İran ile Türkiye'nin Mevlana polemiği
Abone oliran Devlet Haber Ajansı İRNA, Türkiye’yi ‘İranlı Mevlana’ya sahip çıkmak’la suçladı. Ancak Mevlana asırlar önce yazdığı rubaide ‘Türküm’ diyo
iran Devlet Haber Ajansı İRNA, İran’ın Kültür Mirası
Festivali kapsamında geçen hafta İstanbul’da düzenlenen bir
programda konuşan İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Hamid
Baghaei’nin konuşmasında Mevlana’yı “İranlı büyük
düşünür” olarak tanımlamasına rağmen, bazı Türk medya
kuruluşlarının bu tanım yerine “Türk” sözcüğünü
koyduğunu duyurdu.
İRNA’nın bu eleştirel açıklaması tartışma yarattı. İran’da
şiirlerini Farsça yazan Mevlana’nın bir İranlı olduğu savunuluyor.
Bu nedenle, Türkiye “İranlı Mevlana’ya sahip
çıkmak”la suçlanıyor. Türkiye’deki Mevlana araştırmacıları
ise tersi görüşte. Mevlana’nın Türk olduğunun şüphe götürmez bir
gerçek olduğunu söyleyen bilim adamları, kanıt olarak da
Mevlana’nın 800 yıl önce yazdığı “Her ne kadar Farsça
söylesem de, aslım Türk’tür benim” cümlesinin yer aldığı
rubaiyi kanıt olarak sunuyor...
TÜRK OLDUĞU KESİN
Yrd. Doç. Dr. Nuri Şimşekler (Selçuk Üniversitesi Mevlana
Araştırmaları Enstitüsü Müdürü): “Türkiye ya da İran’ın
bir değeri değil, bütün dünyaya mal olmuş bir düşünür olan
Mevlana’nın milliyetiyle ilgili yapılan tartışmaların gereksiz
olduğunu düşünüyoruz. Bu tartışma yüz yıllar boyunca yapılmadı, son
40-50 yıldır konuşuluyor. Mevlana dönemin edebi dili olan Farsca
ile yazmış.
Zaten o dönem Türkçe edebi bir dil olarak fazla rağbet
görmüyordu. Kaldı ki az sayıda da olsa Türkçe şiir ve beyitleri
vardır.
Mevlana bir rubaisinde, ki bu rubai yazma eserlerinin tamamında var
ve İran’da yayımlanan matbu rubaileri arasında yer alır, kendisinin
Türk olduğunu dile getiriyor. Türk olduğu konusunda şüphemiz yok
ancak Mevlana’yı milli kimliği ile kategorize etmenin yanlış
olacağı düşüncesindeyiz.
Mevlana 100-150 yıldır batıda yaygın bir şekilde tanınıyor, son yıllarda ise entelektüel kesimde çok tanındı. İran da bu açıdan sahipleniyor. Dünyaya ‘Bu değer bizimdir’ demek istiyor. İddiasını, eserlerin Farsça olmasına dayandırıyor. İran bölgesinde yetişen Nizami, Şehriyar gibi büyük şairler de Türkçe’yi kullanıyor.
Bu cepheden bakarsak onları da Türk kabullenmek lazım. Bir
şairin, bir düşünürün yazı diliyle milliyetine karar vermek çok
zordur. Bugün nasıl ki ortak bilim ve iletişim dili haline geldiği
için birçok kişi İngilizce yazıyorsa, 13. yüzyılda da Farsça edebi
bir şiir dili olarak Anadolu ve İran coğrafyasında tüm şairlerin
kullandığı dildi. Mevlana’nın milletiyle uğraşma yerine, insanca
yaşama dair öğretilerinden istifade etmeyi bilmek gerekir.”
KENDİMİZDEN BİLİYORUZ
Prof. Dr. Adnan Karaismailoğlu (Kırıkkale Üniversitesi
Rektör Yardımcısı, Mevlana Derneği Kurucu Başkanı):
“Kendilerine ait göstermek için bir çaba sarf ediyorlar. Zaman
zaman bu tartışmalar oluyor. Ancak Mevlana’dan Anadolu’da çok
faydalanılmıştır.
Doğduğu bölge itibariyle Türklerin yaşadığı bir bölge olması
itibariyle böyle bir görüşü ifade etmek mümkündür Türkler
açısından. Tarihi bilgiler, soy kimliği hakkında açıkça kanıt
sunmuyor, bu yüzden bu tartışmaları çok anlamlı bulmuyoruz. Tarih
boyunca Mevlana’nın zenginliğidir şühpe götürmez olan.
Bu yüzden başka milletler de bu kadar yakın olmayı arzu ediyor.
Ancak Mevlana gibi binlerce kişi Farsça yazmıştır. Yabancı dil gibi
algılanmamıştır Türkler arasında. Yoksa asırlar boyunca Farsça
eserler verilmiştir, biz özellikle kültürel manada birlikteliği
önemseyerek, Mevlana’yı kendimizden biliyoruz.”
MEVLANA TÜRK'TÜR
Prof. Dr. İsmail Yakıt (Süleyman Demirel Üniversitesi
Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü İslam Felsefesi Anabilim Dalı
Başkanı):
“Mevlana’nın Kaşkar Türkü olduğunu birkaç kez bilimsel
tebliğ olarak sundum. Mevlana Türk’tür. Ailesiyle de
Hakani lehçesiyle konuşuyor. Bu, Orta Asya’ya mehsup bir lehçedir.
Ahmet Yesevi’nin, Kaşgarlı Mahmut’un Türkçesi’dir. Türk olduğunun
en büyük delili de oğlu Sultan Veled’dir. Mevlana ailesi Karaman’a
geldikten sonra doğmuştur.
Tüm Anadolu’da Anadolu lehçesi konuşulurken, evlerinde Hakani
lehçesiyle beyitler yazıyordu. Zaten Mevlana’nın Farsçası da
Anadolu Farsçasıdır. Elit kesiminin dili olduğu için,
Selçuklu’nun resmi dili olduğu için bu dili
kullanmıştır.”
‘ASLIM TÜRK'TÜR BENİM’
Mevlana’nın neredeyse tüm yazmalarında bulunan rubaisi şöyle:
“Yabancı bellemeyin beni, ben de bu ildenim,
Sizin vatanınızda kendi yurdumu aramaktayım,
Her ne kadar düşman gibi görünsem de, düşman
değilim,
Her ne kadar Farsça söylesem de, aslım Türktür
benim.”