Irak, Bush'un koltuğunu kemiriyor
Abone olABD'nin Irak operasyonunda yaşadığı şok, seçimler öncesi Başkan Bush için kabusa dönüşmeye başladı.
ABD'de daha 3 ay önce hemen hemen hiç kimsenin tanımadığı bir isim olan Howard Dean, kısa sürede hem gelecek yıl yapılacak başkanlık seçimi öncesinde muhalefetteki Demokrat Partinin adaylığı konusunda favori konumuna geldi, hem de ikinci dönem seçilmeyi hedefleyen Başkan George Bush'u korkutmaya başladı. Hekim olan ve daha sonra politikaya atılan Vermont eyaletinin 54 yaşındaki eski valisi Dean, Irak savaşına başından beri karşı çıkan tek başkan adayı görünümünü koruyarak, ABD'de yükselmeye başlayan Bush karşıtı duyguları ve ekonominin kötü gidişine duyulan kızgınlığı, seçimde kendi hanesine kazanç olarak yazdırmayı amaçlıyor. Seçime daha 15 ay kala, son haftalarda yaptığı renkli başkanlık kampanyasıyla Amerikan medyasının gözbebeği haline gelen Dean, son üç ayda topladığı 10 milyon dolarlık bağışla da Demokrat bir adayın aynı dönemlerde topladığı bağışlar dalında rekor kırdı. Demokrat Parti'de gelecek yılki seçim için parti adaylığını elde etmek için halen toplam 9 aday yarışıyor. Bunlar arasında Dean'in yanı sıra diğer önde gelen isimler olarak, son seçimin başkan yardımcısı adayı senatör Joe Lieberman, Demokratların Temsilciler Meclisi'ndeki grup lideri Dick Gephardt ve senatör John Kerry öne çıkıyor. Ancak uzmanlara göre, diğer önemli adaylar Irak savaşına tam destek verirken, partide savaş karşıtı söylemi ve liberal yaklaşımıyla Dean, bir farklılık kaynağı olarak görülüyor. Son günlerde ''Irak'ta durum Saddam döneminden daha kötü'' sözleriyle öne çıkan Dean, hiç değilse bundan sonra durumun düzeltilmesi için Birleşmiş Milletler'in yoğun olarak devreye sokulmasını savunuyor, seçilirse dünyayla uzlaşma içine gireceğinin işaretini veriyor ve büyük bütçe açıklarına yol açan Bush'un vergi indirimi uygulamalarını durduracağını belirtiyor. Demokrat Parti'de başkanlık için ilk önseçimlerin yapılacağı New Hampshire ve Iowa eyaletlerindeki anketlerde rakiplerine fark atan Dean, ülkenin batısında sürdürdüğü kampanyasıyla da her gün Amerikan televizyonları aracılığıyla on milyonlarca seçmene ulaşıyor. Washington'daki bazı uzmanlara göre Dean'in yükselişi, 1976 yılındaki başkanlık seçimini Cumhuriyetçi Gerald Ford'un önünde beklenmedik şekilde kazanan Demokrat Jimmy Carter'in önlenemeyen ilerleyişine benziyor. Carter da o dönemde tanınmamış bir politikacıyken, kısa sürede ABD başkanlığına seçilmeyi başarmıştı. Bu haliyle de Dean'in kampanyası, Beyaz Saray'dan henüz resmi açıklama gelmese de uzmanlarca gelecek yılkı seçimlere ilişkin kaygı duymaya başladığı belirtilen Başkan Bush'u da, diğer Demokrat adayları da korkutuyor. Örneğin Irak savaşına tam destek veren Demokrat adaylardan Lieberman, Dean'in Irak konusundaki görüşlerinin ülkenin ulusal çıkarlarına aykırı olduğunu savunurken, Demokrat Parti'yi, ''Dean'in aşırı sol ve popülist söylemine'' katılmamaya davet etti. Kendisini merkezci olarak tanıtan Dean ise Lieberman'in eleştirilerini ciddiye almadığını söyledi. Buna karşılık 11 Eylül saldırılarının ardından Amerikan toplumunun bir numaralı önceliği güvenlik meselesine verdiğini hatırlatan uzmanlar, Demokratların bu konuda halkın tam güvenini kazanamayışının, Dean'in en büyük dezavantajı olarak değerlendiriyor.