yazımın
sonunda, "Medyanın hali bu, böyle gelmiş, böyle
gidiyor, böyle gidecek" demiştim!
İnternet Medyası'ndaki arkadaşlardan geldi:
"Medyanın hali böyle gitmiyor artık!"
Arkadaşlarımın hakkı var. İnternet
Medyası ile birlikte medyada hiçbir şey eskisi gibi
değil. Yayıncılık ve reklam konusunda çok gerilerdeyiz doğru, ama
bu hep böyle kalacağız anlamına gelmiyor. 2000'li yıllarda, yola
revan olan İnternet Medyası, bugün muazzam bir güce
erişti.
İstihdam sağlayan büyük bir sektör haline geldik!
***
Türkiye'de bizden daha özgür olan var
mı?
Bizim özgürlüğümüz, özgürlüğü kısıtlanan kalem erbabı kişilerin de
özgürlüğü demek. Hasan Cemal mesela, Milliyet'te
özgürlüğünün önüne duvar ördüler, biz yıktık o
duvarları. Başka yazarlar da sansürlendi
geçmişte, arşivlerimiz gazetelerin sansürlediği yazarların
yazılarıyla dolu!
Susturulan yazarların sesi, bir tek İnternet Medyası değil!
yazımda, Çandar için tehlike çanlarının
çalmaya devam ettiğini yazmıştım hatırlarsanız.
Kimin umurunda?
Çandar'ın zaten bir medyası var, Radikal'de yazıp
yazmaması çok da önemli değil. Twitter'da 132 bin takipçisi var.
Radikal'ın tirajını katlayan bir rakam bu. Çandar'ın bir mesajı
milyonlara ulaşıyor, etkisi de anında belli oluyor.
Hasan Cemal, ta
Erbil'den "yeni medya"sında
gazetecilik yapıyor!
Gazeteciliğinden vazgeçmedi, vazgeçmiyor, kalemi elinden alınmasına
rağmen!
Twitter'ı kullanıyor, Facebook'ta fotoğraf paylaşıyor,
İnternet Medyası'nda boy gösteriyor.
***
Ahmet Hakan gibi, Cüneyt
Özdemir gibi, twitter'da milyonların takip
ettiği gazetecilerin, bu dönemde, susturmak mümkün
mü? Hangi güç, Cüneyt'in twitter'daki 1 milyon 110
bin takipçisinin önünde durabilir? Ahmet Hakan'ın 609 bin
ziyaretçisi var, onu kim susturabilir?
Peki?
Twitter'dan bihaber yazarlar, yeni medyanın
olmadığı günler kadar etkili olabiliyor mu? Emin
Çölaşan mesela, Bekir Coşkun ve susturulduğunu iddia eden diğer
yazarlar.. Onların niye sesi çıkmıyor?
Şuraya gelmek istiyorum!
İktidarın rahatsız olduğu yazarların susturulması, bu
kalemlerin bertaraf edilmesi doğru bir yaklaşım
değil. Sosyal Medya ve Yeni Medya sansürün önünde
çok büyük bir engel. Twitter ve Facebook'un
kapısına zırt pırt kilit vurulamayacağına göre, bu yazarlar kendi
gazetelerinden dışlansalar bile, özgürlüklerinden daha doğrusu
etkinliklerinden bir şey kaybetmeyecekler.
İyisi mi, eleştiriye açık olmak!
Tek çözüm yolu bu!
Binali Yıldırım'ın bu işte vebali
çok!
Teknoloji konusunda eksiklerimiz yok
mu? Var elbette. Ancak şöyle geriye dönüp
baktığımızda, Türkiye'deki muazzam bir
değişimin yaşandığını görüyoruz.
Karayolları, deniz yolları, hava yollarındaki değişimin yanına
şimdi de ileteşim yollarındaki değişim eklendi.
Her başarının altından Binali Yıldırım çıktığı için,
onun günahı çok!
Yıldırım'ın vizyonu ve yönlendirmeleri
iletişim yollarındaki değişime çok büyük katkısı
oldu. GSM operatörlerinin 500 kişiden daha az
nüfuslu yerlere mobil altyapılarını götürmelerinde Yıldırım önayak
oldu! Hedefinde Türkiye'yi
İnternet'le donatmak vardı; Türk Telekom'un
fiber teknolojisi bu hayalin bir parçası.
"Fiberle 81 ilde hızlı İnternet"
Bizim penceremizden baktığımızda, fiberle
okuyucularımıza 81 ilde daha hızlı
ulaşacağız. Daha fazla okuyucu, daha fazla
reklam, daha fazla değişim, daha fazla gelişim.
Kim tutar bundan böyle bizi!
Teşekkürler Binali Bey!