İrtica resmen Kırmızı Kitap'tan çıktı
Abone olDevlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çicek, ''Milli Güvenlik Siyaset Belgesi kabul edildi'' dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü
Cemil Çiçek, Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'ni bugün Bakanlar
Kurulu'nda kabul edildiğini bildirdi. Belgedeki, soyut tanımların
kaldırıldığını söyleyen Çiçek, irticanın da tehdit olarak
görülmeyeceğini açıkladı.
Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulunun ardından
açıklamalarda bulundu. Çiçek, hukuken tanımlanması
mümkün olmayan kavramlar bu metnin içerisinde yer almadığını
söyleyerek bu tür kavramların Milli Güvenlik Siyasetine de
zarar verdiğini kaydetti. Çiçek, alınan yeni belgeyle ilgili
şunları söyledi:
"İrtica kavramı hep konuşulmuştur, ama bu bir siyasi suçlama aracı
olarak konuşulmuştur. Geriye dönük hiçbir metinde de bunun
ne olduğuyla ilgili yazılı bir tarif söz konusu değildir.
O nedenle toplumda yeni kamplaşmalara, kutuplaşmalara, suçlamalara
meydan verecek ve içini herkesin kendisine göre doldurduğu,
dolduracağı ifadeler, kavramlar bu metnin içinde yok. Kendi
içinde son derece tutarlı. Dünyadaki benzeri belgelerdeki
içeriğe sahip. Türkiye'nin geriye dönük tecrübesini de yansıtan bir
metindir, siyaset belgesidir. Şunu da ifade edeyim,
Türkiye'de ilk defa hazırlanan metin 11 sayfadır.
Halbuki sonradan adeta ansiklopedik bir sayfa adedine kavuşmuştur.
Bunlar doğru şeyler değil. Yerli yerine oturan bir metin,
onu ifade etmek isterim.''
''GERİYE DE FAZLA TAKILMANIN ANLAMI YOK. BİZ GELECEĞE
BAKALIM''
Cemil Çiçek, ''Milli Güvenlik Siyaset Belgesi sürecinde artık
devletin kendi halkını tehdit görmemesi yorumları yapılıyordu. Bu
aşamada, karar aşamasında ve son nihai metinde bu sağlandı mı?''
sorusuna da şu yanıtı verdi:
''Devletin sahibi millettir. Kendi milletini tehdit olarak gören
devlet, bir millet olmaz. O dışarıdan bir algılamadır. Bu metinler,
herkes tarafından bilinmediği için farklı farklı değerlendirmeler
yapılıyor olabilir. Onları anlayışla karşılarız. Ama
neticede, bugün hazırlanan belge, ülkenin güvenliğini sağlamak,
milli menfaatine olan hususlarla ilgili genel ilkeleri
belirlemekten ibarettir. Milleti tehdit olarak gören bir
anlayış, zaten bu belgenin içinde söz konusu olmaz. Tam tersine bu
belge, milletin daha rahat, daha huzur içerisinde, daha refah
içerisinde, daha güvenli bir ortamda yaşamasını temin etmekle
ilgili düzenlemelerdir. Böyle bakmak lazım. Geriye de fazla
takılmanın anlamı yok. Biz geleceğe bakalım.''
NATO ZİRVESİ
Lizbon'daki NATO Zirvesi ile ilgili soruları da cevaplayan Çiçek,
bu konudaki endişelerin yersiz ve gerçekçi olmadığını söyledi.
Çiçek şunları söyledi:
''Ancak zirveden sonraki genel yaklaşım, genel kabule
bakarsanız, bu endişelerin hiçbirisi artık doğru değil,
gerçekçi değil. Türkiye, kendi menfaatlerini de koruyacak
ve içinde bulunduğu ittifakın da sorumluluğunu taşıyan bir ülke
olarak bu zirveden başarıyla çıkmıştır. Türkiye'nin hukuku da bu
zirvede korunmuştur. Genel kabul de böyledir, basındaki algılamaya
baktığımızda. Onun dışındakiler genellikle siyasi söylem
meselesidir.''
BASIN KANUNUNDA İKİ ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİK
Çiçek, Basın Kanununda değişiklik konusunun Bakanlar Kurulu'nda ele
alınıp alınmadığına yönelik soruyu şöyle yanıtladı:
''Bu konuyla ilgili olarak bugün Adalet Bakanlığından gelen 2
tasarı var. Bunu açıkladım size. Biri Kamu Denetçiliği, öbürü
elektronik ticaret ile ilgili. Haberleşmenin gizliliği, ortam
dinlemesi, adil yargılamayı etkileyecek maddede düzenleme veya
soruşturmanın gizliliği gibi, 4-5 tane madde ile ilgili olarak, bir
süre evvel Sayın Başbakanımız, zaten Bakanlar Kurulu'nda da
görüşüldü, Adalet Bakanlığına bir görev vermişti. Onlar çalışmayı
yapıyor. Çalışmayı yaparken de ilgili kuruluşlarla da veya basın
mensubu arkadaşlarımızla da Bakanlık yakın bir temas içerisinde,
görüşme içerisinde. Bu çalışma henüz bitmedi. Biz de bir an evvel
bitsin istiyoruz. İstiyoruz ki; bu düzenleme bir an evvel
gerçekleşsin. Ama bugün maalesef bu konuda, 'Evet, geldi,
görüştük, karara bağladık' diyemeyeceğim. Ama kısa sürede
bu konu gelecek. Biz de acele ediyoruz.''
''ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ İLE İLGİLİ YASA TASARILARI MECLİS'E
GÖNDERİLDİ''
Çiçek, 12 Eylülde yapılan halk oylaması sonucu gerçekleşen anayasa
değişikliğiyle ilgili 30'dan fazla mevzuatta değişiklik yapılması
gerektiğini belirtti. Bunlardan dokuz tanesinin ayrı yasa olarak
çıkarılması gerektiğini ifade eden Çiçek, geri kalanları da paket
yasa olarak Meclis'e göndermeyi düşündüklerini bildirdi.
Bu anayasa değişikliğiyle ilgili bazı yasa tasarılarının Meclis'e
gönderildiğini dile getiren Çiçek, şöyle konuştu:
''Kamuoyunda sanki, 'anayasa değişikliği yapıldı, ama ondan
sonra hiçbir şey yapılmadı' gibi çok da doğru olmayan bir
kanaat oluşturulmaya çalışılıyor. O dokuz yasadan kişisel verilerin
korunmasıyla ilgili yasa tasarısı Adalet Komisyonu'nda, HSYK ile
ilgili yasa tasarısı ise komisyondan geçti Genel Kurul'a indi.
İnsan Hakları Başkanlığıyla ilgili yasa tasarısı Anayasa
Komisyonu'nda görüşüldü, alt komisyonda ilk görüşmesi yapıldı, alt
komisyona havale edildi. Meclis İç Tüzüğünde yapılacak
düzenlemeler var. Onun dışındaki yasa tasarılarını da arka arkaya
göndermeye çalışıyoruz. 'Bu anayasa değişikliği yapıldı da ne oldu,
bununla ilgili mevzuat düzenlemeleri yapılmadı' deniliyorsa doğru
değil. Bununla ilgili arka arkaya Meclis'e bu tasarıları
gönderiyoruz.''