İran'da seçim: Halk karamsar

Abone ol

İran 14 Haziran'da yeni cumhurbaşkanını seçmek için sandık başına gidecek. Seçimler öncesinde görüşlerini dile getiren İran vatandaşları bezgin ve karamsar.

İran'da cumhurbaşkanlığı yaklaşırken, birçok İranlı kime oy vereceğini, hatta oy verip vermeyeceğini düşünmeye başladı.

14 Haziran'da yapılacak seçimlere aday olmak için başvuran 680 adaydan 8 onaylandı. Bu 5'i, dini lider Ayetullah Ali Hamaney'e yakın isimler. Aralarında reformcu yok.

İran'da 2009 yılında yapılan seçimlerde kayıtlı seçmenlerin % 80'inden fazlası oy kullanmıştı. Ancak Mahmud Ahmedinecad'ın tartışmalı zaferi, birçok İranlının seçim öncesi duyduğu coşkunun son bulmasına neden oldu.

O zamandan bu yana, iyimserliğin azaldığı ve yaşam standartlarının düştüğü görülüyor. İran parası değer kaybetti, enflasyon da son 18 yılın en yüksek düzeyinde.

Peki gelecekten umutları var mı?

İşte çeşitli kesimlerden İranlıların görüşleri:

'Rafsancani coşku yaratabilirdi'

Ben şahsen kendimi çaresiz hissediyorum. Adaylığı reddedilene kadar eski cumhurbaşkanı Haşemi Rafsancani'ye oy vermeyi düşünüyordum. Dini lidere karşı çıkacak kadar güçlü ve kendinden emin olurdu. Aday olsaydı, bir coşku yaratabilirdi.

Ama şimdi oy kullanmamaya karar verdim. Hamaney kısa süre önce verilecek her oyun İslam Cumhuriyeti'ne gideceğini söyledi. Ben bu rejime meşruiyet kazandırmak istemiyorum. Zaten muhalefet gruplarının çoğu da bu gayrimeşru seçimi boykot kararı aldı.

2009 seçiminden bu yana İran toplumundaki hoşnutsuzluk giderek arttı.

Kocam da ben de geçinebilmek için dişimizi tırnağımıza takıyoruz. Günlük hayat yorucu bir hale geldi. Bu durumda çocuk yetiştirmek ürkütücü. Geçen yıl içinde İran'da halkın alım gücü büyük oranda azaldı. Herkes şimdiye kadar olmadığı kadar ekonomik baskı altında. İşsizlik insanları sinirli yaptı.

Ahlak standartları da düştü. Uyuşturucu bağımlılığı üzerine gidilmesi gereken gerçek bir sorun. Hükümet istatistikleri güvenilir değil. Sorunların ne kadar kötü olduğunu göstermiyor.

Hükümet İran'ı dış dünyadan soyutlanmış, yoksul bir ülke haline getirdi ve yabancıların saldırı düzenlemesi riski ile karşı karşıya bıraktı. Endişem İran'ı Kuzey Kore haline getirmeleri.

Bizi, hür dünyaya açılan tek penceremiz olan internetten bile mahrum bıraktılar. Skype, Facebook ve çoğu internet sitesine artık erişilemiyor.

2009'da herkeste bir seçim coşkusu vardı. Şimdi gözle görülür bir ilgi yok. İyimserlik kalmadı.

'İşçi sınıfından eğitimli kişiler Kalibaf'ı destekliyor'

Oy kullanacağım için heyecanlıyım, çünkü ilk kez kullanacağım. Ülkemdeki rejimin geçmişte yaptığı birçok şeye katılmasam da, batının tüm muhalefeti karşısında yönetime verdiğim desteği de göstermek istiyorum.

(Muhammed Bekir) Kalibaf'a oy vereceğim, çünkü iyi planları var gibi görünüyor. Konuşmalarına bakılırsa, fikirleri verimliliği ve ekonominin güçlü yanlarını kullanmaya yönelik ilkelere dayanıyor. Benim yaşımdakiler ve işçi sınıfından eğitimli kişiler, diğer adaylardan daha açık planlar sunduğu için Kalibaf'ı destekliyor. Özellikle Tahran sakinleri Kalibaf'ın sözünün eri olduğunu düşünüyor.

Bence İran, kadın bir cumhurbaşkanına hazır değil. İran siyasetinde büyük rol oynayan din adamlarının hepsi erkek. Kadın bir cumhurbaşkanının eli kolu bağlı olur.

İran'da günlük yaşam itiş kakış içinde geçiyor. İnsanlar gergin, istikrarsızlıktan sabırları tükendiği için sokaklarda tartışmalar ve kavgalar çıkıyor. Fiyatlar her gün arttığından herkes o gün masaya nasıl yemek koyacağını düşünüyor. Yeni cumhurbaşkanının ilk işi, kesinlikle ekonomiyi düzeltmek olmalı.

Yüksek enflasyonun etkisini hissetsek de ailemle ben iyi durumda sayılırız. Gereksiz masraflardan kaçınmaya çalışıyoruz. Eskisi kadar çok taksiye binmiyoruz.

İş arıyorum ama benim yaşımdakilerin önündeki imkanlar kısıtlı. Ailemden Dubai'de oturanlar var. Başım sıkışınca onlardan yardım alıyorum.

'Tarihimizdeki en kötü diktatörlük'

Bu sahte seçimlerde hiçbir adaya oy vermeyeceğim.

Maalesef İran'ın geleceği karanlık. Devrimden neredeyse 34 yıl sonra, tarihimizdeki en kötü diktatörlük var başımızda. Gelecek cumhurbaşkanının, Hamaney'in emirlerine uymaktan başka seçeneği yok.

İran'da günlük yaşam çok zor. Hiper enflasyon, işsizlik, korku ve giderek artan suçlar, sorunların sadece bir kısmı.

Bir başka sorun da depresyon. Genç bir arkadaşım bana, gece yatağa ertesi gün kalkmayacağı umuduyla gittiğini söyledi.

Küçük kardeşlerim aç karnına yatıyor. Bu İslami diktatörlükte hiç kimseye oy veremem.

'Kelepçeli demokrasi'

İdeali, cazip bir ekonomik planı olan, komşu ülkelere ve ekonomik güçlere akıllıca yaklaşan laik bir adaya oy vermek olurdu. İran'ı olumlu bir şekilde tekrar dünya haritasına sokacak birini istiyorum. Ama yok.

İran'da seçim hep, kötü ve daha kötü adaylar arasında oluyor. Birine oy vermek, hiç oy vermemekten iyidir. O yüzden Hasan Ruhani'ye oy vereceğim. Son TV mülakatında açık sözlü ve zekiydi. Din adamı ama reformcularla ve ekonomi teknokratlarıyla güçlü ilişkileri var.

İran'da zengin ile yoksul arasındaki uçurum büyüyor. Gerçek orta sınıf yok oluyor. Yiyecek ve ilaç parası bulamayanlar var. Yaptırımlar yüzünden birçok kişinin sağlığı zarar görüyor. Birçok kişi dışarıya gitmek istiyor. Avustralya, Kanada, İskandinavya... İran olmasın da neresi olursa olsun diyorlar.

İran potansiyelini gerçekleştirmekten çok uzak. Ülkenin militarist hale getirilmesinden ve ekonomideki gerilemeden endişeliyim. Bunlar, Orta Doğu'yu Şiiler ve Sünniler arasında bir savaş alanına çevirebilir. En büyük korkum, şu anda kimsenin İran halkının çıkarlarını gözetmemesi.

Maalesef seçimler daha başlamadan zaptedildi. Basının soruşturma, itiraz etme, eleştirme özgürlüğü yok. Sivil toplum aday seçimine itiraz edemiyor. Kinayeli söyleyecek olursak İran'daki 'kelepçeli demokrasi'.

'Hem İran hükümeti hem de Batılı hükümetler sorumlu'

İran'da artık bana göre hiçbir şey yok. Oy vermek için dönmeyeceğim.

Şansıma, aldığım iyi eğitim sayesinde İran'dan ayrılıp Avustralya'da iş bulabildim. Seçimden esas etkilenecek olanlar, İran'da kalmaktan başka seçeneği olmayan 70 milyon kişi.

2009'da gençler arasında işsizlik çoktu. Özellikle de diplomalı çocuklar arasında. Gençlik can sıkıntısı içindeydi ama yuvarlanıp gidiyordu. Arkadaşlarım ve ailem artık seçimi umursamıyor. Kimse siyasete aldırmıyor. Siyaseti unutup, yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar.

Kuzenlerim Tahran'da sıkışıp kaldı. Çoğunun üniversite diploması olmasına rağmen ya işsizler ya da babalarının dükkanında çalışıyorlar.

Yaptırımlar insanları fena vurdu. Annemle babam da Avustralya'ya göçmeye karar verdiler, çünkü İran'daki durum sağlıklarını etkiliyor. Hava kirliliği berbat hale geldi, zira hükümet petrol rafinerileri için yedek parça bulamıyor.

Annemler Tahran'daki evi satıp, biriktirdikleri paraları Avustralya'ya getirmek istiyor. Ama çeşitli yüzünden, hayatları boyunca biriktirdikleri para bir yılda % 90 azaldı.

Değişiklik görülmüyor ama hissediliyor. 2010'da sanırım insanlar durumun düzeleceğini düşünüyordu. Şimdi herkes daha kötüye gideceği görüşünde.

Açık söylemek gerekirse İran halkının bu halinden hem İran hükümetini, hem de Batılı hükümetleri sorumlu tutuyorum.

Günün Önemli Haberleri