İpekçi kestanecileri giydirecek
Abone olModacı Cemil İpekçi, yeni mağazası, planları ve tasarımlarıyla soruları yanıtladı.
Modacı Cemil İpekçi, ilkini Mersin'de açtığı ''çingene''
anlamına gelen ''Tzagane''ile, içinde bir evde bulunabilecek
dekorasyon amaçlı her türlü eşyanın yer aldığı mağaza
konseptini özellikle Anadolu'daki şehirlere yayarak zincir mağaza
haline dönüştürmeyi amaçlıyor.
İpekçi, Nişantaşı'nda bulunan atölyesinde yeni mağazası, planları
ve tasarımlarıyla ilgili AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Çok sevdiği dekorasyonun aslında 35 yıl önce iş hayatına
başlarkenprojelendirdiği işlerden biri olduğunu anlatan İpekçi,
''Dekorasyon hayatımda hep bir ukdedir. Ev ve mekan giydirmeyi,
belki giysiden daha çok seviyorum. Çünkü mekan, çok daha fazla
hayal dünyası isteyen bir şey...'' dedi.
Cemil İpekçi, böyle bir mağaza zincirinin ilk halkasını Mersin'de
açma nedenini şöyle anlattı: ''Müşteri portföyümde Antalya, Mersin,
Adana gibi güneydeki iller çok önemli bir yer tutuyor. Bana hep
(Niye önce Mersin?) diye soruyorlar. Mersin daha ortada, ayrıca
daha çok bakir. Ben de (Mersin'e sonradan gitmektense, başlarsam
oradan başlayayım) dedim.''
İsminin Mardin, Diyarbakır gibi yerlerde olmasının kendisine daha
enteresan geldiğini dile getiren İpekçi, ''Çünkü ben onlardan
beslendim. Yıllardan beri Anadolu ve bu topraklar için çalıştım.
Onlarbenim atölyeme gelemiyorsa, ben onlarla buluşacağım'' diye
konuştu.
''EN SON FRANCHISE VERECEĞİM YER İSTANBUL VE ANKARA''
İçinde kafe ve restoran bölümü de bulunan Tzagane mağazasından
franchise isteyen 7-8 yer bulunduğunu belirten İpekçi, ''Bu konuda
çok titiz davranıyoruz. Ancak en son vereceğim yer İstanbul ve
Ankara'dır. İstanbul'a verirsem de bir tek Anadolu Yakası'na
veririm. Ankara'da da belki bütün bir konsept olarak değil, belirli
büyük mağazalarda Corner'lar yer alabilir'' diye konuştu.
İpekçi, franchise isteyen iller arasında Eskişehir, Samsun,
Diyarbakır'ın da bulunduğunu kaydederek, ilk defa Cemil İpekçi
marka kadın mayoları ve bikinilerinin satışa sunulacağı, sonbaharda
da erkek iç çamaşırı, mayoları ve erkek giyiminin de yer alacağı
mağazalardan iki yıl içinde 4-5 tane açmayı planladıklarını
bildirdi.
İçinde koltuk, kanepe, perde, havlu, bornoz, masa örtüsü,
peçetelik, çiçek, vazo, cam eşya, tabak, pike, çarşaf gibi bir evin
ihtiyacı olabilecek birçok eşyanın satılacağı mağaza sayesinde
bundan sonra Cemil İpekçi isminin kurumsallaşacağını ifade eden
İpekçi, ''Hep içimde bir korku vardı, bir gün hayata gözlerimi
kaparsam ismim de benimle beraber gidecek diye... Ama
kurumsallaşırsa ismim her zaman kalabilecek'' dedi.
SERİ ÜRETİM YOK
Cemil İpekçi, mağazalarda satılacak ürünler için hiçbir zaman
seriüretim yapmayacaklarını belirterek, şöyle konuştu:
''Mesela bir kanepenin başka bir eşi olmayacak. Her ürün
birbirinden farklı olacak. Bunlar zincire dönüştüğünde her zincir
mağaza için birer tane olacak. Bu işe girdiğimde bütün
arkadaşlarım, dostlarım küçük miktarda da olsa benim için üretim
yaptılar. Sanki bir tane fabrikam yok, 500 fabrikam, 500 kumaş
dokuma yerim var.''
El işi takunyalarla başladıkları ayakkabı işinde de kışa girerken
ciddi bir üretimin söz konusu olacağını kaydeden İpekçi, Porland
mağazalarında ise kendi ismini taşıyan köşelerde tabak ve
bardaklarının satılacağını söyledi.
''SİMİTÇİ VE KESTANECİLERİ DE GİYDİRECEĞİM''
İpekçi, kurumsal bazdaki çalışmalarıyla ilgili olarak da şimdiye
kadar THY ile Beyoğlu Belediyesi çalışanlarını giydirdiğini, 1,5-2
ay sonra PTT çalışanlarının Cemil İpekçi giyineceğini hatırlatarak,
''Beyoğlu Belediyesi sınırları içindeki simitçiler ve kestanecileri
de giydireceğim. Zannediyorum bu daha sonra bütün büyükşehire
yayılacak''dedi.
Ailesinde çok sayıda emniyet mensubu bulunduğu için polis
kıyafetlerini yapmak istediğini belirten İpekçi, ayrıca
sokaklardaki ayakkabı boyacılarını da giydirmek istediğini
söyledi.
En büyük hayallerinden birinin önümüzdeki yıllarda Bodrum'da içinde
doğal beslenme, meditasyon, müzik, spor gibi sağlıklı beslenme
koşulları yaratacak ve kendi adını taşıyacak bir köy kurmak
olduğunu dile getiren İpekçi, ''Bir de Kapalıçarşı'da bir butik
hayal ediyorum. Ama rakamlar o kadar uç ki bu mümkün değil'' diye
konuştu.
VİLLA, MERCEDES, ROLEX...
Ünlü modacı Cemil İpekçi, modada tasarımın önemine dikkat
çekerkende, ''Tasarım çok önemli, adeta altın yumurtlayan tavuk.
Türkiye kendialtın yumurtlayan tavuklarını kullanmazsa o altın
yumurtaları Türkiye kaybeder'' dedi.
İpekçi, İstanbul'un moda merkezi yapılması yönündeki çalışmalarla
ilgili olarak da, şöyle konuştu:
''İstanbul'u moda merkezi yapamazsınız. Çünkü dünyada moda merkezi
olabilmeniz için, sizin kendi öz yaratıcı ve tasarımcılarınızın
olması gerekiyor. Moda denilen şey dünyada bir aile. Bu ailenin
içine girmemişken, siz nasıl moda merkezi olacaksınız? Dünyada bir
moda basını var. Türkiye'de böyle bir şey yok. Onlarla işbirliği
yapacaksınız, reklam paylarını ayıracaksınız. Biz kazancın yüzde
100'ünü yemeye alışmışız. Halbuki dünyadaki bütün markalar yüzde
60'ı reklam ve dünya ilişkilerine ayırır. Bizde yüzde 5'ini
ayırmıyorlar. Ya villa alacak, ya Mercedes çekecek, ya koluna Rolex
takacak. Bir de
kopyayla nasıl moda merkezi yapacaksınız? Avrupalılar bunun
bilincindeler. Versace Türkiye'ye geldiğinde ancak, kendi özümüzle
bir şeyler yaparsak ortaya çıkabileceğimizi söylememiş miydi?''
Pazenden yaptığı elbisenin 2002'deki dünya güzellik yarışmasında en
iyi elbise ödülünü aldığını hatırlatan İpekçi, ''O zaman birileri
(Pazenden bir koleksiyon yapalım dünyaya taşıyalım) diyecek sandım.
Kapıyı çalan olmadı. Halbuki pazen, dünya trendi haline
gelebilirdi'' diye konuştu.