Alanya'da yaşayan Ayşenur G. isimli bir annenin mektup bırakarak intihar etmesinin ardından 14 yıl hapis cezasına çarptırılan amcasının oğlu Selahattin S. (30), yargıtay kararıyla tahliye edilmişti. Bugün gerçekleşen duruşmaya katılan Haluk Levent ise, kuzen hakkında tutuklama kararı çıkarıldığını duyurdu.Duruşma öncesi Alanya Adliyesi önünde Ayşenur Güven'in annesi Emine baba Mustafa Sezer ile görüşen Haluk Levent, burada gazetecilere yaptığı açıklamada Ayşenur'un yanında olacağının sözünü verdiğini belirtti.Anne Emine Sezer, üzüntüsünden dolayı konuşamazken, baba Mustafa Sezer ise adalete güvendiklerini aktardı. Baba Sezer, "Adalet istiyorum ve lütfen bu kanunları yapan kişilere medya aracılığıyla seslenmek istiyorum. Bu kararlar verilirken, ödül verilir gibi değil suçlunun hak ettiği gibi cezalar verilsin. Ben adalete güveniyorum" dedi.Tutuklama kararı çıkarıldı: Duruşmanın ardından Haluk Levent, sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı. Levent, "Kazandık!" diyerek şu ifadelere yer verdi: "Mahkeme Yargıtay’ın bozma kararına direndi! Ve sanık Selahattin S. hakkında tutuklama kararı çıkarıldı. Ayşenur’un onuru hepimizin onurudur.. Mezarında rahat uyuyacak artık! Herkese teşekkürler!"Peki ne olmuştu?İddiaya göre Ayşenur Güven, küçük yaşlardan itibaren amcasının oğlu sanık S.S. tarafından cinsel istismar eylemlerine maruz bırakılmış ve bu durum Ayşenur'un evlenerek bir çocuk sahibi olmasından sonra da devam etmişti.İntihar etmeden önce ailesine anlatmış: Ayşenur, sanık S.S.'nin tehdit ve cinsel saldırı eylemlerine daha fazla dayanamayınca içinde bulunduğu bu zor durumu hem eşi hem de ailesi ile paylaşmıştı. Olayın ortaya çıkmasından tam 3 gün sonra geriye bir mektup bırakarak ve kendisini asarak yaşamına son vermişti.İnkar etti ama 3 yılda binlerce kez aramış: Sanık S.S., yargılama süresince suçu inkar etmiş ve Ayşenur'un telefon numarasının dahi olmadığını iddia etmesine rağmen yine iddiaya göre sanık tarafından son 3 yılda 1612 defa arandığı tespit edilmişti.Sanık S.S. aleyhine 14 yıl hapis cezası verilmiş ancak Yargıtay'a giden dosyada delil yetersiz denilmişti. Bu nedenle dava "sanık tarafından suçun işlendiğine dair şüpheden uzak kesin bir delil bulunmadığı" gerekçesi ile bozulmuş ve beraat kararı verilmişti.