İran'da yüzlerce yıllık tarihi kültürün bir parçası olan Gravür sanatını yaşatan ve bu yolla ekmek parası kazanmaya çalışan İranlı kadın işçileri görüntülendi. Kadın-erkek eşitliği konusunda büyük sıkıntılar yaşanan komşumuz İran’da kadınlar toplum hayatına eşit bir şekilde katılma mücadelesini yıllardır sürüyor. İslam devriminin ardından, yönetimlerin dini baskısıyla ezilen İranlı kadınlar, çalışma hayatının her alanında yer almaya çalışarak batının modern anlayışının bir parçası olduklarını göstermek istiyorlar. Alman teknisyenlerin ülkeye getirdikleri ve İran'ın büyük aşama kaydettiği gravür sanatı, burada günlüğü 5 dolar’a çalışan kadın işçiler tarafından yaşatılıyor. İran'a yüzlerce yıl başkentlik yapmış olan Esfahan'da, özellikle üniversitenin sanat bölümünde okuyan genç kızlar tarafından yapılan gravürler, şehre gelen turistler tarafından büyük ilgi görüyor. Kadın işçiler, ellerinde çekiç ve keski ile gravürleri oluştururken cami figürleri, tarihi yapılar, hayvanlar ve çiçek figürlerini kullanıyor. Bu tür el sanatlarının babadan oğula geçerek günümüze kadar geldiği bilinir. Ancak İran’da bu durum tam tersi. İranlı kadın işçiler, yapımı oldukça zor olan ve unutulmaya yüz tutmuş gravürü, kalemle ya da fırçayla değil, metal, gümüş ya da bronzu kabartarak, oyarak, kazıyarak yapıyorlar. Başta metal olmak üzere tercihe göre taş hatta ahşap gibi sert bir yüzey üzerine istenen şeklin aktarılması ve daha sonra bu yüzeyin baskı olarak kullanılması. Ortaya son derece büyüleyici görüntüler çıkıyor. Bir yanda pahalı parfümler, ipek eşarplar ve kaliteli şaraplarıyla ünlü tavernalarda şarkılar söyleyen kadınlar, diğer yanda günlüğü 5 dolara karın tokluğuna çalışan kadın işçiler... Esfahan’ın kenar mahallelerindeki bir atölyede röportaj yaptığımız kadın işçiler, erkeklerin kendilerinden daha fazla kazandığından yakınıyorlar ama bu işi en iyi kadınların yapabildiğini de gururla söylüyorlar. Bazen Yapımı aylarca süren bir vazonun binlerce dolara satıldığını belirten kadın işçiler, “Sabah çok erken saatlerde işe başlıyoruz. Çünkü iş bulmak çok zor ve aynı işi yapan erkekler bizden daha fazla kazanıyor. Biz günde 5 dolar alıyoruz. Çalışmak istiyoruz çünkü evde oturmayı sevmiyoruz. Patronlarımız erkek. Onlar da bizim gibi birinin yanında çalışarak başlıyorlar işe. Ama zamanla para kazanıp kendi yerlerini açıyorlar. Bizim böyle şansımız yok ama yine de çalışmaktan memnunuz" diye dert yanıyorlar. İslami toplumlarda, insanları gerçek boyutlarıyla resmetmek, ‘Tanrı’ya şirk koşmak’ ile özdeşleştirildiğinden, çok önemli yeteneklere rağmen bu sanat dalları gelişemiyor ve bunun yerine bir bakıma, yazıyı resmetmek’ olarak nitelendirilen ‘hat sanatı’ ve nesneleri gerçek boyutlarından çıkararak resmetme anlamına gelen ‘minyatür’ sanatı gelişiyor. Osmanlı, İran ve Hint minyatürleri, bu dalın en yetkin ürünleri olarak sanat tarihindeki yerini alır. Fransızca "Gravure" sözcüğünden alınan ve kazıma resim sanatı gravür, ağaç, taş veya metal bir levhanın oyularak işlenmesi ve bunun bir yüzeye basılması tekniği. Bir baskı tekniği olarak matbaacılıkta ve sanat ürünlerinin yaratımında kullanılan gravür, bir kazıma şekli, çukur baskı veya oyma baskı olarak adlandırılıyor. Baskısı yapılacak figür ahşap, metal veya taş levha üzerine elle kazıyarak veya asite yedirme yöntemiyle aktarıldıktan sonra levha mürekkep ile sıvanıyor. Levhanın yüzeyi temizlenince mürekkep yanlız çukur yerlerde kalıyor ve levhanın üzerindeki görüntü baskı uygulanarak kağıda aktarıyor.