İrandaki etnik milliyetçilik
Abone olABD, nasıl bir İran istediğini net olarak bilse de, çözüm için politika üretmek konusunda zorlanıyor..
ABD, nasıl bir İran istediğini net olarak bilse de, bunu nasıl
başaracağı konusunda politika üretmekte zorlanmaktadır. ABD, 'İran
İslam rejimini yıkma ve onun yerine uzlaşabileceği bir yönetim
kurma' arayışı içinde olsa da bu amacı gerçekleştirmek için yeterli
olanaklara sahip olmadığı görülmektedir.
Washington-Tahran arasındaki gerginlikte iki ülkenin birbirine
karşı kullanabileceği muhtemel kartların ne olacağı sorusu gündeme
gelmektedir. ABD'nin bu stratejik arayışları çerçevesinde İran'daki
etnik grupların rolü tartışılmaktadır. İran'da etnik
milliyetçiliğin rejim için tehdit olabilme potansiyeli
düşünüldüğünde ABD'nin bu kartı kullanmak istemesi güçlü bir
ihtimaldir.
ABD, rejim değişikliği bağlamında İran'daki etnik milliyetçiliği kullanabilecek olsa da, sorun göründüğünden daha karmaşıktır. Bilinenin aksine, etnik milliyetçilik ABD'nin rejim değiştirme politikasını zorlaştırmaktadır. Bunun temel nedeni İran tarihindeki etnik milliyetçilik hareketlerine bakıldığında, merkezi yönetimin güçlü olduğu dönemlerde bu hareketlerin başarılı olamadığı görülmektedir. Etnik milliyetçilik, yalnızca merkezi yönetimin zayıf olduğu dönemlerde devreye girebilmiş ve başarılı olmuştur. Merkezi yönetimin güçlü olduğu dönemlerde ise, etnik hareketlilik sadece bölgesel istikrarsızlık faktörü olabilmiştir.
Bugün İran İslam Cumhuriyeti, askeri ve bürokratik olarak
en güçlü dönemini yaşadığı için etnik hareketliliğin rejim
değişikliği doğrultusunda istenen sonucu vermesi kolay
görünmemektedir.
ABD'nin İran rejimini değiştirme politikasını zorlaştıran diğer bir
olgu, etnik milliyetçilik nedeniyle İran'daki muhalefet içinde
ortaya çıkan merkez ve çevre ayrışımıdır. Merkezdeki ve çevredeki
muhalif güçler farklı siyasal ve toplumsal talepler çerçevesinde
hareket etmektedir. Dolayısıyla merkez çevreyi, rejime karşı
mücadelede kendi yanına çekememektedir. Tahran'da başlayan
gösterilere, etnik grupların yoğun olduğu kentlerden destek
gelmemektedir.
Etnik bölgelerdeki milliyetçi hareketler, merkez hareketlerine
kuşkuyla bakmakta ve onları desteklememektedir. Merkezkaç eğilimin
güçlü olması nedeniyle muhalefet, rejimi değiştirecek kadar enerji
toplayamamaktadır. Bu durum rejimin işini kolaylaştırırken,
demokratik güçlerin toplumsal ve siyasal seferberliğini
zorlaştırmaktadır. Etnik grupların demokratik muhalefete uzak
durmaları, totaliter rejimin ömrünü uzatmaktadır. İran rejimi bu
durumun farkında olarak, etnik hareketliliğe belli oranda göz
yummaktadır. ABD'nin İran rejimini değiştirme doğrultusunda merkez
güçleri ve etnik grupları aynı söylem ve hedef doğrultusunda
seferber etmeye çalışması olasıdır. Ancak bu siyasi güçler
arasındaki ayrışma, eşgüdümlü ve eşzamanlı hareketi mümkün
kılmamaktadır. Bu durum ABD'nin İran sorununu çözmekte en önemli
siyasi paradoksudur.
ABD ve etnik gruplar
Türkiye'de düşünülenin
aksine ABD, İran'daki etnik milliyetçiliğin ortaya çıkmasında ne
çok etkili olmuş, ne de etnik gruplarla istediği türden bir ilişki
kurabilmiştir. Bunun en önemli sebeplerinden biri, ABD'nin İran
toplumuyla ilişki kuramamasıdır. 1979'dan sonra ABD'nin sadece İran
devletiyle değil, toplumla da ilişkisi kesilmiştir. Böylelikle ABD,
toplum içindeki dengeler üzerinde etkinliğini yitirmiştir. Nitekim,
ABD'nin yatırım yaptığı muhalefet, İran'da çok etkili olmayan
gruplardır. ABD, hâlâ Şah dönemindeki ortaklarını yeniden
'ısıtarak' muhalefet kisvesinde İran halkına sunmaya
çalışmaktadır.
Etnik grupların ABD ile ilişkisini etkileyen bir diğer faktör,
bu grupların tarihi hafızalarıdır. Etnik gruplar üzerinde en fazla
baskı kuran Pehlevi Hanedanı (1924-79) ABD'nin en yakın
müttefikiydi. Özellikle 1941'den sonraki süreçte, Pehlevilerin
iktidarda kalmasını ve İran'ın toprak bütünlüğünü sağlayan ABD
olmuştur. ABD, İran Azerbaycanı'nda kurulan Azerbaycan Milli
Hükümeti'nin (1945-46) devrilmesinde kilit rol oynamıştır. Ayrıca,
1953'te Musaddık karşıtı darbeyle Pehlevileri yeniden iktidara
getiren de ABD olmuştur. Söz konusu tarihi gerçekler, İran'daki
etnik grupların bilinçaltına yerleşmiştir ve bu nedenle ABD
karşısında mütereddit bir tavır içindedirler.
Fars elitleri
ABD'nin İran'daki etnik
milliyetçilik bağlamında en önemli sorunu, bütün Farsları kaybetme
ihtimalidir. Bir taraftan Fars elitiyle ABD arasında tarihi
derinliği olan çok taraflı bir ilişki vardır. Diğer taraftan
rejimin 'sekülarizm ve demokrasi' doğrultusunda değişimini isteyen
çok sayıda Fars bulunmaktadır. Başka bir ifadeyle Irak'taki Saddam
rejimiyle Sünniler arasındaki ilişki modeli İran rejimiyle Farslar
arasında mevcut değildir. ABD bu ilişkiden rejim değişikliği
yönünde faydalanmak istemektedir. Ancak, ABD'nin etnik gruplara
yakınlaşması ve İran'ın toprak bütünlüğünün parçalanması korkusu,
Fars milliyetçiliğini yeniden körüklemektedir. Bu nedenle,
demokrasi yanlısı Farslar, son dönemde devrimci bir rejim
değişikliği fikrine ihtiyatla yaklaşmaktadırlar. Her tür askeri
müdahaleye karşı çıkmaktadırlar. Ayrıca, İran rejimi de bu korkuyu
kullanma olanağına sahiptir.
ABD'nin İran etnik gruplarını rejim değişikliği istikametinde
seferber etmesinin önündeki engellerden biri de, bu gruplar
arasındaki anlaşmazlıklardır. Bugün İran'daki etnik gruplar
arasında fikir ve düşünce bütünlüğü söz konusu değildir. Türkmen ve
Beluç milliyetçiliğinde mezhepsel eğilim belirgindir, ancak
Azerbaycanlılar ve Araplar içinde laik milliyetçilik güçlüdür.
İran'daki etnik gruplar arasındaki en belirgin zıtlık Azerbaycan
Türkleri ve Kürtler arasında yaşanmaktadır. PKK ve İranlı Kürt
grupların 'Büyük Kürdistan' haritasında Urumiye gibi Azerbaycan'ın
en eski kentine yer vermeleri, Azerbaycanlıları tedirgin
etmektedir. Söz konusu durum, İran-Türkiye sınır bölgesinde
Azerbaycanlılar ve Kürtler arasında sıcak çatışma potansiyeli
doğurmaktadır. ABD'nin kendi stratejik çıkarları doğrultusunda
Azerbaycanlılar ve Kürtleri bir araya getirmesi gerekmekte, ancak
bu da çok zor görünmektedir.
ABD'nin İran'da salt etnik milliyetçilik kartından faydalanarak
rejim değişikliği yapması zor görünmekle birlikte, bu kart ABD'nin
işine en fazla askeri bir çatışma durumunda yarayabilir. Muhtemel
bir İran-ABD askeri çatışmasında Araplar, Beluciler ve Kürtler,
İran rejiminin işini zorlaştırabilir. İran'a askeri müdahale etnik,
mezhepsel ve dinsel çatışmalar doğurarak İranlılığın çöküşüyle
sonuçlanabilir. Savaş İran'ın bürokratik, ekonomik ve toplumsal
altyapısını yıkarak, sisteme kendini düzenleme imkanı tanımayacak
kadar büyük zarar verebilir. Bu nedenlerle, İran-ABD savaşının
sonucu ne olura olsun İran'da Türkmenler, Azerbaycan Türkleri,
Kürtler, Beluciler ve Araplar 'bağımsız devlet' kuramasalar da,
federe bir yönetime kavuşmaları olasıdır.
Arif Keskin: ASAM Ortadoğu uzmanı
Kaynak:Radikal