Iraklı sporcular çok mutlu
Abone olYıllarca Saddam Hüseyin'in katı rejiminde yaşayan Iraklı sporcular şimdi mutlu. Sürekli korkuyla yaşayan spor tutkunları rejimin devrilmesi ile rahat nefes aldı.
Dünya, Irak'ın adını önce 10 yıla yakın süren İran savaşıyla
hafızasına kazıdı. Baskıcı lideri Saddam Hüseyin'in katı rejimi
Irak'ı dünya kamuoyunun gündeminden hiç düşürmedi. Son 13 yılda iki
kez ABD müdahalesiyle karşılaşan Irak, bir türlü savaş ve kaosun
dışında adını duyurmayı başaramadı. Sosyal faaliyette bulunmanın
neredeyse imkansız olduğu ülkede toplumun çok az bir kesimi sporla
uğraşabildi. Ancak, “Kaybedersek kırbaç cezasına çarptırılırız.”
korkusunun hafızalarındaki yeri hep önlerini kapattı. Sporun hiçbir
dalında adı bile geçmeyen Irak'ın bir milli basketbol takımı var.
Saddam Hüseyin döneminde yurt dışına çıkış yasağı olduğu için
hiçbir uluslararası tecrübe edinemeyen Irak Milli Basketbol Takımı,
önceki gün kamp yapmak ve hazırlık maçları oynamak için İstanbul'a
geldi. Kadroda bulunan oyuncuların birçoğu hayatlarında ilk kez
Irak dışına çıkıyordu. Kafilede sadece eski basketbolcu olan Teknik
Direktör Fikret Toma, birkaç kez Asya Oyunları'na katılma
gerekçesiyle yurt dışına çıkmayı başarmış. Irak'ta Saddam Hüseyin
rejiminin devrilmesiyle birlikte birçok yasak da kalkmış. ABD'nin
müdahalesinin ardından başta kaptan Mazin İsmail olmak üzere birkaç
basketbolcu Bahreyn'e kaçıp basketbol yaşamlarına yeni bir yön
vermiş. Bu kaçışın sebebini kaptan İsmail şöyle özetliyor: “Biz
Saddam döneminde ayda sadece 2 dolar kazanıyorduk. Ama şimdi ben
Bahreyn'de ayda bin 200 dolar kazanıyorum. Karım ve iki çocuğumla
birlikte huzurlu ve ölüm korkusunun olmadığı bir yaşam sürüyorum.”
Basketçiler de kırbaç yemiş Irak Milli Takımı'nın antrenörü Fikret
Toma oyuncuların aksine bir Hıristiyan. Ancak daha söze başlamadan
ilk hatırlattığı, “Biz Iraklıyız” oluyor. Fikret Toma, oyunculuğu
döneminde Irak'ın en tanınmış basketbolcularından birisiymiş. Sonra
kendini antrenörlüğe adamış. Antrenörlüğe ilk başladığı dönemde
başından öyle bir olay geçmiş ki, basketbolcu olmadığına şükretmiş.
Herkes Uday Hüseyin'in 5 yıl önce Irak Milli Futbol Takımı'nın
oyuncularını kırbaçlattığı haberini ilk kez duyarken, Fikret Toma
bu olaya 1987 yılında tanık olmuş, “1987 yılında Asya Oyunları'na
katılmıştık. Ben de antrenörlüğe yeni başlamıştım. 13 takımın
katıldığı turnuva sonunda 9. olabildik. Sonra Saddam Hüseyin'in
adamları bizim takımı topladı ve saraya götürdü. Orada bütün
oyuncuları gözümüzün önünde kırbaç cezasına çarptırdılar. İnanılmaz
bir görüntüydü. Biz antrenör olduğumuz için bizi dövmediler.
Irak'ta bu tür cezalar hep vardı zaten. Ancak tüm dünya Uday
Hüseyin'in futbolcuları kırbaçlatmasını biliyor. Biz bunları hep
yaşıyorduk.” Fikret Toma, yıllardır topraklarında yaşanan
savaşların kendilerini çok gerilere götürdüğünü söyleyerek, yeni
yeni düzlüğe çıktıklarını belirtiyor. Zamanında Irak Basketbol
Takımı'nı Arap topraklarının en iyisi yapmak için kurduklarını
ancak bu savaşlar sonucunda orta sıralarda mücadele eden sıradan
bir ekip olduklarını ifade ediyor. Saddam Hüseyin'in uyguladığı
baskıcı siyaset yüzünden ülkelerinden dışarı güçlükle
çıkabildiklerini anlatan Toma, “Kimse de ülkemize sokulmadığı için
maç yapamadık. Haliyle bütün bu kısıtlamalar, sporu geriye götürdü.
Yeni yönetim sayesinde şu anda İstanbul'dayız. Eskiden olsa bu
kesinlikle mümkün değildi.” diyerek, Irak'ta bulunan yeni siyasi
yönetimden memnuniyetinin altını çiziyor. Ülkesinin yıllardır
savaşlarla boğuştuğunu hatırlatan Toma, “Irak'ta savaşta bir
yakınını kaybetmeyen hiç kimseyi bulamazsınız. Benim de birçok
akrabam hayatını kaybetti. Ama biz sporla moral bulduk.” diyor.
Ülkesinde sporcu ya da spor adamı olmanın çok zor bir iş olduğunu
söyleyen coach, yavaş yavaş bunun düzeldiğini vurguluyor. Toma,
Saddam rejiminin devrilmesiyle bu meslekten gerçek anlamda para
kazandığını anlatarak, “Mesela, önceden ayda 1 doları zor alırken,
şimdi 100-150 dolar elime geçiyor.” diyerek refah düzeylerinin
hayli yükseldiğini söylüyor. Savaş öncesi ayda 2 dolar kazanan
kaptan İsmail şimdi zengin! Irak Basketbol Milli Takımı kaptanı
Mazin İsmail, ABD'nin son müdahalesinden sonra ailesiyle birlikte
Bahreyn'e göç etmiş. Bahreyn'in 1. Lig takımında forma giyen
İsmail, ayda bin 200 dolar kazandığı için kendisini çok şanslı
görüyor. Her basketbolcu gibi rüyalarında NBA'de oynadığını gören
İsmail'in önünü de Saddam Hüseyin'in baskıcı rejimi kesmiş.
Saddam'ın devrilmesine en çok sevinenlerden biri olduğunu söyleyen
kaptan İsmail, "Saddam Hüseyin, uydu antenlerini yasaklayıp halkın
tüm dünyayla olan bağlantısını kesmişti. Biz dünyadan bihaberdik.
Yurt dışına çıkışlar da yasaktı. Irak'ta da basketbol oynamak o
kadar kolay değil. Ne tesis var ne de para. Ben de NBA'de oynamak
için yanıp tutuşuyordum. Ama ABD'ye turist olarak bile gidemezdik."
diyerek hayallerinin nasıl yıkıldığını özetliyor. Yıllarca
akrabalarının şehit olmasına aldırış etmeden, gidip basketbol
oynadığını söyleyen İsmail, "Havadan bombaların yağmur gibi yağdığı
harp zamanında, hiçbir şeyi umursamadan top peşinde koştuk. Bizi
çok garipseyenler de oldu. Çocukluğumda tarlada ırgatlık yaptım.
Sonra baktım ki basketbolcu olmazsam hiçbir şey olamayacağım. Ben
de bu yolu seçtim. Şimdi çok rahatım." diyor. ABD müdahalesinden
sonra rahat ettik Amerika Birleşik Devletleri'nin başını çektiği bu
son savaşın tüm spor branşlarını olduğu gibi basketbolu da
etkilediğini anlatan kaptan; “Ancak bu sefer olumlu etkilendik.
Artık rahat rahat spor yapabiliyor ve yurt dışına çıkabiliyoruz.
Amerika'yı kabul etmezdik, sınırlarımızdan içeri sokmak istemezdik.
Ama şimdi rahat ettik." derken en önemli noktayı hatırlatmayı da
ihmal etmiyor: "Dua ediyoruz ki, bu yeni yönetimle Irak'ta yaşamak
daha huzurlu olur, sporumuz gelişir. ABD geldi bizi kurtardı, ıslah
etti ama artık ülkemizden çıksın." Uday Hüseyin'in maç
kaybetmelerinden dolayı kırbaçlandıkları futbol takımının yarısının
arkadaşı olduğunu söyleyen İsmail, kendisinin bugüne kadar böyle
bir olaya maruz kalmadığını söylüyor. Türk basketbolunu çok
yakından tanımadığını da ifade eden İsmail, "NBA'de oynayan Hidayet
ve Mehmet'i tanıyorum. Ancak başka bir isim bilmiyorum." diyerek,
bir gün mutlaka Türkiye'de oynamak istediğinin altını çiziyor.
Kaynak: Zaman