Irak yolu Bosna'dan geçti
Abone olABD için Srebreniça katliamının 15'inci yıldönümü neredeyse sessiz sedasız geçti.
Srebreniça’da 15 yıl önce bu hafta yaşanan soykırım Avrupa’nın
vicdanını rahatsız etmeye devam ediyor. Katliam sık sık haberlerde
yer alıyor. Özellikle son dönemde kurbanların aileleri Hollanda
yetkili mercilerinden, Hollandalı barış gücü askerlerinin savaş
suçlarındaki rolünü incelemesini istediği için açılan davalar
sürekli gündemde.
Amerikalılar içinse, katliamın yıl dönümü neredeyse farkında
olmadan geçti gitti. Ancak böyle olmamalı. Çünkü Temmuz 1995’te
Srebreniça’da yaşanan korkunç olaylar ABD askerlerinin bugün neden
Irak’ta olduğunun açıklanması açısından çok önemli.
Elbette, Irak Srebreniça katliamı yaşanırken çok az kişinin
aklındaydı. Hollanda askerleri BM’nin “güvenli bölge”sinde
beklerken Sırplar 8 bin Müslüman erkeği kurşuna dizdi. Bu
Avrupa’nın İkinci Dünya Savaşı’ndan beri gördüğü en büyük
katliamdı. Soykırımın yanı sıra barış gücünün kenarda durup
bekleyen görüntüsü daha büyük bir kıyım yarattı. 600 BM askeri,
kuvvet kullanmaları yasak olduğu için NATO uçaklarının kendilerini
korumasını bekledi. NATO politikası ise BM’nin onayı olmadan
saldırı yapılmasına engel oluyordu.
Uluslararası kamuoyunun güç kullanmayacağı konusunda doğru bir
tahmin yapan Sırplar, barış gücü askerlerinin yanından geçip
gittiler. Şehri ele geçiren Sırp generalin BM güçlerinin
komutanıyla “sağlığa” kadeh kaldırırkenki fotoğrafları BM ve çok
taraflılıkla ilgili tehlikeli ve ikiyüzlü ne varsa hepsini ortaya
koydu.
ABD'NİN DE SUÇU VAR
Hatalı olan sadece BM de değildi. Srebreniçalıların taleplerine
karşın ABD, kenarda durup NATO operasyonuna liderlik etmeyi
reddetti. Başkan Bill Clinton ABD güçlerini yurtdışında kullanma
konusunda şüpheciydi.
Srebreniça’dan gelen korkunç hikayeler ve fotoğraflar çok
taraflılıkla ilgili efsaneleri yerle bir etti. Demokratlar
inançlarını kaybetmeye başladı.
Clinton’ın bu rahatlığını gören Sırp lider Slobodan Miloşeviç, bir
sonraki hedefi olan Kosova’ya bombalı saldırılara başladı.
Liberallerin aldığı ders şu oldu: Asıl tehlike düşünmeden hareket
etmek değil geç kalmaktır.
Eğer liberaller BM tarafından hayal kırıklığına uğratıldıysa
muhafazakarlar hiç şaşırmadı. Cumhuriyetçiler için Srebreniça zaten
bildikleri bir şeyi kanıtlamış oldu: Çok taraflılık işe yaramazdan
da beteri zararlı bir şeydir. Dolayısıyla Irak 2002 ve 2003’te
ABD’nin radarına girdiğinde, BM çoktan Amerikalıların gözündeki
değerini yitirmişti.
"IRAK'A GİDEN YOL..."
O dönemde Washington Post gazetesi yazarı Charles Krauthammer,
“Daha önce Balkan krizinde, şimdi de Irak krizinde etkisiz olduğunu
kanıtlayan Birleşmiş Milletler, bir kez daha gereksiz bir kurum
haline gelecektir” yorumunu yaptı. Ve Saddam Hüseyin’in
Miloşeviç’ten daha kötü olduğuna inanıldığı için Irak’ın işgali bir
insani gereklilik olarak görüldü.
Birçok Demokrat, Srebreniça’daki başarısızlıklarının ardından
George W. Bush’u Irak’ta destekledi. İngiliz köşe yazarı David
Aaronovitch’in yazdığı gibi, “Srebreniça’dan Irak’a giden bir yol”
vardı. Aaranovitch, “Eğer Bosna hareketsizlik ve taviz yoluyla bir
ihanet, Srebreniça bir sonuç, Kosova ise yeniden yaşanmasını önleme
kararlılığıysa, o zaman bu yol dümdüzdür” dedi.
“A Pact with the Devil” kitabında Irak Savaşı’nı inceleyen Tony
Smith, Balkanlardaki başarıyı ve ABD’nin gücünün vazgeçilemez
olduğunu gören siyasi yelpazenin her tarafından ABD’linin Irak’ı
desteklediğini belirtti. Smith, “Miloşeviç’e karşı niyetler o kadar
güçlüydü ki, Saddam’ı aynı koltuğa oturtmak çok zor olmadı”
dedi.
Elbette Irak Srebreniça, Iraklılar da Bosnalılar değildi. Irak’ın
işgalinden yedi yıl sonra 4 bin ABD askeri öldü, ABD ise bölgede
hala güçlü bir devlet yapısı oluşturmak için uğraşıyor. Srebreniça
Avrupa’da yaşanmış olabilir, ama hayaletleri hala ABD’de
dolaşıyor.