Irak'ın bir kısmını Türkiye'ye verin
Abone olHolbrooke, Irak sınırın yanlış çizildiğini belirtti ve bazı bölgelerin Türkiye'ye verilmesi gerektiğini idda etti.
ABD'de eski başkan Bill Clinton döneminde, eski Yugoslavya'nın
parçalanması sırasında Başkan'ın özel temsilciliğini yürüten ve bir
dönem ABD'nin BM'deki daimi temsilcisi olan Richard Holbrooke,
''aslında üç ayrı parçadan oluşan Irak'ın 1922 yılında yanlış
sınırlarla kurulduğunu'' savundu. Holbrooke, Fox News televizyonuna
verdiği demeçte, ''bu yanlışın, 1991'de eski Başkan baba George
Bush tarafından Türkiye ile çalışılarak çözümlenebileceğini, ancak
bunun yapılamadığını'' ileri sürdü. Richard Holbrooke, Irak'ın
geleceğine ilişkin olarak da bu ülkeden, aralarında Türkiye'nin de
bulunduğu komşuları tarafından ''parçalar koparabileceğini'' iddia
etti. Sunucu Tona Snow'un, Irak'ın iki-üç parçaya bölünmesi
ihtimali olup olmadığını sorması üzerine Holbrooke, ''Irak
dediğimiz ülke, 81 yıl önce, yani 1922'de (dönemin İngiltere
Başbakanı) Winston Churchill ve diğerleri tarafından Kahire
konferansında kuruldu. Irak, kesinlikle şu anki uluslararası
sınırları içinde kurulmamalıydı. Osmanlılar, Kürtleri, Sünnileri,
Şiileri 400 yıl boyunca üç ayrı vilayet halinde, yani Musul, Bağdat
ve Basra olarak yönetti. Bu doğru çözümdü. Ancak daha sonra
İngilizler yanlış yaptı. Biz de Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra
yaratılan sınırlara sadık kaldığımız için, bu mesele bize miras
kaldı'' diye konuştu. Irak ile eski Yugoslavya arasında
benzerlikler kuran Richard Holbrooke, sunucu Snow'un,
''Churchill'in yaptığı bu hatayı ABD yönetiminin düzeltmesi
gerekiyor mu'' diye sorması üzerine, ''Sanırım 1991'de ilk Bush
yönetimi, Türklerle çalışarak bunu çözebilirdi'' dedi, ancak
ayrıntı vermedi. Holbrooke, iddiasını şöyle sürdürdü: ''İsteksiz
şekilde de olsa şuna ikna oldum ki, Irak'ın bütün komşuları, ki
buna NATO müttefiki Türkiye ile Suudi Arabistan, İranlılar ve
Suriyeliler dahil, Irak'tan parçalar koparmaya başlayabilir.
Sonunda da Irak, Kongo gibi komşuları tarafından yenilerek, geriye
kalan orta kısmında teröristlerin bulunduğu bir duruma dönüşebilir.
Dolayısıyla üzüntüyle şunu söyleyebilirim ki, Churchill'in 1922'de
yaptığı hatayı düzeltmenin zamanı geçti.''