Irak'ta 'ölüm tugayları' paniği
Abone olGüvenliğin en büyük sorun olduğu Irak'ta şimdi de 'ölüm tugayları' paniği yaşanıyor. Sebepsiz yere aniden evlerinden alınan Iraklılar bir süre sonra ölü bulunuyor
Irak'ta son dönemde en çok tartışılan konu: Ölüm Tugayları. Ölüm
Tugayları bir şehir efsanesi mi yoksa gerçek mi?
Başkent Bağdat sokaklarında hemen hemen herkes bu konuyu konuşuyor.
Bir gün Sünniler evlerinden alınıyor, bir gün Şiiler. Alanların
polis ya da asker olduğu anlatılıyor.
Bu iddialar İçişleri Bakanlığı'na sorulduğunda, alınan yanıtsa hiç
değişmiyor: "Yok böyle birşey"
Ölüm tugaylarının varlığı şu ana kadar ispatlanamadı. Ancak bu
yönde bazı işaretler var. Son bir ay içinde Irak İçişleri
Bakanlığı'na bağlı sığınak ve hapishanelerde kendilerinden aylardır
haber alınamayan, ağır şekilde işkenceye uğramış, dövülmüş, aç
bırakılmış kişiler bulundu. Olayın ardından başlatılan
soruşturmalar sürüyor.
Şii ya da Sünni olsun ölüm tugaylarıyla ilgili söylentiler
Irak'taki kırılgan toplumsal barışa hiç de katkıda bulunmuyor.
Söylentiler Şii ve Sünniler arasındaki gerginliği, dolayısıyla da
güvensizliği artırdı. Gerginliğin yansımasını günlük hayatta görmek
mümkün. Örneğin Bağdat'ta trafiği rahatlatmak için artık tek-çift
haneli plaka uygulamasına geçildi. Ancak araçları çeviren Sünni
polis bir anda kendisine silah doğrultan Şii bir şoförle
karşılaşabiliyor. Bunun tam tersi de yaşanabiliyor.
Akıllara ölüm tugaylarının varlığını getiren şüpheli olaylardan
bazıları ise şöyle:
Yasir Oriby gece yarısında çılgınca çalan kapıyı duyunca şaşırdı.
Üstüne alelacele geçirdiği eşofmanıyla aşağı kata indiğinde babası
kapıyı açmıştı bile. Polisler gelmişti. "Yasir bizimle geliyorsun"
dediler. 'Ne oldu?' diye sordu, "bir şey yok, bizimle merkeze
geliyorsun" yanıtını aldı.
Şii olan Yasir ve altı arkadaşı o gece başkent Bağdat'ın Gazaliye
mahallesindeki evlerinden alındı. Cesetleri, gözleri ve elleri
bağlı şekilde üç gün sonra bir yol kenarında bulundu. Hepsi
kafalarına sıkılan tek kurşunla öldürülmüştü.
66 yaşındaki Şeyh Salih Kubeysi, camiiler şehri Felluce'de cuma
namazından sonra evine gidiyordu. Vaazında ABD işgalini eleştirmiş,
direnişi bir hak olarak değerlendirmişti. Sünni olan Kubeysi
çevresinin saygı duyduğu herkesin danıştığı biriydi. O gün eve
geldiğinde polisleri görünce şaşırmadı; daha önce de gelmişlerdi.
"Atla arabaya gidiyoruz ihtiyar" dedi biri. Bu kez şaşırdı, arabaya
bindi.
Kubeysi ve yaşları 18-55 arasında değişen 18 Sünni-Arap o gün
evlerinden alındı. Cesetleri gözleri ve elleri bağlı halde
Bağdat-Amman kara yolu üzerinde bulundu. Hepsi tek kurşunla
vurulmuştu.
Haber: Kaya Heyse
Kaynak: