Irak Amerikan şahinlerini ikiye böldü

Irak'ın ABD önderliğindeki koalisyon güçlerince işgal edilmesinden 4 ay sonra işler Washington açısından kötü gitmeye devam ederken, savaşın bayraktarlığını yapan yönetim içindeki ve çevresindeki şahinler arasında bundan sonra ne yapılması gerektiğine ilişkin derin görüş ayrılıkları ortaya çıktı. Başkan George W. Bush yönetiminde sertlik yanlısı şahinlerin en tepedeki isimlerinden sayılan Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, bazı hataların yapıldığını kabul etmekle birlikte, bundan sonra Irak'a takviye Amerikan askerinin gönderilmesine karşı çıkıyor. Rumsfeld, bu yönde askeri kanattan kendisine talep gelmediğini belirtiyor. Washington'daki uzmanlar ise ABD'de gelecek yıl yapılacak başkanlık seçimi öncesinde ''zaaf belirtisi'' göstermemek için Rumsfeld ve yardımcısı Paul Wolfowitz'in ek asker gönderilmesine sıcak bakmadığını belirtiyor. Buna karşılık, ABD Kongresi'ndeki şahinlerin yanı sıra kamuoyunda geçen aylarda Irak savaşına akıl hocalığı yapan yeni muhafazakar veya ''neo-con'' adı verilen entelektüel gruplar, ilk defa Bush yönetiminin mevcut Irak politikasından desteklerini çekerek, yönetimin bütün gücüyle Irak meselesine sarılması çağrısında bulundular. ''Neo-con'' çevrelerin yayın organı olarak bilinen The Weekly Standard dergisinin editörleri William Kristol ve Robert Kagan, Irak'taki durumu ''çok vahim'' olarak nitelendirerek, Bush yönetiminden en kısa sürede Irak'a ek Amerikan askeri göndermesini ve Irak'ın yeniden imarı için onmilyarlarca doları gözden çıkarmasını istediler. Kristal ve Kagan, ''Bunu şimdi yapmazsak, birkaç ay sonra çok geç olabilir, isler kontrolden tamamen çıkabilir. Irak'ta, mutlaka başarıya ulaşmak zorundayız. Aksi takdirde ABD, dünyada çok büyük bir bedel öder'' dediler. Savaşın fikri mimarlarından sayılan bir başka şahin isim, Pentagon danışmanı ve eski savunma bakan yardımcısı Richard Perle ise bundan sonra çözümün, Irak'ta yetki ve gücü en kısa sürede Iraklılar ile paylaşmakta olduğunu savundu. Ancak uzmanlar, mevcut gerilla savaşı ortamında Irak'ta kimin ABD ile olduğunun bilinmediği bir ortamda, Amerikan yandaşlarının zayıflığı da göz önüne alındığında, Perle'ün önerisini gerçekçi bulmadılar.