İran devrim değil yeni evrim peşinde
Abone olYeni bir ‘devrim’ çağrısında bulunmayan çoğunluk İran’ın kendi içinde bir evrim, yani değişim yaşamasını istiyor.
Zaman'dan Fatih Uğur İran'ı yeni yapı ile kaleme alırken çok
farklı tesbitler de yaptı. Tahran Üniversitesi öğrencisi Murteza
Nazimi, yaşadıkları sıkıntıları, ‘ev, arkadaş ve kafe
ortamlarındaki özgürlük alanlarını sokağa taşıyamamak’ diye
tanımlıyor. Nazimi’ye göre kimse devrim ya da savaş istemiyor,
istedikleri sadece değişim. Halk arasında değişim ihtiyacı o kadar
baskın ki, sokakta, “Amerika gelip müdahale etse.” diyen insanlara
rastlamak mümkün. 67 milyonluk nüfusun yaklaşık dörtte birinin
yaşadığı başkent Tahran, İran’ın dünyada bilinen imajının tam tersi
bir görüntüye sahip. İnternet kafelerden spor alanlarına,
okudukları kitap ve dergilerden dinledikleri müziklere,
elektronikten modaya kadar ülkede çok güçlü hissedilen bir gençlik
rüzgarı var. Gençlere göre siyasilerin gözden kaçırdığı en önemli
nokta; eğitim, işsizlik ve özgürlükler. Gençlerin sorunlarıyla
ilgili araştırmalar yapan gazeteci Kaveh Meşhat’a göre, devrimden
sonra 80’li ve 90’lı yıllarda İran sinemasının gerçekleştirdiğini
şimdi gençler yapmak istiyor. Gençler özellikle eğitim, müzik,
resim ve sporla çok ilgili. Gazetelerin bile günlük 100 binli
tirajlarda kaldığı ülkede haftada 70 bin satan Çaçeragh (Kırk Işık)
Gençlik Dergisi bu taleplerin ses bulduğu platformlardan birisini
oluşturuyor. Üniversiteye girmeyi başaranların yüzde 60’ını kızlar
oluşturuyor. Sokağa çıktıklarında başlarını örtme zorunluluğu onlar
için bildik sorun. Fakat üniversite gençlerinin şimdilerde
kafalarını kurcalayan en önemli mesele ise yüzde 60’ları bulan
işsizlik ve ülkenin değişime karşı gösterdiği direnç sonucu artan
gelecek kaygısı. Nazimi gibi gençlerin bu kaygılarını besleyen en
önemli gerekçe ise halkın dilinde “Molla” diye tabir edilen dini
rejim. Kasım 1979’da referandumla kazanılan İran İslam Cumhuriyeti
kimliğinin önce 1989, sonra da 1997’de Hatemi ile sağladığı açılımı
yetersiz bulanların sayısı oldukça fazla. Hafta sonlarını ve boş
vakitlerini çocukları için eğlence ve alternatif uğraş alanları
oluşturarak geçiren bir çocuk annesi Goly Jafani, “Yarı nüfusu genç
olan bir ülke her gün değişmeli.” sözleriyle değişimi ne kadar
istediklerini ifade ediyor. İran’ın 3 bin yıllık devlet geleneğine
sahip olduğunu hatırlatan üniversite mezunu Jafani, “Neden gençler
ve kadınlar bunun dışında kalsın?” diyor. Türkiye’deki başörtüsü
tartışmalarını da yakından izleyen Jafani iki ülke arasındaki
benzerliği şu ilginç cümlelerle tespit ediyor: “Türkiye’de başını
kapatmak, İran’da açmak tabu ya da yasak. Oysa insanlar buna kendi
iradeleriyle karar vermeli, özgür olmalı. Siyasetin ve devletin bu
alanda belirleyici olmasına ihtiyaç yok.” Blues, Eminem, Metalica
dinleyen gençlerin yanında; son iki yılda onlarcası çıkan genç
müzik grupları önemli bir boşluğu dolduruyor. Tahran gençlerinin en
çok dinlediği müziği Arian Grup yapıyor. Üçü bayan 9 kişiden oluşan
Arian grubu aslında gençlerin arayışını şarkılarla dile getiriyor.
Geleneksel İran müziği ve pop gibi Batı müzikleri arasında icra
edilen şarkılar, Tahran sokaklarında en çok dinlenenler listesinin
başında geliyor. Parka Mellat (Millet Parkı) yakınlarındaki
fastfood ve cafeteryalar, Cam–ı Cam, Bazaar Gulistan, Payetaht
bilgisayar ve elektronik pazarı, spor merkezleri gençlerin sık sık
ziyaret ettiği, buluştuğu yerler. Ülkede alkol yasak, ancak ‘İslami
bira’ adıyla satılan içecekler birçok yerde bulunuyor. Ev partileri
ve daha özel alanlar da kaçak alkol tüketimi gerçekleşen diğer
alanlar. Başkentte gece 12’den sonra bütün hayat duruyor. Ama
kadınların trafik, geleneksel eğlence mekanları Hazerdestan’larda,
spor ve iş alanlarında serbestçe ve baskın şekilde hareket
edebilmeleri dikkat çekici. İran gençlerinin en büyük sorununun
işsizlik olduğu tespitini yapan Gençlik Dergisi Editörü Mansur
Zabıtyan, çok yaygın olmamakla birlikte giderek artan uyuşturucu,
haşhaş, hap kullanımına da dikkat çekiyor. Uyuşturucu, değişimi
zorlayan ama sonuç alamayan, aileleriyle sorunlu gençlerin
baskılardan kaçmalarının aracı olmuş. Tahran’da sabah saatlerinde
bazı parklar, Büyük Postane, Rahan adlı bölgeler açıktan haşhaş
çekenlerin görüldüğü yerler. ‘Atlar özgürlük için bekliyor’ Sporun
her dalıyla ilgilenen kadınlar, dünyada atın ilk çıktığı yer olarak
bilinen İran’da at yarışlarında da oldukça iddialı. Çocukluğundan
beri at sırtından inmeyen 26 yaşındaki Solmaz Müstecap, engelli at
biniciliğinde geçen yıl İran şampiyonu olmuş. Müstecap’ın diğer iki
kardeşi de at yarışlarına katılıyor. Kadınlar için at yarışı
turnuvalarının yılda iki kez düzenlendiğini söyleyen Müstecap, ata
binmek yasak olmadığı halde kadınların, ailelerinin baskısıyla
bundan uzak kaldığını anlatıyor. Çaçeragh, gençlerin en popüler
sesi İran'ın en popüler gençlik dergisi Çaçeragh'ın haber editörü
Mansur Zabıtyan, “Biz gençliğin diliyiz, onları anlıyor ve
anlatıyoruz.” diyor ve İran gençliğinin temel probleminin ‘kimsenin
onları ciddiye almaması’ olduğunu belirtiyor. Derginin okuyucu
profili 17–27 yaş arasında değişiyor. Felsefe, müzik, spor, sosyal
sorunlar, sinema, şiir, sanatın diğer dallarını konu alan
sayfalarıyla çıkan Çaçeragh, gençlerle aileleri arasında kuşaklar
arası iletişimi kurmak için de özel platformlar oluşturuyor.
Derginin en popüler sayfası “Akıl Hastanesi” adını taşıyor.