Eylemler başlamadan öce de aldığım, "İnternethaber'de
yazma" mailleri Gezi Parkı eylemlerinden sonra ayyuka
çıktı!
İki taraftan da "Bu sitede yazma" diyenler
oldukça fazla.
Kimi kendi hoşlarına giden yazılar yazdığım için kimi de tam
tersi için yapıyor bu çağrıyı.
"Bu sitede yazma, git başka yerde yaz"
diyenler, sözlerimi dikkatle okuyun!
Önce neden benim burada yazmamam gerektiğini düşündüğünüzü
sorgulamanızı dileyerek bütün samimiyetimle yazıyorum her şeyi!
İnternethaber'de bundan tam 5 yıl önce yazmaya başladım.
Bir tek ama bir tek yazım sansüre uğramadı.
Yetmez mi?
İnternethaber'i sen beğenmiyorsan okumazsın.
Çözüm bu kadar basitken, sen siteye beni okumak için girdiğini
söylüyorsun!
Demek ki, benim yazdıklarımı okumak için burada olman,
gökkuşağının yedi rengini yakalamış siteye yaptığın suçlamalar
yersiz kalıyor!
Yetmez mi?
Bir tek gün bile arayıp "sen niye bunu yazdın, biz bu
fikirlere kapalıyız" demedikleri gibi,
"ÖZGÜRSÜN" diyen patronla ve yönetim kadrosuyla
çalışıyorum.
Yetmez mi?
Bırakın sadece köşemde yazmayı, yazdıklarımı kendileri benim
gibi düşünmese bile, manşetten veren bir haber ekibiyle
çalışıyorum.
Yetmez mi?
Bırakın artık bölüp parçalama cümlelerini, bırakın artık
"ben onları sevmiyorum, sen de onları sevme"
edebiyatını!
Bırakın artık insanları o düşünceden bu düşünceden diye bölmeye
çalışmayı!
Bir bakın etrafınıza...
En yakın arkadaşınıza...
Bir sabah kahvesi içmek için evinize gelen komşunuza...
Bütün düşünceleriniz ortak mı, hiç mi yok farklı
düşünceleriniz?
Bırakın hepsini...
Aynı anneden babadan doğmuş kardeşlerinizle bile aranızda zaman
zaman fikir ayrılığı yaşanabiliyorken, neden hepiniz hep sizin
hoşunuza gidecek şeyler yazmamı bekliyor anlayamıyorum!...
Hepimiz bir makineden çıkmış aynı düşünceye mi inanacağız!
Hani farklılıklardı zenginliğimiz?
Bu yazıyı yazıp yazmamayı çok düşündüm...
Biliyorum yetmez ama anlatmaya çalışacağım!
En yakın arkadaşlarımdan biri, hayatımdaki her bir sırrı bilen,
ne düşünüyorsam ne yaşıyorsam rahat rahat anlatabildiğim,
kardeşlerime bile anlatamadığımı bilen bir dostum var benim!
İstanbul'da yaşıyor...
Adı Aslı...
Bana kızmayacağını umarak ismini de verdim, öyle arkadaşız ki,
öyle bir bütünüz ki eminim kızmayacaktır bana!
Aslı, 3 dönem AK Parti'ye oy verdi...
Ama biz onunla hiçbir zaman, sen AK Partilisin ya da sen AK
Parti'yi eleştiriyorsun diye bir tartışmanın içine hiç
girmedik.
Çünkü, sizin ağzınızdan düşürmediğiniz
"özgürlük" kelimesini arkadaşlığımızın içine
dantel dantel işlemiştik!
Ben önümüzdeki seçimlerde Aslı'nın hangi partiye oy vereceğini
bilmiyorum, ilgilenmiyorum da!
Ama siz benim özgürce yazdığım sitede yazmamam için bana
durmadan mail atıyorsunuz, mesajlar gönderiyorsunuz.
Bakın arkadaşlar...
Tekrar ediyorum, İnternethaber'de bir tek yazım sansüre
uğramadı, orada benim gibi düşünmeyen çok insan var, aynı düşüncede
birleşemediğimiz, zaman zaman bunları konuştuğum, tartıştığım
abilerim var ama hiç birbirimize kızmadan, esprirlerle yapıyoruz
bunu.
Ne istiyorsunuz, bir haber sitesinde sadece aynı fikirde yazan
insanlar mı olsun!
Bu en büyük bölücülük değil mi?
Bundan başka bir sorunumuz daha var.
Bir de benim yazdıklarımı beğenmediği için bazen alenen, bazen
benim haberim olmadan beni site yönetimine şikayet edenler var!
Yazdıklarımı provokasyon olarak değerlendiren birileri var!
Onlara da şunu söylemek isterim!
Arkadaşım, senin gibi düşünmek zorunda mıyım?
Değilim!
Peki ya sen, benimle aynı fikirde olmak zorunda mısın?
Asla!
O zaman bırak, birbirimize hakaret etmeden, birbirimizle kavga
etmeden belirtelim düşüncelerimizi...
Sen İnternethaber'i seviyor beni sevmiyorsan yazılarımı okuma,
okuyor beğenmiyorsan yazının altındaki yorum bölümüne yaz
istediklerini...
Ama acizlik gösterip şikayet etme!
Beni sadece düşüncelerimden dolayı yargılayıp asma!
Tanımadığın birini siyasi görüşü yüzünden
"provokatör" ilan etme...
Sen benim düşüncelerime saygı duy, ben seninkilere zaten
saygılıyım...
Kusura bakma ben "garson" değilim,
sipariş üzerine yazamam.
Bunu bugüne kadar hiç yapmadım bundan sonra da yapamam!
O zaman sana düşen, beni istiyorsan okumak, istemiyorsan
okumamak...
Ve hakaret etmeden, küfretmeden, aşağılamadan adam gibi
eleştirmek!
Ne dersin, yapabilir misin?