kişilerin ve kuruluşların gerçekte
Sovyetlerle bağlantılı olduklarına inandığı görülüyor. Raporu
hazırlayan kişinin bu sonuca varmasını sağlayan olayların
yorumlanması ise Aziz Nesin hikâyelerini aratmıyor. Raporun sonuç
bölümünde Üzmez ve arkadaşları ile İzmir'de Hasan Üçışıklar
hakkında yapılan inceleme ve aramalarda elde edilen geçen evraklara
göre bu kişilerin Sovyet bağlantılı oldukları şu örneklerle
anlatılıyor:
RUS İSTİHBARATININ ADINI SOYADI ALDI
- Münfesih İslâm Demokrat Partisi Menemen şubesi başkanı Ahmet
İlk... Menemen kazası Helvacı köyünden Dayı Mehmed'e yazdığı
mektupta Rusların tâbiri olan (Selam sana olsun) ibâresinin
kullanıldığı.
- Maraş vilâyetinden bakırcı Mustafa Oruç'un, İslâm Demokrat
Partisi Malatya şube başkanı A. Gâlip Akçadağ'a yazdığı mektupta
cemiyetin resmi ve hususi muhaberesinde Rus tâbiri (Yoldaş)
kelimesinin kullanılmamasını tavsiye ettiği görülmüştür.
- Çanakkale vilâyetinde çıkan ve irticâyı destekleyen
dergiler arasına katılan (Türk) adlı derginin sahibi Mübeccel'in de
eski Rus gizli teşkilatının adı olan Çe-Ka kelimesine izâfeten Çaka
soyadını aldığı görülmüştür.
- Münfesih İslâm Demokrat Partisi mensuplarından İstanbul
müftülüğünde memur Yaşar Akkan'ın evinde yapılan aramada
(Enternasyonal Demokratik Kadınlar Federasyonu'nun Çağrısı)
başlıklı beyânnâmelerden elde edilmiştir.
- Bu itibarla, her fırsattan ve imkândan istifadeye kalkan
ve bilhassa bu sıralarda Ortadoğu'da Komünforum'un yayılması
yolunda geriliği ve irticâyı ele alan komünistlerin memleketimizde
de aynı taktiği kullanması şüphesi hâsıl olmaktadır.