İran hemen silah üretemez
Abone olUluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Baradei, İran'la yaşanan nükleer krizi anlattı.
Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) Başkanı Muhammed El
Baradei, İran'ın nükleer programıyla ilgili sorunun çözülmesi için
en önemli şeyin, tarafların müzakere masasına oturmasının
sağlanabilmesi olduğunu söyledi.
Baradei, NTV'ye verdiği demeçte, soruna diplomasi ve müzakereler
yoluyla çözüm bulunacağı konusunda hala çok iyimser olduğunu
belirterek, bunun iki nedeni olduğunu kaydetti. Baradei, bu iki
nedeni şöyle açıkladı: ''Birincisi, diplomasi yoluyla çözüm
bulmaktan başka seçeneğimiz yok, çünkü bu sorunun askeri bir çözümü
yok. Bu sanılandan daha karmaşık bir konu ve nükleer kriz
buzdağının sadece görünen bölümü, ardında gizlenmiş pek çok siyasi
ve ekonomik sorun da var. Kalıcı ve kesin bir çözüm, ancak
diplomasiyle bulunabilir. İyimser olmamın ikinci nedeniyse her iki
tarafın da birlikte çalışmaları gerektiğini anlamış olması.''
İran'ın bölgede çok önemli bir güç olduğunu ifade eden Baradei,
dünyanın geri kalanının da İran'la anlaşmak ve çalışmak istediğini
söyledi.
Ortadoğu'nun şu anda dünyanın istikrardan en uzak bölgesi olduğuna
işaret eden Baradei, İran'ın Ortadoğu'nun istikrarı açısından hem
çok olumlu, hem de çok olumsuz bir rol oynayabileceğini belirterek,
bununla birlikte dünyanın geri kalanıyla petrol, doğal gaz ve
ekonomik anlamda büyük bir etkileşimin de söz konusu olduğunu
belirtti. Baradei, ''Şimdi en önemli şey, tarafları müzakere
masasına oturtabilmek. Kimse İran'ın barışçıl amaçlarla nükleer
enerji kullanma hakkını sorgulamıyor. İran'a söylenen şu:
Programınızda açıklanmayan bazı yönler olduğu için en azından
gerekli güven oluşana kadar, birkaç yıllığına, uranyum
zenginleştirme çalışmalarınızı askıya alın. Bunun karşılığında size
nükleer çalışmalarda kullanılacak teknolojiyi sunma, ticaret
anlaşmaları yapma, yeni sivil uçaklar sunma sözü veriyoruz.''
Baradei, BM Güvenlik Konseyi üyesi beş ülke ile Almanya'nın İran'a
sunduğu teklifin, İran'la Avrupa ve ABD arasındaki ilişkilerin
tamamen normalleşmesi için fırsatlar içerdiğini kaydetti.
İRAN'IN NÜKLEER SİLAH ÜRETME KAPASİTESİ
İran'ın nükleer silah üretme kapasitesine ilişkin
değerlendirmesinin ve uranyum zenginleştirmeye başlayan İran'ın,
buradan nükleer silah üretme aşamasına ne kadar zamanda
geçebileceğinin sorulması üzerine Baradei, bu konuda kesin
tarihlerden bahsetmenin çok güç olduğunu, bunun nedenininse ortada
çok fazla bilinmeyenin bulunması olduğunu söyledi ve şöyle devam
etti: ''İki yıl, üç yıl sürer gibi spekülasyonlarda bulunmak
istemiyorum. Ama İran'ın nükleer yakıt üretimi konusunda çok şey
bildiğini biliyoruz. Mesela uranyumun nasıl zenginleştirileceğini
biliyorlar. Uranyum zenginleştirmeyi biliyorsanız, nükleer silah
yapmaya da çok uzak değilsinizdir. Tabii, bu süreçte uranyumu
silaha nasıl dönüştüreceğinizi bilmeniz ve bunun için gereken
araçlara sahip olmanız da gerekir. İran'ın bu konuda hangi noktada
olduğunu bilmiyoruz. Bu işin bizim araştırdığımız yönü değil. Ama
bütün istihbarat birimlerinin tahminlerine göre, İran'ın bir
nükleer silah geliştirmesine 5 ila 10 yıl var. Tabii eğer
istedikleri buysa...'' İran'ın her fırsatta amacının nükleer silah
geliştirmek olmadığını dile getirdiğine işaret eden Baradei, ''Pek
çok kişi de 'Amacı silah geliştirmek olsa bile, bunu söylemez' diye
düşünüyor. Yine de en azından şu anda İran'ı hemen yarın nükleer
silah üretebilecek bir ülke olarak görmediğimizi söyleyebilirim.
İşte bu yüzden de hala müzakereler ve diplomasi için zamanımız
olduğu konusunda iyimserim'' dedi.
İRAN'A SUNULAN TEKLİF
Baradei, ''İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın, krizin çözümü
için kendilerine yapılan teklife kesin yanıtı ağustosta
vereceklerini söylediğinin, ancak G-8 ülkelerinin yanıtı en geç 12
temmuzda almak istediğinin'' hatırlatılması üzerine, ''Biz müzakere
sürecine doğrudan dahil olmayacağız. Ancak bu müzakereleri, güven
kazanımı için olumlu bir katkı olarak görüyorum'' dedi. Baradei,
İran'ın nükleer programını inceleyip değerlendirmesini yaptıklarını
belirtti. Uzun yıllar boyunca bu programın bazı bölümlerinin
kamuoyuna açıklanmadığını, bunun da güven eksikliği yarattığını
ifade eden Baradei, ''Hala açıklığa kavuşturmamız gereken bazı
noktalar var. Eğer bu yapılabilirse, yitirilen güven kısmen
kazanılabilir. Hele İran, Avrupalıların teklifini kabul edip güven
artırıcı adımları kendi atarsa bu güveni daha da çabuk sağlar''
ifadesini kullandı. İranlı meslektaşlarının kendisine teklifin
içinde oldukça olumlu noktaların yanı sıra bazı belirsizliklerinde
de bulunduğunu söylediğini belirten Baradei, ''Belirsizlikler
müzakerelerle çözülebilir. Ama tekrar söylüyorum: Kilit nokta,
İran'ın uranyum zenginleştirme için yaptığı araştırma ve geliştirme
çalışmaları. Yani müzakereler başlamadan bu çalışmaları askıya
alacaklar mı, yoksa şimdiye dek söyledikleri gibi masaya hiçbir
koşul öne sürmeden oturup askıya alma meselesini müzakerelerin
parçası haline mi getirmek isteyecekler'' diye konuştu.
İRAN'IN, NÜKLEER PROGRAMI OLAN DİĞER ÜLKELERDEN FARKI NE?
Baradei, ''Hindistan, Pakistan ve İsrail'in de nükleer programları
bulunduğu ancak onlara, nükleer programlarından vazgeçmeleri
yönünde bir baskı uygulanmadığının'' hatırlatılması üzerine,
'İran'ın bu ülkelerden ne farkı olduğu' sorusunun çok güzel bir
soru olduğunu söyledi. Baradei, ''Çünkü, nükleer silahların
yayılmasını engelleme rejimi kusursuz uygulanan bir rejim değil''
dedi. 1970'te yürürlüğe giren bu rejimde amacın nükleer silah
sahibi olan ülkelerin sayısını dondurmak olduğunu hatırlatan
Baradei, o dönemde nükleer silahlara sahip olan beş ülkenin de
zamanla silahsızlanmasının öngörülmüş olduğunu söyledi.
Hindistan, Pakistan ve İsrail'in güvenlik ihtiyaçlarını gerekçe
göstererek bu anlaşmayı imzalamadığını belirten Baradei, bu
ülkelerin bu nedenle söz konusu rejimin dışında kaldığını söyledi.
''Sisteme dahil olanların cezalandırıp sistemin dışında kalanların
neden cezasız bırakıldığı'' sorusunun yerinde bir soru olduğunu
belirten Baradei, ''Bu böyle süremez. Anlaşmayı imzalayan yaklaşık
180 ülkeye, 'Sizin üzerinizdeki denetimleri artıracağız, hiçbir
şekilde nükleer silah geliştirmeyeceğinizden emin olacağız' derken,
diğerleri 'Biz nükleer cephaneliğimizi geliştireceğiz,
çalışmalarımıza devam edeceğiz' diyemez'' ifadesini kullandı.
''İNSANLAR TERÖRİST DOĞMAZ, BİR ÇEVRE İÇİNDE TERÖRİST OLUR''
Baradei, eğer gerçekten başarılı olunmak isteniyorsa, ilk önce ABD,
Rusya, Fransa, Çin ve İngiltere'nin cephaneliklerini küçültmeleri,
nükleer silahların denenmesini yasaklayan anlaşmayı uygulamaları,
nükleer silah yapımında kullanılan malzemelerin üretimini
yasaklamaları ve nükleer silahların stratejik rolünü vurgulamaktan
kaçınmalarının gerektiğini vurguladı. ''Hindistan, Pakistan ve
İsrail'i bu rejime mümkün olduğunca yaklaştırmak için de elimizden
geleni yapmalıyız'' diyen Baradei, Hindistan'ın ABD ile imzaladığı
anlaşmayı bu yolda atılmış bir adım olarak gördüğünü kaydetti.
Baradei, yakın gelecekte Pakistan için de benzer bir durumunun söz
konusu olmasını umduğunu, İsrail'in de barış süreci kapsamında bir
güvenlik diyalogu kurarak bu rejime yakınlaşmasını ümit ettiğini
belirtti. Nükleer silahların yayılması konusunda endişe veren
bölgelerin genellikle yüzyıllardır devam eden sorunların bulunduğu
bölgeler olduğuna işaret eden Baradei, buralardaki sorunların
sonsuza kadar çözümsüz kalmasına izin veremeyeceklerini kaydetti.
UAEK Başkanı Baradei, ''Eğer güvenlik ortamını geliştirmek
istiyorsanız, günde 1 doların altında gelirle yaşamaya çalışan
insanların durumunu geliştirmek için çalışın. Yoksulluk, iyi
yönetim eksikliği, baskı, umutsuzluk iç savaşlar, devletlerarası
savaşlar ve kitle imha silahları geliştirme çabalarından oluşan
kısır döngüden kurtulmaya çalışın. İnsanlar terörist doğmaz, bir
çevre içinde terörist olur'' diye konuştu.