Irak pazarı çok can yakacak
Abone olİşte, Bağdat'ta bulunan İHA muhabiri Cafer Eser'in, kurtlar sorfası Irak pazarına ilişkin değerlendirmeleri:
- IRAK PAZARI KURTLAR SOFRASI... - ÖNÜMÜZDEKİ 3 YIL BOYUNCA
IRAK'TA DEĞİŞİK PROJELER İÇİN Önümüzdeki 3 yıl boyunca Irak'ta
değişik projeler için toplam 100 milyar dolarlık bir harcama
yapılacak. Başka bir deyişle pasta büyük. Ama ne ortada bir kaynak
var ne de kaynağa katkıda bulunmak isteyen. Irak'ın yeniden imarı,
tamamen çöken bir ülkenin baştan kurulması ile eşanlamlı. Bunun
yanı sıra yarım trilyon dolar borç da cabası. Petrol konusunda
Saddam Hüseyin rejiminin imzaladığı anlaşmaların geçerli olup
olmadığı tartışılırken, Rusya ve Fransa'nın ise ABD'ye muhalefeti
sürüyor. Rus ve Fransız şirketler, yeni iktidarın, kendilerine
verilen hakları tanımasını istiyorlar. İHA muhabirinin çeşitli
kaynaklardan derlediği bilgilere göre ABD, nisan ayı sonu
itibariyle, Irak'ta acil yardım ve yeniden yapılandırma projelerine
597 milyon dolar harcadı. Yıl sonuna kadar bu rakamın, 3.6 milyar
dolara çıkması bekleniyor. Irak'a hibe yapacak diğer 18 ülkenin
taahhüt ettikleri toplam miktar ise sadece 675 milyon dolar. PETROL
GELİRLERİ BORCA GİDECEK Hesaplamalara göre Irak'ın, petrol
satışlarından yılda 25 milyar dolarlık gelir sağlaması bekleniyor.
Ancak, Irak petrolleri konusunda belirsizliğini koruyan çok nokta
var. Ayrıca, petrol gelirlerinin büyük kısmı ile borç ödeneceği
gerçeği de ortada. Bazı hesaplamalara göre, Irak önümüzdeki 30
yılını borç ödemeye ayırmak zorunda. Borçlar ödenirken Irak'a
kalacak yıllık gelir ise 10 milyar dolar olarak tahmin ediliyor. Bu
rakam bir ülkenin çekilip-çevrilmesi için pek yeterli değil. Şu
anda Irak'ta, GSYİH sadece 20 milyar dolar seviyesinde. İşsizlik
oranı yüzde 50'yi geçiyor ve sanayi faaliyetleri tamamen sona ermiş
durumda. Ülkenin dış borçları ise Kuveyt ve İran'a ödenecek savaş
tazminatları dahil olmak üzere 400 milyar doları buluyor. ÖNCELİK
ABD FİRMALARINDA Irak'ta öncelikli olarak ele alınması gereken
işler ise şu şekilde sıralanıyor: 100 hastane, 6 bin okul ve 45 su
şebekesinin yenilenmesi. 10 elektrik santrali ve 110 istasyonun
yeniden çalışır hale getirilmesi. Demiryolu ağının tadilatı. 100
köprünün ve yaklaşık 1100 kilometrelik sulama ve drenaj
kanallarının yeniden inşası. Geçen günlerde önemli bir ihale
sonuçlandırıldı. Bechtel Corporation'a verilen, Irak'ın enerji
üretim tesisleri, elektrik şebekeleri, şehir su ve kanalizasyon
sistemlerinin yeniden inşası. İlk aşaması 34.6 milyon dolar olan bu
işin, sözleşmeye göre, önümüzdeki 18 aylık dönemde 680 milyon
dolara kadar çıkması öngörülüyor. Bu arada, Bechtel'in CEO'sunun,
George W. Bush'un Uluslararası Ticaret Danışma Kurulu'nun da bir
üyesi olan Riley Bechtel olduğunu ve eski Dışişleri Bakanı George
Shultz'un, şirketin yönetim kurulunda yer aldığını da belirtmek
gerekiyor. ABD'Lİ FİRMAYA KIYAK Halliburton grubunun bir yan
kuruluşu olan Kellogg Brown & Root firmasına verilen Irak'ın petrol
altyapısının yenilenmesi işi de soru işaretleriyle dolu. İki yıl
süreli bu sözleşmenin değeri 7 milyar dolara kadar çıkabilecek. Bu
iş, Kellogg'a normal ihale süreci yapılmadan doğrudan verildi.
Açıklamaya göre, bunun sebebi, "Sözleşmenin ivedi olarak ve
güvenlik sebepleriyle gizlilik içinde yapılması gerekliliği".
Tabii, ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'in, 1995-2000 yılları
arasında Halliburton'un CEO'su olarak görev yaptığını ve ayrılırken
kendisine 33 milyon dolarlık hisse verildiğini de unutmamak lazım.
Şu ana kadar sadece tek bir İngiliz firması, toplam değeri 7 milyon
dolar ile bir personel desteği projesinde taşeronluk işini aldı.
İngilizler, hak ettikleri ölçüde pastadan pay alamadıklarını
düşünüyorlar. TÜRKİYE'NİN ŞANSI Siyasi gözlemcilere göre ise,
Irak'taki yeniden yapılandırma projelerini yürütecek firmaların ara
malları ve ham maddeleri Türkiye'den ithal edilebilir. Bu sayede
hem ihracatta artış yaşanır hem de taşımacılık canlanır. Ayrıca,
Irak ekonomisinin canlanması ve piyasa ekonomisinin gelişmesiyle
iki ülke arasındaki ticaret daha da artabilir. Dünya Gıda
Programı'nın Irak'a yapılacak gıda yardımını önemli kısmını
Türkiye'den temin etmesi söz konusu olmakla beraber, ayda 100 bin
ton gıda, İskenderun ve Mersin limanlarından Türk kamyonlarınca
Irak'a taşınacak. Ayrıca İskenderun ve Mersin limanlarının bölgede
ana limanlar haline getirilmesi sağlanabilir. PETROL YATAKLARI
KİMİN? Diğer taraftan siyasi gözlemciler, Irak Savaşı'nın bir
"petrol savaşı" olduğu yorumlarının hala tazeliğini koruduğunu
hatırlatırken, ülkenin zengin petrol yataklarını kimin işleteceği
konusunun belirsizliğini koruduğuna dikkat çekiyor. Gözlemciler,
petrol yataklarını işleterek Irak'ın yeniden yapılandırmasını
finanse etmek isteyen Washington'un, Fransa ve Rusya'nın başı
çektiği karşı cepheyle "hukuka uygunluk" tartışması yaşadığını da
bildiriyor. Gözlemcilere göre, Güvenlik Konseyi'nin daimi
üyelerinden Fransa ve Rusya, eski rejimle imzalanan anlaşmaların
devamını talep ediyorlar. Irak'ta büyük yatırımları olan Rus
şirketi Lukoil, yeni yönetimden anlaşmaya sadık kalmasını
beklerken, Amerikan şirketleri de seslerini yükseltiyorlar. Petrol
üretimi ve dağıtımından pay almak isteyen ABD'li şirketler, savaşın
maddi ve manevi kayıplarının koalisyon ülkeleri tarafından
verildiğini, bu sebeple Irak'ın yeniden yapılandırılmasına
kendilerinin öncülük edeceğini savunuyorlar. Irak'taki en büyük
yatırımcılardan olan ve 1997 yılında 7.8 milyar varillik rezervlere
sahip olan Batı Kurna yatakları için 23 yıllık bir sözleşme
imzalamış olan Lukoil firması, rejim değişikliği sebebiyle
sözleşmenin geçersiz sayılmasından endişe ediyor. Lukoil Başkan
Yardımcısı Leonid Fedoun, Batı Kurna'dan çekilmeyeceklerini ve
gerekirse haklarını savunmak için Cenevre'deki Uluslararası Ticari
ve Sınai Tahkim Mahkemesi'ne giderek 20 milyar dolarlık tazminat
davası açacaklarını söyledi.