Irakta her yer Ebu Garip gibi!
Abone olVücuduna elektrik verilirken görüntüleri kamuoyuna yansıyan Iraklı mağdur gerçekleri anlattı.
ABD'nin işkence üssü olarak dünya kamuoyunun gündemine gelen Ebu Garib Cezaevi'nde vücuduna elektrik verilirken görüntüleri kamuoyuna yansıyan Iraklı Hacı Ali Kaysi, yaşadığı dehşet anlarını düzenlediği bir basın toplantısıyla anlattı. Kaysi, akıllara gelebilecek her türlü işkenceye maruz kaldığını söyledi.
ABD İşgali Hapishane Mağdurları Derneği Başkanı Hacı Ali Kaysi, Fatih'teki Reşadiye Otel'de basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, derneğin yönetim kurulu üyesi gazeteci Casın Şemmeri de hazır bulundu. Kaysi, "Türk devleti ve halkı Irak halkıyla öyle bir dayanışma içine girdi ki, birçok Arap ülkesi bu dayanışmayı bize göstermedi.
ABD hapishanelerindeki esirlerin gördüğü işkence ve katliamları anlatmaya geldik. Irak'ta meydana gelen olayların bir çoğu basına yansımıyor. Biz buraya, Iraklı bir çocuğun neler yaşadığını, neler çektiğini anlatmaya geldik. Kocası ölmüş Iraklı bir kadının yaşadığı onur kırıcı olayları anlatmaya geldik" dedi. Irak'ta meydana gelen olayların birçoğunun basına yansımadığını ifade eden Kaysi, terör ve insan hakları ihlalinin asıl nedeninin işgal olduğunu söyledi.
Hacı Ali Kaysi, ABD'nin bölgedeki 26 ana hapishanede Iraklılar'ı esir ettiğini belirterek, "150'ye yakın çeşitli gruplara ait hapishane var. ABD'li bir asker hem hakim, hem cellat rolünü üstleniyor. Irak'ta yaşanan olaylar bunun delilidir" diye konuştu. Irak'taki işkenceleri, ABD'nin kabul etmediğini ifade eden Kaysi, "Bizimle dalga geçiyorlar ama ümitliyiz. Çünkü dünya halkları bu konuda bilinçleniyor. ABD halkı da bu konuda bilinçli. Hatta bize çeşitli yollarla mesajlar gönderiyorlar. ABD halkının iyi olduğunu düşünüyoruz. Onların şanssızlığı, böyle yöneticiler tarafından yönetilmeleri" açıklamasında bulundu.
Söz alan Şemmeri ise, "Yaralı ve mazlum bir Irak'tan geliyoruz. İşgale karşı direniş, meşru bir haktır. Bush bile, 'Ülkem işgal edilirse savaşırdım' dedi. ABD işgal güçleri Irak halkı arasında fitne tohumu yayıyor. ABD Irak'ta yenilgiye uğradı. Halklar arasında ayırım yaparak bundan kurtulmaya çalışıyor ama bu mümkün değil. Başvurduğu yöntemlerden biri de rasgele tutuklamalardır.
Özellikle kadınlar tutuklanıyor. Bunu mücahitlerin direnişlerini kırmak için yapıyorlar. Kendine muhalif herkesi tutukluyor. Biz ABD terörünü her an yaşıyoruz. ABD işgal güçleri, yüzleri kapalı elbiseler giyindikleri için 2 genç kızı, elbiseleri direnişçi elbiselerine benziyor diye öldürdü. 2 hafta önce de, aralarında çocukların da bulunduğu bir aileyi katlettiler. Gerekçe, ailenin El Kaide üyesi olmasıydı. Çocukların El Kaide ile ne alakası olabilir. Biz Irak halkı olarak ABD'nin ne yapmak istediğini anlamadık. Yeni Irak parlamentosunun toplandığı ilk anda bile ABD Samava'da bir operasyon yaptı. Onlarca insan öldürüldü. Biz, komşunuz olarak Irak konusunda daha fazla ilgi göstermenizi istiyoruz" şeklinde konuştu.
"IRAK BİR BÜTÜN OLARAK HAPİSHANE HALİNE GELDİ"
Açıklamaların ardından Kaysi, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Kaysi, cezaevinde yaşadıklarının sorulması üzerine, "Irak'ta herkes tutuklanabilir. Orada ABD tankına öfkeyle baktığı gerekçesiyle Iraklılar tutuklandı. Niçin tutuklandığımı, niçin işkence gördüğümü ve neden bırakıldığımı hala öğrenemedim. 2003 yılının aralık ayında camiye girerken tutuklandım.
Ebu Garib Cezaevi'ne götürüldüm. Bana ilk sordukları soru 'Sünni misin, Şii misin?' oldu. O güne kadar hiç böyle bir soru ile karşılaşmamıştım. Biz de böyle sorular sormazdık. Bana yöneltilen suçlama, Yahudilere öfke duyduğum oldu. Oysa bizim Sami ırkına nefretimiz yok. Onları insanların atası olarak kabul ederiz. Beni muhacir diye bir yere naklettiler. Burada işkenceler ferdi değil, sistematik işkenceler uygulanıyor. Oradakiler bu konuda eğitilmiş. Aklınıza gelebilecek her türlü işkenceye maruz kaldım" cevabını verdi. Kaysi, 5 ay sonra yanlışlıkla tutuklandığı söylenerek serbest bırakıldığını ifade etti.
"İnsanlar Ebu Garib Cezaevi'ni göz önünde tutuyor ama Irak bir bütün olarak hapishane haline geldi" diyen Kaysi, kadınlara yönelik işkencenin sorulması üzerine, "Bizim koğuşumuz kadınlar koğuşuna 7 metre uzaktaydı. Kadınlara çeşitli onur kırıcı davranışlarda bulunduklarına şahit oluyorduk ancak "Allahuekber" diye bağırmaktan başka elimizden bir şey gelmiyordu. Orada bir güvenlik şirketi var. Irak'taki tutuklamaları o yapıyor.
Ne kadar adam tutuklarlarsa bilançoları o kadar artıyor. O yüzden rasgele atam tutukluyorlar. Beni sorgulayan bir İsrailliydi. Bir Güney Afrikalı hakim insanları yargılayabiliyor. Dışarıdan gelen bir yargıç insanları sorguluyor. İnsanları tutuklamalarındaki amaç onurlarını kırmak" açıklamasında bulundu.
Hacı Ali Kaysi, "ABD Irak'ı terk ederse, yeniden birlikte yaşamak mümkün olur mu?" sorusu üzerine, "Biz inanıyoruz ki Irak'ın dokuzu hiç bir şekilde parçalanamaz. Orada meydana gelen etnik bir çatışma değildir. Irak'taki işgale destek verenlerin dini, dili, ırkı, mezhebi olamaz. ABD'nin yaptığı araştırmaya göre Irak halkının yüzde 95'i işgale karşı. ABD'nin son kozu, Irak'ta etnik bir çatışma çıkarmaktadır" dedi.