Namus sandığa girer mi bilmiyorum ama Sadece ruhum daraldı,
ifadelere, konuşulanlara, konuşanlara, manzaraya bakınca.
Manzara gri den siyaha giden bulutlu soğuk yenen intikam.
Manzara
Ahlak zabıtası dengesiz kamu vicdanı,
Tam anlamıyla dengesiz toplum polisliği
Sorun ne
Bizim gibi düşünüp yaşamıyorlar.
Görüşleri açık, sözleri açık, davranışları açık, giyimleri
açık…
Gençlerde, Biat yok, inanç yok, o kadar çok seks yapıyorlar ki
erkekler sürünerek kızlar silikonla dolaşıyor.
Biat kültürüne göre yetişen inançlı gençlik farklı
sepete atılmış. Ne var ki ayar verilmek istenen cemaat evleri de
var kırılacak yumurta sepetinin içinde.
Zaman gazetesinin bu günlerde döndürdüğü reklam çok
manidar geliyor bana. Yüzde ellinin nasıl bölündüğü ve kavga
edenlerden birinin başbakana benzemesi, cemaat açısından olan
bitene rahatsızlığının sempatik bir dille ifadesi gibi geliyor
bana.
Yaşananlardan İntikam ve kin duygularıyla gezi
eylemlerinin son finali oynanıyor. Bu sefer de senaryo
başbakandan.
Bir yerden vurmak lazımdı hedef bulundu.
Başbakan hangi mantık ve Türkiye gerçekleriyle ahkâm
kesip, rajon koyuyor bilmiyorum, ama bu kadar büyük bir ülke
duygularla ya da bize göre doğru bu diyerek yönetilemez.
Hala ders çıkarılamayan toplumsal tepkiler sonrası, kendi
tabanının da rahatsızlığına rağmen sorun çıkar bastır, mantığı
demokrasi kültüründe yeri olmayan bir yaklaşımıdır.
Allah aşkına ortaya atılan gündem neye kime hizmet edecek
Olmayan karışık kız, erkek öğrenci yurtlarının düzeni üzerinden
mi yapılacak siyaset. Bir Allahın kulu söylesin kız erkek karışık
öğrenci yurdu var mı Türkiye de.
Yok, hem de hiç olmadı.
Kaldı ki benim kızımın namusunu başbakanın düzenleyeceği oy
kaygılı dünya görüşüne mi kaldı.
Devletin tüm kurumlarında ahlaklı sistem tam otomatik çalışıyor
da vatandaş mı gölge ediyor ideal ülke anlayışına
Polise mi kaldı milletin kadınının kızının namusu.
Namus, ahlak, şeref, haysiyet devlet memuruna bırakılmayacak
kadar değerlidir. Bunlar kişinin kendiyle ilgili mevzusudur.
Aile kendine yakıştırıyor rahatsız olmuyor içine
sindiriyorsa kime ne. Hem bahsedilen sevgilisiyle ev paylaşan kaç
öğrenci vardır. Koparılan fırtınada günahkâr görülenler bir
ağaçtaki yaprak kadar azdır. Bir ağacı bahane ederken ormana
baltayla girmenin manası nedir.
Ne diyeceksin.
Çocuk senin değil benimi diyeceksin? O zaman da sormazlar mı
sana sosyal hizmetler çocuk esirgeme yurtlarında sana emanet edilen
yetim çocukların durumları nasıl, onlara kendi kurumunda hizmetini
sorgula sonra konuş demezler mi?
Ayrıca Küçücük çocuklara uygulanan cinsel istismarlar hangi
ülkenin kanunlarında bu kadar hoşgörüyle bakılıp yapanın yanına kar
bırakılıyor.
Kısacası sorun öğrenci evleri sorunu değil. Süreç birlikte
yaşayan nikâhsızlara kadar gidecek uygulamadır. Bu sadece
planlanan marjinal muhafazakar yaşam biçiminin proje
basamağıdır.
Daha bu ay içinde rezidans yada günlük kiralık evlerin denetim
adı altında kapanmaya zorlanması da sürecin adımlarından
biridir.
Ak parti de siyaset yapan biri olarak inandığım birinin şahsımı
bu kadar şaşırtacak kadar farklı eylemlerinin ve uygulamaların
içinde olmasını kendi saflığıma veriyorum.
Şahsım kızlı erkekli aynı evi paylaşanlara yönelik yorum bile
yapma hakkı görmüyorum kendimde, o onların ve ailelerinin
özelidir.
Kendi kızıma izin verir miyim?
Asla
Açılım ve demokratikleşme, hatta yeni anayasadan dem vururken bu
olmadı. Devleti polisleştiren zihniyetin hükümet olamak bir tarafa,
padişahlık özlemini yansıtıyor ortaya konulan uygulamalar. Ferman
buyurdum olacak.
Ülke insanları ağır kokulu devlet baskısının vatandaş üzerinde
oluşturduğu isyan duygularının ve haykırışlarının yansımaları çok
çabuk unutuldu. Hala rajon kesiyor, her daim ileri vites yapıyor.
Hani geri vites isteyen yok ama Gereksiz stres çıkarıp kavgacı
tutumuyla kendini halkın gözündeki lider imajından uzaklaştığının
farkında bile değil. Öyle sindirmiş ki etrafındakileri ni, kimse
çıtını çıkaramıyor. Oda her hamlede haklı sanıyor kendini. Maalesef
yalnızlaşmak en büyük tehlikedir Ve başbakan yalnız, İstişare değil
sadece sorguluyor.
Maalesef hayat çok acımasız, olağan üstü icraatlar yaparsınız
mücadele verirsiniz ama öyle bir hata yaparsınız ki silinir gider,
hiç bir şey hatırlanmaz.
Kısacası lider olmak çok zordur ama onu sürdürmek daha da
zordur.